Akın ÖZÇER
Bir zamanlar İspanya’nın 1978 anayasasıyla oluşturduğu özerklik sisteminden söz etmek hoş karşılanmazdı Türkiye’de. Hatta önünde sonunda konu özerklik sistemine dayanacak diye bu ülkenin geniş bir toplumsal mutabakata dayanan ve son derece demokratik olan anayasasının anlatılması bile kuşkuyla karşılanırdı. İspanya ile Türkiye, Bask ve Katalan sorunları ile Kürt sorunu, ETA ile PKK arasında karşılaştırmalar yapmak ise, bundan beş-altı yıl öncesine kadar neredeyse tabuydu.
Kendimi İspanya’yı olduğu gibi anlatmakla sınırladığım ilk kitabım bile bu konularda eski Türkiye’nin devamını sağlamak için eksik ve yanlış bilgilendirme yapanların tekerine çomak sokuyordu. İtiraf etmem gerekir ki ben de kitabı bu nedenle kaleme almıştım. Türkiye’nin son derece demokratik bir anayasaya sahip İspanya ile benzer politikalar yürüttüğü halde çifte standarda maruz kaldığı yalanına artık bir son verilmesi ve evrensel ilkelere dayalı gerçek bir demokrasiye geçilmesi gerektiğini düşünüyordum çünkü.
Kabul etmek gerekir ki 1999’dan, hatta ikinci kitabımı yayımladığım 2007’den bu yana ifade özgürlüğü alanı giderek genişledi. Benimle yapılan ilk söyleşileri anımsadığımda, 2008-2011 arasında Newsweek Türkiye’de, daha sonra da Taraf’ta bu konularda kaleme aldığım yazılara baktığımda ifade özgürlüğü alanındaki bu genişlemeyi açıkça fark ediyorum. Ancak toplumda ana dilde eğitim gibi temel bir hakkın, özerklik bir yana âdem-i merkeziyetçiliğin ülkeyi böleceği gibi eski yaklaşımlar üzerinden yapılan politikaların hâlâ müşterisi olduğu görülüyor.
Oysa ana dilde eğitim 35 yılda İspanya’yı bölmediği gibi, özerklik başlangıçta öngörüldüğü gibi yine bağımsızlık taleplerine (yani bölücülüğe) karşı tutkal işlevi görmeye devam ediyor. Metroscopia’nın Katalanlar arasında yaptığı son kamuoyu yoklaması bu doğrultuda. Başlık da bu durumu özetliyor bir bakıma. Şimdi önce Katalunya’nın bağımsızlık talepleriyle ilgili son gelişmeleri hatırlayalım, ardından kamuoyu yoklamasına daha ayrıntılı bakalım.
Katalunya’da referandum kutuplaşması
Katalunya’nın iktidar partisi CİU (Convergència i Unió) ile hükümetine dışarıdan destek veren ERC (Esquerra Republicana de Catalunya) bağımsızlık yolunda ilerlemeye kararlı görünüyor. Geçen Ocak ayında özerk parlamentoda (Parlament) benimsenenegemenlik bildirisinden sonra Katalan cephesinde atılması planlanan adım, 2014’te kendi geleceğini belirleme hakkı temelinde referanduma gitmek.
Eski Türkiye’yi savunanların beğenmedikleri İspanyol anayasası kollektif nitelikli bu hakkı tanımadığı gibi siyasi konularda referandum yetkisini özerk yönetimlere vermiyor. Anayasa Mahkemesi’nin içtihadı da özerk bir topluluğun geleceğine sadece o topluluk halkının değil tüm İspanyol halkının karar vermesi gerektiği yönünde. Başka bir ifadeyle Katalunya’nın geleceğiyle ilgili bir referandum düzenlenmesi merkezi hükümetçe uygun görülürse İspanya genelinde referandum düzenlenmesi söz konusu. Böyle bir referandumdan Katalunya’nın bağımsızlığının çıkma olasılığı olmadığından CIU-ERC ortaklığı referandumun anayasaya aykırı olsa da sadece özerk topluluk sınırları içinde yapılmasında ısrar ediyor.
Bu ısrarın toplumsal bir temeli de var elbette. Katalan milli günü Diadia bu yıl bağımsızlık çığlıklarıyla kutlandı. Kuzey’de Fransa sınırından Güneyde Valencia’ya kadar uzanan 400 kilometrelik sahil boyunca elelele tutuşan insanlar bir zincir oluşturdu. Etkinliği düzenleyen Katalan Ulusal Meclisi (ANC/Asamblea Nacional de Catalunya) isimli sivil toplum kuruluşu katılımın 1.6 milyon kişi olduğunu öne sürdü. Sonra Cadena Ser için Myword Observatuarı tarafından yapılan kamuoyu yoklamasından yüzde 52 bağımsızlık çıktığı açıklandı. Aslında Parlement’te bağımsızlık yanlısı partilerin halen salt çoğunluğa sahip olduğu anımsanırsa, bu pek de yadırganacak bir oran değil kuşkusuz.
İspanya iktidar partisi PP (Partido Popular) Diadia’daki bağımsızlık patlamasına karşılık daha sonra Barcelona’da yüzbinin üzerinde kişiyi biraraya getirdi. Bağımsızlık cephesinin İngilizce “Catologne is not Spain” dövizine karşılık Katalanca ve İspanyolca “Som Catalunya, Somos España” dövizinin kullanıldığı ulusal birlik gösterileri ise fazla ses getirmedi doğal olarak.
Katalan özerk hükümeti (Generalitat) Başkanı Artur Mas ile Başbakan Rajoy arasında sağırlar diyalogu sürüyor. Mas, Rajoy’dan 31 Aralığa kadar referandum konusunda çıkması imkânsız olumlu bir cevap bekliyor. Başbakan Rajoy ise, Barcelona’daki son Akdeniz Forumu’nun açılışında yaptığı konuşmada olduğu gibi, bağımsızlık projesini eleştirip duruyor. Günümüz dünyasının ayrışma değil bütünleşmeye ve karşılıklı bağımlılığa dayandığından söz ediyor. Barcelona’nın “kimliklerin kaynaştığı, köklerin ortaklaştığı” İspanya’nın onur duyduğu bir kent olduğundan dem vuruyor.
Aslında sağırlar diyaloğu sadece Mas ile Rajoy, bağımsızlık yanlısı Katalan milliyetçilerle, İspanyol milliyetçileri bünyesinde toplayan iktidar partisi PP arasında değil. Ana muhalefet partisi PSOE (İspanya Sosyalist İşçi Partisi) ve eski sosyalist Rosa Diez’in yükselen partisi UPyD (İlerleme ve Demokrasi Birliği) de referandum konusunda PP’nin yanında yer alıyor. Nitekim UPyD’nin geçen hafta Temsilciler Meclisi’ne bu konuda sunduğu önerge 39’a karşı 265 oyla benimsendi. Önergenin belkemiğini Anayasa Mahkemesi’nin referandumla ilgili içtihadı oluşturuyordu: “devletin territoryal organizasyonu konusunda İspanyol halkının bir bölümü geri kalan kısmını dışlayarak herhangi bir karar alamaz.”
Kutuplaşmayı aşacak formüller
Yukarıda özetle aktardığım son gelişmeler Katalan sorununda İspanyol siyaset arenasındaki kutuplaşmayı açıkça ortyaya koyuyor. Referandum ve bağımsızlık lehinde Parlament’te salt çoğunluk var; Temsilciler Meclisi ise ezici bir çoğunlukla buna karşı çıkıyor. Kutuplaşmayı aşmanın ve sorunu çözmenin bir yolu yok mu peki?
Ana muhalefet partisi PSOE öteden beri giderek federalleşen mevcut özerklikler sisteminin yerine özünde büyük değişikliğe yol açmayacak bir federal çözüm öneriyor. Federalizm Türkiye’de anlatıldığı gibi bölünme anlamına gelmiyor. Zira bölünme, beraberinde ayrılma hakkını getiren konfederal sistemlerde söz konusu ancak. Federal sistem, federe devletlerin ya da eyaletlerin kendi geleceğini belirleme hakkını tanımadığı sürece bölünmeyi engelliyor. Aslında BM Genel Kurulu’nun 14 Aralık 1960 tarihli ve 1514 sayılı kararı, kendi geleceğini belirleme hakkının bir üye devletin toprak bütünlüğünü bozacak şekilde kullanılamayacağını hükme bağlıyor. Daha açık bir deyişle bu hak bölgelere değil, genelde denizaşırı bölgelerdeki sömürgelere tanınıyor. Bu ve Genel Kurul’da daha sonra alınan aynı çizgideki kararların bugüne kadarki tek istisnasını ise Kosova oluşturuyor.
Bu itibarla, Artur Mas’ın B planı olduğu öne sürülen “Kosova formülü” referandumun yapılamaması halinde CİU-ERC ikilisinin bağımsızlık ilanından ibaret tek maddelik ortak programla erken seçime gitmesini öngörüyor. Kosova parlamentosu 17 Şubat 2008’de tek taraflı olarak Sırbistan’dan bağımsızlığını ilan etmiş, Lahey Adalet Divanı da 2010’da aldığı bağlayıcı olmayan bir kararla bunu meşru bulmuştu. Ancak İspanya, Sırbistan, Katalunya da Kosova değil elbette.
Metroscopia’nın son kamuoyu yoklaması
Geçen Pazar Metroscopia’nın El Pais için yaptığı kamuoyu yoklaması Katalan toplumunun mevcut sistemi yeterli bulmadığı ve yüzde 40’a karşı 55 oranında kendi geleceğini belirleme hakkına destek verdiği gerçeğini ortaya koyuyor. Bağımsızlığa destek yüzde 54 oranında görünüyor ama bu hedefe varılabileceğini düşünenlerin oranı sadece yüzde 46. Bağımsızlıktan yana olanların yüzde 42’si aksi görüşte. Ayrıca bağımsızlığa destek, Katalunya AB dışında kalacaksa –ki bu kaçınılmaz- yüzde 48’e kadar düşüyor.
Bir başka önemli veri, Katalunya’nın İspanya içinde kalmasını savunanların bağımsızlık isteyenlerden çok daha fazla olması. Ancak mevcut özerklik sistemiyle bunu mümkün görenlerin oranı yüzde 17 gibi çok düşük bir düzeyde. Kamuoyu yoklamasına göre daha çok özerklik öngören yeni bir anayasal sistem bağımsızlıktan daha çok destek (yüzde 31 e karşı 40) görüyor. El Pais bunu okurlarına “üçüncü yol” olarak duyuruyor. Ama bu yolun açılması, yeni bir şeyler önerilmesine bağlı.
Bu son veri, mevcut anayasal sistemi yeterli gören PP için önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Demokrasilerde halkın nabzını tutmak önemli. Anayasaya aykırı referandumu ve bugünkü konjonktürde çoğunluk gibi görünen bağımsızlık seçeneğini gündemden düşürmek için yeni adımlar atılması şart. PSOE’nin savunduğu federal çözüm de, daha çok özerklik –özellikle finansal konularda- getiren yeni bir özerklik statüsü de Katalunya’nın bağımsızlığı seçeneğini ikinci plana atabilir. Ama görünen o ki Başbakan Rajoy bu dalga boyutunda değil. Katalan krizine çözüm bulmak için anayasa değişikliğinin söz konusu olmayacağını yineliyor.
Önümüzdeki aylarda daha çok konuşacağımız Katalan sorunundaki son gelişmeler özetle böyle. Bu sorunla Kürt sorunu arasında bu aşamada herhangi bir benzerlik kurmak kolay değil. Her iki sorunun da birbirinden çok farklı anayasa reformlarıyla çözülebileceği gerçeği dışında. Ama bağımsızlık yanlısı Katalan milliyetçilerin, bir BDP milletvekilinin altına imza atmaya hazır olduğunu açıkladığı 1978 Anayasası’na şiddetle karşı çıktığına bakılırsa, önemli bir şey var altı çizilmesi gereken: o da özerklik ya da federal çözümün yeri geldiğinde ülkenin bölünmesine set çeken sistemler olduğu gerçeği.
NOT: Taraf'tan ayrılan eski yazarlar bundan böyle http://serbestiyet.com/ da yazacak
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018