Cemil KOÇAK
Zaman makinası henüz icat edilmemiş olsa da; eski dergi sayfalarının arasında dolaşmak, geçmişle bugün arasında bağ kurabilmenin bir yöntemi olabilir mi acaba?
1954 seçiminin sonucu CHP açısından yıkıcıydı; CHP’nin 1950 seçimini kaybederken kazandığı neredeyse % 40 oy oranı, bu kez daha da aşağıya inmişti. CHP beş puan daha gerilemişti. Aşağı yukarı iki partili bir sistemde bu rakam; CHP’nin bu oyları büyük ölçüde iktidar partisine kaptırdığının göstergesiydi. 50 seçim sonucunu bir kaza eseri gören CHP yönetimi açısından bu sonucun bir şekilde açıklanması gerekirdi. Özellikle de CHP seçmen tabanı böyle bir beklenti içindeydi.
CHP seçimi analiz ediyor
CHP Meclis Grubu Başkan vekili Server Somuncuoğlu; seçimin üzerinden daha birkaç gün geçmişti ki, 22 Mayıs 1954 tarihinde, henüz çiçeği burnunda “Akis” dergisine yazdığı bir yazıda; bu işi üzerine almış gibi görünüyordu. “Akis” için çiçeği burnunda dememin nedeni, derginin 15 Mayıs’ta yayın hayatına atılmış olmasıydı. Somuncuoğlu, sonucu basit bir şekilde sunmuştu: “Seçmen çoğunluğu DP’nin iktidarda kalmasına karar verdi.” ‘Hepsi bu mu?’ diye soracak olan okuyucularımızın biraz sabırlı olmasına ihtiyaç var. Elbette değil tabiî… Daha derin analizler için; seçimden “daha başka mânâlar çıkarabilmek için, partilerin aldıkları oy miktarlarının kesin rakamlar halinde” kamuoyuna sunulması beklenecekti.
Somuncuoğlu’na göre, seçim sonucundan “bir takım siyasî neticeler çıkarmak, halkın meyli [eğilimi] hakkında fikir edinmek için oy yekûnlarına ihtiyaç olmakla beraber, politik hayatın bugünü ve yarınıbakımından daha ehemmiyetli [önemli] noktalar üzerinde durmak, o rakamlar olmasa” bile mümkündü. Galiba sadede geliniyordu. Neden mi böyle olmuştu?
Şimdi sıkı durun öyleyse, yazı şöyle sürüyordu: “Okumuş yazmışı çok olan memleketlerin rejimi diye adlandırılan demokrasi, Türkiye’de halk kütlesi içinde şimdilik selim aklı, mesnet [dayanak] olarak bulmuştur. Gelecek nesillerin çoğaltacağı aydın seçmenlerin siyasî kaderi tayin edeceği güne kadar, bundan başka dayanılacak müsbet [olumlu] bir esas bulmaya da imkân yoktur.” Böylece Türkiye için demokrasinin bayağı sıkıntılı bir rejim olduğu, satır arasına sıkıştırılmıştı bile. Okumuş yazmışı çok olmadan demokrasiye geçişin baştan o kadar da doğru bir karar olmadığı adeta itiraf ediliyordu.
Dahası; halk kütlesi içinde dayanak noktası aranacak olsa, bulunacak tek nokta da aklı selimdi. Ancak gelecek nesiller, aydın seçmenlerin sayısını çoğaltacak ve o gün gelinceye kadar da yapılabilecek pek başka bir şey olamayacaktı.
Seçmen çoğunluğu dünyadan habersiz
Somuncuoğlu’nun analizi bu aşamada seçmenlerin niteliğine de ışık tutuyordu: “Seçmen çoğunluğunun, günlük hayat mücadelesi içinde, meselelerden dahi habersiz yaşadığını ve siyasî kanaatlerini izhar etmeye [açıklamaya] davet edildiği zaman, çapraşık bir takım hislerin baskısı altında olduğunu kabul etmek lazımdır.” Yani, seçmenler, genellikle günlük ekmeğinin peşinde koşan alalede insanlar olduğundan; gündemi oluşturan meseleler hakkında hiçbir bilgileri yoktu. Siyasî görüşleri de, tam olarak ne olduğu belirlenemeyen bir takım duygusal ve karmaşık baskılar altında şekilleniyordu. Yazar, muhtemelen bu tercihin mantıklı ve rasyonel bir açıklamasının olamayacağını belirtmek istiyordu. Yoksa, neden ‘his’ mevzuuna bu kadar ağırlık versin ki?
Ama bir çözüm yolu vardı: “Bu durum karşısında politikacı, onu aldatarak oy alacağı yerde, ahlâka sımsıkı bağlı kalarak, hakikatleri söyleyerek, yazarak, selim aklın tam faaliyet göstermesini” sağlamalıydı. Somuncuoğlu, seçmenin oy desteğini daha çok alanların, seçmeni aldattığı kanısındaydı.
‘Diplomalı aydınların ihaneti’
Fakat Somuncuoğlu, sadece geniş seçmen tabanını eleştirel bir şekilde gözden geçirmiyordu. Aksine, ona göre, “diplomalı aydınlar”ın da bu sonuçta hisseleri vardı. Bu kez, seçmen tabanını gözeten, fakat aydınları yeren şu satırları yazmıştı “Birçok yazarlarımızın ortaya koydukları bir hakikati tekrar etmek yerinde olur: Türkiye’de fazilete bağlı kalan, inancını ve prensiplerini müdafaa ederek, şahsî menfaatlerini feda edenler, daha çok tahsil [eğitim] görmemiş vatandaşlardır. Diplomalı aydınlardan ön plâna gelmek şansını bulmuşların çoğu, menfaatleri uğruna, fikir, kanaat ve taraf değiştiriyorlar. Bu vaziyette kimin, kime ve nasıl rehberlik edeceği de bir mesele olarak karşımızda durmaktadır.”
Yazar, bu kez de, aydınların misyonunu yerine getirememiş olmasından duyduğu hayal kırıklığını belirtmektedir. Eğitimsiz geniş yığınların aksine, küçük bir grup oluşturan ‘diplomalı aydınlar’ ise, çıkarları uğruna, bir bakıma misyonlarına ihanet içindedirler. Yazarın bu ithamla kimleri kast ettiği anlaşılamasa da; bir noktaya değinmeden geçmek mümkün değildir. Somuncuoğlu, ‘diplomalı aydınlar’ı bu sekilde suçlarken, aslında onların eğitimsiz cahil geniş kitleye “rehberlik” görevlerini aksattığını ileri sürmektedir. Onun zihniyetinde, ‘aydınlar’, eğitimsiz kitleye ‘rehberlik’ etmeliydi ve artık bunun şimdi nasıl başarılabileceği meçhûldü.
AKİS DERGİSİNİN KOLEKSİYONU ARTIK İNTERNETTE
İyice meraklı okuyucular, elbette haklı olarak sorabilirler; bu eski dergileri kolayca edinmek mümkün müdür diye… Şimdi güzel bir haber vereceğim. Evet, “Akis derginin yayınlanan bütün sayılarını internette kolayca bulabilirsiniz. Size bu imkânı İnönü Vakfı’nın web sitesi sunuyor. Bundan birkaç ay önce İnönü Vakfı, aslında hayli meşakkatli bir iş yaptı. Metin Toker’in ünlü “Akis” dergisi koleksiyonunun tamamını tarattı ve her sayısının orijinal taramasını ilgilenenlerin kullanımına sundu. “Akis”in yayın hayatına atıldığı 1954 yılından, kapandığı 1967 yılına kadarki on dört yıllık “Akis” koleksiyonu artık sizden sadece bir ‘tık’ ötede bulunuyor. Böylesine bir emeğin pek de farkında olunamadığını biraz da üzülerek fark ettim. Medyada mesela, bu güzel emek haberi kendisine pek yer bulamadı. Oysa, eskiler “marifet iltifata tâbidir” derlerdi. İnönü Vakfı’nın bu takdir edilmesi gereken çabası ise, gözden kaçmışa benziyor. Her neyse, eminim “Akis” gibi döneminin önde gelen siyasî dergisinin bütününe bu kadar kolay erişim –üstelik ücretsiz!- pek çok kişinin ilgisini çekecektir. Bu arada belirteyim ki, dönemin siyasî tarihini yazacak olan müstakbel araştırmacılar açısından da bu, beklenmedik, fakat çok yararlı bir girişim olmuştur. “Akis”in tarihi de, siyasî tarihimiz açısından olduğu kadar, basın tarihimiz açısından da çünkü başlı başına ele alınacak ve araştırılacak bir konudur. Meraklılara buradan duyuruyorum.
PEKİ, BEN NE YAPACAĞIM?
Bazen yazarlar zaman zaman okuyucularıyla dertleşirler; bu kez de ben öyle yapacağım. İnönü Vakfı’nın bu harika girişimi sonucunda; onlarca yıldır çeşitli sahaflardan, hatta kaldırım üzeri satıcılarından topladığım ve evde çok sayıda kutu içinde biriktirdiğim “Akis” koleksiyonumu ne yapacağım şimdi? Çok iyi hatırlıyorum; bir kısmını memleketim İzmir’de Basmane meydanının istasyonun çarprazında bir ara pazar günleri kurulan kaldırım satıcılarından; bir kısmını da zaman zaman Ankara’dan geldiğimde İstanbul’da Bâbıâli yokuşunda kaldırım satıcılarından almıştım. Onları, büyük torbalar içinde, biraz da ağırlığından canım çıkarak, genellikle mavi trenle Ankara’ya taşımıştım. En az otuz yıllık bir birikim… Sahaflarda köşelere yığılı dergi destelerinin arasından eşelenerek toplanan dergiler gözümün önünde şimdi. Evet, biliyorum, koleksiyonun tamamına sahip değilim; ama şaka maka birkaç yüz adet toplamıştım. Üstelik güzelce istiflemiş ve tarih sırasına bile koymuştum. Hatta bazılarının eski sahipleri, onları çok güzel ciltlemişti ve ben de kütüphanemin raflarına yerleştirmiştim. Bir gün -artık ne zaman gelecekse- işte o gün, kutularından çıkaracak ve “Akis”i de yazacaktım. Bir gün bunu da yapacağımı ümit ediyorum yani. Fakat internette bütün sayıları varken, ekrandan izlemek varken, yine de kutularından içinden çıkan tozlu dergileri mi tercih edeceğim acaba? Gençlerin biraz da küçümsemesi ihtimaline rağmen böyle mi yapacağım? ‘Nasıl yani, teknolojiye ayak uydurmakta bu kadar mı geri kaldınız, kalıyorsunuz?’ tarzındaki sorular karşısındaki yanıtım tam olarak ne olacak? Tamam; itiraf ediyorum; bu yazının sayısını internetten izledim. Ama yine de emin değilim işte. Bilmiyorum; tıpkı Doris Day’in dediği gibi; “che (gue) sera sera”…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları






















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016