Cemil KOÇAK
Atatürk’ün hayatının sonlarında babasını merak ettiğini ve özel olarak araştırılmasını istediğini biliyoruz; peki ama bu araştırmadan acaba ne gibi bir sonuç alındı?
Vakıflar Genel Müdürlüğü, 21 Mayıs 1937 tarihinde başbakanlığa yazdığı bir yazıda, Ali Rıza Efendi hakkında yapılan araştırmaya ilişkin bilgiler veriyor: “Ulu önderimiz Atatürk’ün pek küçük iken vefat eden pederleri Ali Rıza’nın hâl tercümesi [özgeçmişi] hakkında etraflıca malumat [geniş bilgi] toplanmasını arzu buyurmakta oldukları” için Selanik vakıf kayıtları üzerinde araştırma yapılması Talim ve Terbiye Heyeti başkanı tarih encümeni üyesi İhsan Sungu tarafından bildirilmişti. Yazıda; merhumun 1292 [1876/1877], [12]93 [1877/1878] ve [12]94 [1878/1879] tarihlerinde Selanik evkaf idaresinde kâtip olarak çalıştığı ve bu memuriyette iken 1293’de [1877/1878] Selanik’ten İstanbul’a gelen milis taburlarında da teğmen olarak bulunduğu da belirtilmişti. İstanbul’da Nuruosmaniye mahzeninde saklanmakta olan Selanik vakıflar idaresi kâğıt ve defterlerinde araştırma yaptırılarak, elde edilen bazı yazışma kayıtlarında ‘Ali Rıza Efendi ve Mahmut Bey zade Ali Rıza Bey’ suretinde memur isimlerinin yazılı olduğu görülmüş ve bu kayıt örnekleri Sungu’ya gönderilmişti. Ayrıca, artık tasfiye edilmiş olan muhtelit mübadele komisyonunda evkaf müşaviri olarak bulunmuş olan ve halen vakıf kayıtlar idaresinde kâtip olarak çalışan Abdülgaffar da İstanbul’a gönderilmiş ve adı geçen komisyondaki defterler ve belgeler üzerinde tekrar inceleme yapılmış; bir de rapor hazırlanmıştı. Bu raporda, Selanik’in düşüşünden sonra Yunan hükûmeti eline geçmiş olan bütün resmî yazışmalara ait arşivin ‘tercüme dairesi’ adıyla oluşturulan daireye verilmiş olduğu belirtiliyor ve Ali Rıza Efendi için aranılan bilginin bir kere de adı geçen dairedeki 1290 [1874/1875]-1295 [1879/1880] yıllarına ait memur sicilinden ve maaş defterlerinden araştırılması isteniyordu. Bu araştırmanınsa ancak Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yaptırılması mümkündü. Yazının ekinde Abdülgaffar’ın raporu sunuluyordu. Bu rapora göre; Yunanistan’da mübadeleye tâbi İslâm cemaatine ait olup tasfiyeye uğrayan muhtelit mübadele komisyonu aracılığıyla İstanbul’a getirilerek vakıflar idaresine devredilmiş ve halen Nuruosmâniye Camii avlusundaki mahzende saklanmakta bulunan evrak ve defterin Selanik’e ait kısımları incelenmişti. İnceleme sonucunda; yalnız Selanik’te Yakup Paşa Vakfı’nın [1]288 [1872/1873] ve [1]289 [1873/1874] ve [1]290 [1874/1875] yıllarına ait muhasebe kayıtlarında Şubat 1290 [1874/1875] tarihli yazıda adı geçen vakıf mütevellileri arasında ‘Ali Rıza’nın mührü olduğu anlaşılmıştı; altında 1288 [1872/1873] tarihini gösteren mührün şekli alınmış ve muhasebe kaydının bir örneği çıkarılmıştı. Ancak Selanik evkaf muhasebeciliğine ait memurin sicil ve maaş defterlerinin bulunmadığı anlaşılmıştı ve bu arada 1290 [1874/1875]-1295 [1879/1880] yıllarına ait defterler de bulunamamıştı. Yunan hükûmetinin elinde bulunan vakıflara ait defterler ve belgeler de istenmiş ve bu talep üzerine birkaç sandık defter ve evrak elde edilmişti. Ancak bu belgelerin daha çok vakıf işlerine ait olduğu anlaşılmıştı. Bu nedenle ilgili kayıtların 1290 [1874/1875]-1295 [1879/1880] yıllarına ait memur sicil ve maaş defterlerinde aranması gerekirdi; ancak bu belgeler halen Yunanistan’da idi ve bu nedenle ancak Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla incelenebilme imkânına sahipti. Bu yazı üzerinedir ki, Başbakanlık, 31 Mayıs 1937 tarihinde Dışişleri Bakanlığı’ndan Selanik başkonsolosluğunun ilgili araştırmaya devam etmesini talep edecektir. Selanik Başkonsolosu Reşat H. Karabuda da, 12 Temmuz 1937 tarihinde Dışişleri Bakanlığı’na yazdığı yazıda araştırma sonuçlarını açıklıyordu; fakat sonuç olumlu değildi. Çünkü, “aşağı yukarı onbeş gündür devam eden araştırmalara rağmen muhasebe evrakı henüz bulunamamıştı”. “Osmanlı İmparatorluğu zamanı arşivlerini saklayan ‘tercüme dairesi’ şefinin söylediğine göre, Selanik evkaf idaresine ait hemen hemen bütün dosyalar ve defterler, vaktiyle muhtelit mübadele komisyonuna tevdii edilmiş olduğundan, aranılan evrakın burada bulunması ihtimali pek yoktu”. “Böyle olmakla beraber yeni baştan daha ince bir araştırmaya başlanılmıştı”. Fakat “bu son araştırma arkasının alınması biraz gecikecekti”. Yine de bazı bilgiler bulunmuştu. Tapu ve vergi kayıtları üzerinde yapılan araştırmada; Atatürk’ün gerek babaları ve gerekse anaları tarafına ilişkin bazı bilgiler edinilmişti.
Buna göre; “Atatürk’ün babaları Ahmet oğlu Ali Rıza, herhalde bir müddet ve galip ihtimalle ömrünün sonuna doğru kereste ticareti yapmıştır. Ölümü 1299 [1883/1884] ile 1303 [1887/1888] seneleri arasında vûkû bulmuştur. Anaları Feyzullah kızı Zübeyde’ye anası, Halil ağa kızı Ayşe’den bir ev intikâl etmiştir. Anaları bu evde Fatma adındaki teyzesiyle müşterek bulunmuşlardır. Şimdi bir de Ali Rıza’nın ölüm tarihini kat’i olarak gösterecek kassam defteri ve başka vergi kayıtları aranmaktadır. Bulundukları takdirde gerek bunlardan ve gerekse evkaf muhasebe evrak ve defterlerinden edinilecek” bilgiler ayrıca iletilecekti.Görüldüğü gibi, burada Atatürk’ün babasının ölüm tarihi kesin olarak saptanamamış olup, ölüm tarihi 1883-1888 yılları arasında gösterilmiştir. Eğer ilk tarih doğruysa bu takdirde Atatürk babası öldüğünde yedi yaşı civarında ise, Atatürk’ün doğum yılının da biraz daha geriye alınması gerekir.
'Bu bizim peder değildir'
Falih Rıfkı Atay “Çankaya” kitabında Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi hakkında şu öyküyü anlatır: “Şarkta büyümüş kimselere çok defa hanedanımsı bir kütük uydurmak isteyenler çıkar. Mustafa Kemal, kendisinden öncesine meraklı ve pek bağlı değildi. Gerçi 1876’da, ilk Kânunu Esasî’nin ilân edildiği güne rastlayan 23 Aralık’ta, Selanik’te kurulmuş Asakiri Millîye Taburu’ndaki gönüllü subaylardan biri, babası olarak öne sürülmüştür. Resmi, ötekilerden ayrılarak büyütülmüştür. İstanbul hürriyetçilerine yardım etmek için toplanan bir millî kuruluşta babasının da bulunmuş olması, Mustafa Kemal’in hoşuna gidecek bir şeydi. Ama inanmış mıdır, sanmıyorum. Hatta bir gün alaycı bir dille: ‘Bu bizim peder değildir’ dediği kulağıma gelir.” Atay, Ali Rıza Efendi’nin 1887 yılında öldüğünü yazıyor. Şevket Süreyya Aydemir de “Tek Adam” kitabında aşağı yukarı aynı tarihi vermektedir. Atatürk, babası öldüğünde yedi yaşında ise ölüm tarihi 1887/1888 olmalıdır. Başka yayınlarda da muhtemelen aynı kaynaklı benzer tarihler verilmektedir. Literatürde yer alan ve bu yıllara ait tarihlerin yaklaşık tarihler olduğunu biliyoruz. Kesinlikten uzak olan bu tarihleri ezberlemenin anlamı yoktur. Mustafa Armağan, bir yazısında, Atatürk’ün babasının resminin Atatürk’ün ölümünden sonra kitaplara girdiğini belirtmektedir ki, elimizde bulunan ve Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Encümeni Başkanlığı’nca 114 sayılı Askerî Mecmua’nın fevkalâde nüshası olarak 1939 yılında yayınlanan “Atatürk” kitabında da Ali Rıza Efendi’nin resmine yer verilmemiştir; oysa annesinin resmi kitapta yer almaktadır.
Selanik'teki ev kimin üzerine kayıtlı?
Selanik Başkonsolosluğu’nun yazısına ek olarak bazı tapu kayıtları da sunulmuştu. Bu tapu kayıtları Atatürk’ün anne ve babasına ve kendisine ait Selanik’teki evlerin tapu devirlerine ilişkindir. Eğer bu kayıtlar doğruysa, Selanik’te Ahmet Subaşı Mahallesi (ya da Koca Kasım Paşa Mahallesi)’nde bulunan ve Atatürk’ün doğduğu ev olarak kabul edilen ev, tapuda14 Aralık 1877 tarihinde babası Ali Rıza Efendi’nin ve 22 Mart 1878 tarihinde de annesinin üzerine devredilmiş olmalıdır. Evin daha önceki (hisseli) sahipleri, en azından Kasım 1876 tarihinde İbrahim Hıfzı zevcesi Hatice Zarife Hanım ile Yusuf bin Ferhat imiş. Bu da evin Ali Rıza Efendi tarafından yaptırılmadığını, fakat satın alındığını gösteriyor. Dolayısıyla Aydemir’in adı geçen eserinde ve Andrew Mango’nun “Atatürk” kitabında yazdığı gibi, evin Ali Rıza Efendi tarafından yaptırıldığı doğru olamaz. Ahmet Kuyaş da, geçenlerde, Ankara’da modeli de yaptırılan evin, Atatürk’ün doğduğu ev olmayıp, üvey babası Ragıp Bey’in evi olduğunu; gerçekte doğduğu evin ise çoktan yıkılmış olduğunu yazmıştı bile!
Daha sonra12 Aralık 1883 tarihli bir belgeye göre Aralık 1883 tarihinde ev, anne ve baba üzerine ikiye ayrılmak suretiyle tapuya kaydedilmiştir. Evin mülkiyet durumu sonraki tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır: Kayıtlara göre, Ali Rıza Efendi hissesine ait evi rehin göstererek aldığı borcu ödeyemediğinden ve vefat ettiğinden, Ocak 1887 tarihinde Ali Rıza Efendi’nin üzerindeki ev Zübeyde Hanım’ın üzerine geçmiştir. Zübeyde Hanım’ın kendi evini sattığı anlaşılıyor. Bu arada ev üzerinde başka muameleler de olmuş ve nihayet 1911 yılında ev “Erkânı Harp Kolağalarından Mustafa Kemal Bey namına kaydedilmişse de, sonradan bu ibare çizilmiş ve altına mütevaffa keresteci Ali Efendi zevcesi Zübeyde Hanım ibaresi ilâve olunmuştur.” Tapu kayıtlarından anlaşıldığı kadarı ile Zübeyde Hanım’ın üzerinde başka evler de bulunmaktadır.Aydemir, adı geçen eserinin dipnotunda şunları anlatıyor: “Bu evin ve Mustafa’nın asıl doğduğu yerin hikâyesi biraz çelişmelidir. Atatürk’ün kız kardeşi Makbule, daha sonraları, ağabeysinin bu evde değil, kendi akrabalarından birinin evinde doğduğunu dinlediğini anlatır. Selanik’te ve şimdi müze olan pembe ev ve onun iktisap şekli üstünde yerinde Millî Eğitim Bakanlığı adına incelemeler yapmış olan Faik Reşit Unat da, bir tapu kaydına dayanarak, evin daha sonra ve hatta Mustafa Kemal tarafından üçte iki hisse ile alındığını tesbit ettiğini söylerdi.” Bu bilgi doğru görünüyor.
Okuma metinleri
Andrew Mango’nun “Atatürk” biyografisi akademik seviyesi yüksek en başarılı çalışmadır. Hararetle tavsiye ederim. Klaus Kreiser’in “Atatürk” biyografisi de yüksek standarda sahiptir. Atatürk’ün hayatını gerçekten merak edenler, bu iki kitabı muhakkak okumalıdır. Şevket Süreyya Aydemir’in klasik “Tek Adam” kitabı özellikle ilk cildi itibariyle hala okunmaya değerdir. Diğer ciltlerin aynı standardı bulabildiğini söyleyemem; yine de okunması çok zevkli bir metindir. Aydemir’in edebî üslûbu ile siyasal felsefesi biyografiye hayli öznel bir hava verse de. Tabiî Falih Rıfkı Atay’ın “Çankaya”sını okumak, dönemin atmosferini koklamak bakımından vazgeçilmezdir. Atay’ın keskin gözlem gücü ile ilk elden duyumları, bir de kendi değerlendirmeleri ile birleştiğinde, ortaya müthiş bir eser çıkmıştır. Atay’ın gördüklerini ve işittiklerini öğrenmek isteyenler için vazgeçilmez bir kitaptır “Çankaya”.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016