Ali Saydam
Bu sözler Sayın Cumhurbaşkanı’na ait… Pazar akşamki konuşmasında dile getirdi. Şimdi bir başka sözü daha hatırlayalım.
Amerika Birleşik Devletleri başkanı olmak üzereyken suikasta kurban giden Robert F. Kennedy’nin ünlü sözüdür: “Bazıları, şeyleri göründükleri gibi ele alırlar ve ‘neden’ diye sorar. Bense, hiç olmamış şeyleri hayal ederim ve ‘neden olmasın’ diye sorarım.”
31 Mart yerel seçimleri sonrası tüm partiler, “şimdi önümüze bakma zamanı” deyip duruyorlar. Ben de diyorum ki: “Bakalım da nasıl bakalım?”
Kennedy’nin cümlesindeki birinci türden insanlar gibi mi bakalım; yoksa ikinci türden düşünüp davrananlar gibi mi?
Görünen o ki gerek politikacıların gerekse hiçbir zaman yanılmayan, yanılsalar da yanılmamış gibi yapan, her zaman her şeyi bilen yorumcuların şu sıra yaptıkları, ‘şeyleri göründükleri gibi ele almak’ ve sadece neden, nasıl diye sormak…
Oysa, şu sıra tam da ihtiyacımız olan yaklaşım biçimi, Robert F. Kennedy’nin kendisinde var olduğunu iddia ettiği yetilerin benzerlerini herkesin kendi toplumsal, siyasî ve ekonomik hayatına uygulamak için çaba harcamasıdır.
AK Parti, her zaman ‘neden olmasın’ sorusuna cevap aramayı başardı. Bir an için 2002 yılına geri dönelim ve AK Parti’nin bu çizgiyi nasıl gerçekleştirdiğine bakalım. AK Parti’yi o dönemde tek başına iktidara taşımış ve orada tutan temel unsur, aslında, kendi adının içine aldığı iki kavram ve liderinin kişiliğinde simgelenen üçüncü bir kavramdan oluşuyordu:
Adalet ve Kalkınma ile lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın kişiliğinde ifadesini bulan güven unsuru. Yani adalet, kalkınma ve güven…
Yani, otoyol, köprü, metro, inşaat vb. alt yapı vaatleri değil, adalet ve güven gibi üst yapı kavramları ile kalkınma gibi toplumsal refaha yönelik vaat ve uygulamalar…
AK Parti 2002’de hiç olmamış ‘şeyleri’ düşledi ve pek çoğunu birer birer gerçekleştirdi. Sayın Cumhurbaşkanı gerek Huber Köşkü’nde gerekse balkon konuşmasında parti ile hükümet içinde, özellikle de ekonomi konusunda ciddi reform ve yeniden yapılanma adımlarının atılacağının altını çizdi.
Ben AK Parti’nin ortak ruhi şekillenmesinin temelinde yatan o üç kavramın Sayın Cumhurbaşkanı liderliğinde önümüzdeki dönemde partinin ve hükümetin yolunu bir kez daha aydınlatacağını düşünüyorum.
Unutulmamalı ki bugüne kadar AK Parti’nin oyları her yerel seçimde bir miktar düşmekte, yani bir ölçüde halk siyasilerin kulağını çekmekte. Bir sonraki seçimde ise ana eksene geri dönüldüğünde, diğer partilerin aksine, iktidarın anahtarını bir kez daha AK Parti’ye teslim etmekte. Kaldı ki Cumhur İttifakı’nın aldığı yüzde 51.7’lik oy, iktidarın ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bir kez daha güvenoyu aldığını gösteriyor.
Yerel seçimlerde küçümsenmeyecek bir çıkış yapsa da CHP veKemal Kılıçdaroğlu’nun yüzde 30’luk oy oranıyla ülkenin iktidarını kazanmış gibi açıklama yapması da akla buğday ambarı ve aç tavukları getirmiyor değil. Sayın Kılıçdaroğlu’na hatırlatmak lazım, bu seçim o seçim değil. Olsaydı da açık ara farkla ikinci partiydiniz…
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, Nisan’ın ikinci haftasından sonra son derece önemli bir reform ve yeniden yapılanma paketi açıklayacağını biliyoruz.
Gerek bu paket gerekse Sayın Cumhurbaşkanı’nın balkon konuşmasında altını çizdiği yenilenme hareketi, yukarıda sözünü ettiğimiz, AK Parti’nin olmayan şeyleri düşleme ve gerçekleştirme refleksine olan inancı tazelerse, AK Parti 2023 hedeflerine rahatça ulaşabilir.
Eğer sonuçlar resmen lehine tecelli ederse, kurultaylar kralı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önünü ne kadar açacağı belli olmayan Ekrem İmamoğlu’nun, hayalleri gerçeğe çevirme konusunda önüne çıkacak en büyük engellere HDP eşbaşkanı Sezai Temelli işin başında işaret etmişti: Başkan olursan, bizim oylarımızla olursun. Unutma ha!
Yani karşılık bekleyecekler. Sadece onlar mı? Hayır. Saadet Partisi ve İYİ Parti de… Ve tabii ki CHP çevreleri İmamoğlu’nun eteklerinden çekiştirip duracak. Böyle bir ortamda hükümetle de iyi geçinip hayalleri gerçekleştirmek ne kadar mümkün olacak hep birlikte göreceğiz.
Yazımızı masala benzemeyen bir masalla bitirelim…
Padişahın biri, pek çok masalda olduğu gibi, kızını evlendirecekmiş. Bunun için ülkenin en güçlü delikanlısını arıyormuş. Şehrin ortasındaki devasa taşı kim kucaklayıp kaldırırsa kızını ona vermeyi düşünmüş. Ülkenin ne kadar iri kıyım, güçlü-kuvvetli delikanlısı varsa meydana doluşmuşlar. Hepsi sırayla denemiş. Ikınmışlar, sıkınmışlar ancak hiçbiri taşı yerinden dahi kımıldatamamış. O sırada kalabalığın içinden zayıf mı zayıf, cılız mı cılız bir delikanlı çıkıp gelmiş. ‘Ben de deneyeyim’ demiş. ‘Saçmalama, olmaz’ demişler. Ancak bu çöp gibi delikanlı o kadar ısrar etmiş ki kral, biraz da eğlenmek için, ‘hadi bırakın da denesin’ demiş. Sıska delikanlı gelmiş taşın yanına, iki elini şöyle bir koymuş taşın altına. Bütün gücünü toplayıp ıkınıp sıkınmış ve…
O da kaldıramamış taşı.
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019