Cemil ERTEM

Türkiye’nin yeni yolu ve büyük mutabakat
8.03.2011
2424

Dünya Mısır ayaklanmasını sorunsuz savuşturdu; Mısır ayaklanması boyunca başta altın ve petrol olmak üzere, temel emtialarda ve faizlerde çok önemli bir çıkış görmedik. Ama iş Libya’ya gelince işin rengi değişti. Fiyatlarda ve faizlerde hızlı bir tırmanış görmeye başladık. Çünkü Libya, özellikle petrol açısından, çok daha stratejik bir ülke olduğu gibi, Libya’daki sürecin uzaması Ortadoğu’da yeni ve işin içinden çıkılmayacak kargaşalara yol açabilir. İşte bu olumsuz beklentiye bağlı olarak altın tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı ve 1500 dolara dayandı.

Öte yandan Amerikan merkez Bankası (FED) genişlemeci para politikasına devam edeceğinin işaretini bir kez daha verdi ve bu süreçte Bernanke’nin bu ısrarı, dolar euro paritesindeki dengeyi, az da olsa, euro lehine bozdu ama Bernanke’nin bu ısrarının altında yatan Amerika’nın krizden çıkış stratejisi. ABD, dış ticaret açığını zaman içinde kapatacak ve içerdeki resesyon riskini en aza indirecek stratejiyi bütün bu süreçte öne çıkartacak. Ama bunun, Çin-ABD ticaret dengesini bozmamasına da dikkat edecek. Çin, eskisi kadar olmasa da, ABD kâğıtlarını almaya devam edecek ve yuanın değerini, doların değerinin düşmesine paralel olarak yukarı çekecek. Bu arada Çin, aynı zamanda, zor durumda olan AB ülkelerinin kâğıtlarını almaya ve bu ülkeleri de fonlamaya devam edecek. Böylece ABD, Çin ve AB arasında yeni bir mutabakat ve denge kurulmuş olacak. Böyle olunca dolar ve euro gibi paralar hem güçlü yerel paralar karşısında çok değer kazanmayacak hem de altın ve türevleri de bu süreçte değerlenmeye devam edecek. Son günlerde euronun değerlenmesi yine bu “büyük mutabakat” çerçevesinde okunabilir.

Bu açıdan Brent petrolünün önümüzdeki günlerde hızlı artışının önüne en çok ABD geçmek isteyecektir. Çünkü ABD, petrol fiyatlarının Türkiye ve AB’yi vurmasına izin vermek istemez. Unutmayalım bu “büyük mutabakat “içinde Türkiye’de var. Petrolde yakında bir dengeye geleceğiz.

Şimdi gelelim Türkiye dâhil olmak üzere, gelişmekte olan piyasalara; bu süreçte bu piyasalardan çıkış olacak ama bu çıkışın yeni bir kriz dalgası yaratacak kadar güçlü olacağını sanmıyoruz. Bu çıkışa bağlı olarak faizlerde ve kurlarda yukarı yönlü ani hareketler önümüzdeki günlerin kaçınılmaz olumsuzlukları olarak hep gündemde olacak. Türkiye’de Merkez Bankası’nın faizleri olması gereken seviyeye getirmesi ve munzam karşılıkları arttırmaya başlaması banka sis temindeki “gereksiz” kredi genişlemesini önlemeye ve cari açığı daha arttıracak ve kuru aşağıya bastıracak kısa vadeli sermaye girişlerinin önüne geçmeye dönük, yerinde ama bize göre geç kalmış, bir adımdı. Bu adımdan rahatsız olan birtakım çevreler Rekabet Kurumu’nun olağan bir önlemini bahane edip süreci piyasaya müdahale(!) olarak anlatmaya ve panik havasını kalıcılaştırmaya çalıştılar. Biz, Rekabet Kurumu’nun bahane olduğunu, asıl tepkinin, Merkez Bankası’nın radikal-ama doğru- makas değişikliğine olduğunu düşüyoruz ve ekliyoruz; bu çevreler böyle yaparak bindikleri dalı kesiyor ve ateşle oynuyor.

Çünkü Türkiye, artık finansal büyümeden reel sektörü öne çıkartan sanayi büyümesine geçmek üzere, Ortadoğu’daki kaosa rağmen ihracatın Ocak ve Şubat aylarında, Türkiye’nin doğusuna, artmış olması, sanayi üretimindeki hızlı düzelme, işsizlik oranlarındaki göreli iyileşme bize, 2010’daki yüksek büyüme temposunun 2011’de de süreceğini gösteriyor. Ama bu büyümenin, finansal büyümeden sanayi ve ihracat ağırlıklı büyümeye sıçraması yüksek faiz-düşük kur alışkanlığında olanları oldukça rahatsız ediyor.

Ancak tabii ki Türkiye’nin geleceği ithalat lobisini besleyen düşük kur-yüksek faiz anlayışında değil; bu anlayış, banka sistemini de bir müddet sonra yeni bir krize sürekler. Bunun için bu anlayıştan sanayici kadar bankacılar da hızla uzaklaşmalı.

Türkiye’nin geleceği, katma değeri yüksek, dünya ile marka ve teknoloji odaklı rekabet eden yeni bir sanayileşme ve ihracat anlayışında yatıyor.
 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar