Yasin AKTAY
HARTUM
Güney Sudan’ın Batılı güçlerin de teşvik ve tahrikleriyle uzun süren çekişmeler neticesinde bir referandum yoluyla ayrılmasından sonra, aslında Sudan’da beklenmeyen bir rahatlama yaşanmış oldu. Güney’de kalan petrol dolayısıyla Kuzey’in petrol gelirlerinden mahrum kalacağı düşüncesi olumsuz değil, olumlu bir etki yapmış. Gerçi Güney’de üretilen petrolün nakliyesinden alınacak bir pay üzerinde anlaşılmıştı, ama Güney’de ayrılık sonrası kabileler arasında patlak veren ve bir türlü dinmeyen iç savaş yüzünden petrol üretimi neredeyse tamamen durmuş olduğu için oradan beklenen az miktardaki gelir de durmuş vaziyette. Bu da petrol dışı gelirler sağlamak için daha yoğun bir arayış ve çabaya sevk etmiş durumda.
Diğer yandan geçmişte Sudan’ın başını çok ağrıtmış olan Darfour sorununa daha kalıcı bir çözüm bulabilmek için ülke içi diyalog sürecinin başlatılması hususu öne çıkmış ve uzun süren diyalog neticesinde özellikle Turabi’nin liderliğini yaptığı Halkın Kongre Partisi (Hizb el Mutemer el Şabi - HKP) hükümette sembolik de olsa yer almak suretiyle elini taşın altına koymayı kabul etmiş. Bir Sanayi Bakanı, Uluslararası Yardımlaşma Bakanı ve Petrol Bakan Yardımcısı ile Cumhurbaşkanı Yardımcılığıyla gerçekleşen bu sembolik katılımın ülkenin barışına, yeniden inşa sürecine ve istikrarına katkısı beklenenin de ötesinde oluyor. 400 kişilik parlamentoda HKP’nin 5 üyesi bulunuyor.
Turabi’nin geçen seneki vefatından sonra Genel başkanlığı üstlenen İbrahim el-Senusi şimdi Cumhurbaşkanı yardımcılığına getirilmiş, onun yerine geçtiğimiz Mart ayında gerçekleşen olağan Kongrede HKP’nin siyaset dışı kaldığı dönemde Almanya’da yaşamak durumunda kalan Ali el-Hac şimdi partinin genel başkanlığını yürütüyor.
HASAN TURABİ’NİN SİYASİ GERÇEKÇİLİĞİ
Diyalog sürecine aslında Turabi’nin liderliği altında başlanmıştı. Son zamanlarda Sudan üzerinde oynanan oyunlara karşılık Turabi Sudan’ın bütün unsurlarıyla birlik ve dirliğine daha fazla vurgu yapmaya başlamış ve bunun için gerekirse parti olarak her türlü tavizi vermeye hazır olduğunu ortaya koymuştu. Aslında altmışlı yılların ikinci yarısından itibaren Sudan’daki siyasi dengelerde her zaman önemli bir yeri olan Turabi’nin bu sorumlu ve bilge yaklaşımı toplumda daha büyük bir sorumluluk ve saygınlık oluşturmuş.
Bu yanıyla Tunus Nahda hareketi lideri Gannuşi’yi fazlasıyla andırıyor. Sadece andırmakla kalmıyor, aslında siyasi görüşleri itibariyle, demokrasiye, kadınların toplumsal ve siyasal katılımına, İslam fıkhının, bilhassa siyasi fıkhının kapalı ve sabit bir paket olmak yerine açık-uçlu karakterine vurgularıyla paraleller. Yanı sıra, ülkelerindeki istikrar ve milli kazanımlar lehine sergiledikleri uzlaşmacı tavır ve üsluplarıyla da birbirlerine benziyorlar.
Genel Başkan Ali el-Hac ve Cumhurbaşkanı yardımcısı İbrahim Senusi, öğle yemeğinde bizi partinin genel merkezinde partinin üst düzey yönetimiyle birlikte ağırladılar. Kabulde iktidardaki Ulusal Kongre Partisi’nden de (UKP) yönetici seviyesinde insanlar vardı. Bu ziyaretimizde el-Hac Turabi’nin ve hareketinin çağdaş İslami siyasi hareketler içinde iktidar deneyimini İslami siyaset teorisiyle mezceden en eski hareket olduğuna değindi.
Gerçekten erken zamanlardan itibaren hem muhalefetin hem iktidarın bütün şekillerini yaşamış biri olarak Turabi’nin İslami siyaset ile ilgili görüşleri teori ile pratiğin birbirinden en iyi beslenerek şekillendikleri gerçekçi ve olgun düşünceler. Belki Turabi’ye kadarki modern İslami siyaset düşüncesinin gereğinden fazla teorik ve denenmemiş bir masa-rahle başı çalışması olduğu söylenebilir. Bu yanıyla gereğinden fazla ütopist ve gerçeklerden kopuk olan bu çalışmalar elbette sadece teorik bir analizden önce yeşerdikleri havzalarda onları dillendirenlerin siyasi hermenötiği açısından da bir anlam ifade ediyor. Buna karşılık, İslami hareketlerin iktidarı bilerek, tecrübe ederek ve tanıyarak siyaset teorisine yansıttıkları modellerin mutlaka hatasıyla savabıyla değerlendirilmesi gerekir.
Bugün Sudan’ın karşılaşmakta olduğu dış saldırılar karşısında ve ülke içi bütünlüğün sağlanması konusunda her iki parti birlikte çalışıyor. Darfour sorununu çözmek için bölgenin kalkındırılması gerektiği hususunda görüş ve eylem birliği içindeler, buna yönelik ciddi projeler geliştirmeye çalışıyorlar.
15 TEMMUZ VE KENDİ DARBE GİRİŞİMİ ARASINDA SUDAN
Yıllardır ülkeye uygulanan ambargonun yakın zamanda kalkacağı beklentisi bugünlerde artık bütün planlamalarda baz alınan bir veri. Zaten Çin ve birçok Avrupalı ülke daha şimdiden ambargo sonrası Sudan’a güçlü bir biçimde girmeye başlamış bile. Bu süreçte Türkiye’nin diğer ülkelere nazaran yavaşlığı sitem konusu.
BAE veliaht prensi Muhammed b. Zayed’in bütün İslam dünyasını kendi halklarıyla taban tabana zıt, askeri ve çeşitli darbe yönetimleri yoluyla dizayn etme planının içinde Sudan da önemli bir yer tutuyor. Yakın zamanda erkenden keşfedilip tedbirleri alınan bir darbe girişiminin arkasında onun ve Mısır’ın darbeci döktatörü Sisi’nin müdahalesinin olduğuna dair ciddi veriler var.
MAARİF VAKFI OKULLARI
15 Temmuz’u Türkiye ile adeta eş zamanlı ve eş duygusallıkla yaşayan Sudan, hükümetiyle ve halkıyla kendilerine yönelik bu darbe teşebbüsü yoluyla da kendilerini Türkiye ile ortak bir kadere sahip görmeye daha fazla yaklaşmış durumda. Zaten 15 Temmuz günü sokaklara Türkiye halkıyla birlikte inen Sudan halkının ilk hedefinde buradaki FETÖ’ye ait okullar olmuş. Böylece Sudan’daki FETÖ okulunun devri doğrudan Sudan halkının müdahalesiyle o gece gerçekleşmiş. Bir yıl süren Sudan yönetiminin ardından yakın zamanda bu okullar Maarif Vakfına devredilmiş. Ziyaret ettik. Yeni, genç ve dinamik bir grupla Maarif Vakfı buradaki çalışmaları devralmış durumda. Atanan, çoğu Arapça bilen yeni elemanlarla Maarif Vakfı okulları Türkiye ve Sudan arasında gerçek bir iletişim kanalı olarak işleyeceklerinin bütün işaretlerini veriyorlar.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019