Ali BAYRAMOĞLU
Siyasi iktidarın CHP üzerine eşine ender rastlanır bir baskı kurduğu muhakkak.
Yargı, tümüyle ve tartışmasız biçimde iktidarın denetiminde. İktidar bu denetim üzerinden CHP belediyeciliği ile yolsuzluk arasında bağ olduğu iddiasıyla ana muhalefetin kadrolarını hapse atıyor, en önemli isimlerini siyaset dışı bırakma hamleleri yapıyor. Savcılar ve mahkemeler, büyük çoğunlukla kritik tüm konularda Beştepe’nin işaret ettiği hattın dışına çıkmıyor; çıkanlar görevden alınıyor. AYM ve yüksek yargı organlarının istenmeyen kararları uygulanmıyor. Bu durumu tersine çevirebilecek, durdurabilecek ahlaki ve siyasi hiçbir unsur yok.
Siyaset bu durumda iki hususa endeksleniyor:
1. Bu duruma, bu antidemokratik gidişe itiraza eden tavırları yegâneleştirmek, diğer bir deyişle siyaseti ve siyasi çabayı bu tavırlara endekslemek, toplumu bu istikamette seferber etmeye çalışmak...
2. Ülke siyasetinin merkezinde bulunan ve ülkenin geleceğine değen makro konularda, güvenlik, dış politika, Kürt meselesi gibi alanlarda siyaset önermek, gidişe ağırlık koymak, toplumdaki bu istikametteki hassasiyetleri dikkate almak...
Ana muhalefet partisi ve muhalefet partileri için başarı ve alternatif olma, iki hususa aynı anda el atabilmeyi gerektiriyor.
İlk tarz siyasetle yetinmek kendi başına çok şey ifade etmiyor; zira bu siyaset muhalif partilerin mevcut kitlelerinde heyecan yaratıyor, karşı kutup ise iktidarın arkasında durmaya devam ediyor. Mevcut seçmen kutuplaşmasının varlığı ve bloklar arasında oy kaymalarının sınırlı olması, bu tarz siyasetin tek başına büyük anlam ifade etmesini engelliyor. Nitekim sahası temmuz ayı ortalarında yapılan son PANORAMATR araştırmasına göre CHP, AK Parti’nin sadece 1,5 puan önünde (%28/%29,5). Erdoğan’ı başarılı bulma oranı, kutuplaşmayı doğrular biçimde, yüzde 40’larda seyrediyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın başarılı görülme oranı yüzde 53’le zirvede ve bu oran, ikinci tarz siyasetin, devlet merkezli siyasi işleyişin gücüne gönderme yapıyor.
İkinci tarz siyasetin dinamiklerini doğru değerlendirme önemli. Bu dinamikler, siyasetin ana taşıyıcısının devlet haline geldiğine işaret ediyor. Savunma sanayi, bölge gücü olmak, Türkiye’nin AB ve ABD karşısında güvenlik merkezli değerini artıran konumu ve stratejileri, seçmenin siyaset algısında önemli bir yer tutuyor. Güç ve başarı millî duygu yükselmesi etrafında, devlete yüklenen anlam ve güvenle siyasileşiyor. Bu tarz siyasette şüphe yok ki iktidar önemli bir avantaja sahip; kurumları kontrol eden, yöneten ve yön veren o ve siyasi getiri ona yöneliyor.
CHP’ye dönelim…
Bu parti kendisini ilk tarz siyasete hapsetmiş ya da yaşadığı baskıyla buraya hapsedilmiş durumda. İkinci alana geçme çabasını ya göstermiyor ya da gösterdiği zamanlarda hata yapıyor, velhasıl ağırlık koyamıyor. Ancak, sadece kendi kitlesine değil, tüm seçmene değecek bir siyasi tasavvur üretebilmesi, kurucu siyasete doğru adım atabilmesi için bunun bir yolunu bulması gerekiyor.
Aslında açık kimi kapılar var; Kürt meselesi ve barış süreci bunların başta geleni. Nitekim CHP’nin Meclis’te kurulan Kürt sorunuyla ilgili komisyona katılması, dahası bu komisyonun hazırlayacağı kanun tekliflerinde nitelikli çoğunluğu şart olarak koşması son derece anlamlıydı.
Türk siyasetinde demokrasiye dönüşün, anlamlı siyasi rekabetin ve yeni siyasi tasavvurların yolu buradan geçiyor.
Bu alan, CHP’nin AK Parti’yle eşit koşullarda yarışabileceği, dahası siyasi itiraz ile kurucu siyaseti birleştirebileceği yerdir.
Yazarlar
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.09.2025
18.09.2025
14.09.2025
11.09.2025
6.09.2025
4.09.2025
30.08.2025
28.08.2025
23.08.2025
21.08.2025