Dr.Sivilay GENÇ

Türkiye çirkin logolar ülkesiydi, bir süredir çok çirkin logolar ülkesi oldu.
Bakanlıkların at başı gittiği en kötü logoyu yapma yarışına son olarak aday olduğumuz İstanbul 2020 Olimpiyatları eklendi.
Halterde bile sıfır çektiğimiz Londra Olimpiyatları’ndan üst üste acı haberlerin geldiği bu günlerde İstanbul 2020 logosuna kulak verelim ve biraz efkâr dağıtalım diyorum, ne dersiniz?
Mayıs sıcakları bastırmış, sıcağı yiyen yaprakları iyice açılmış, neredeyse döküleyazmış, sağ kanadı turkuaz sol kanadı koyudan açığa tuhaflaşan bir sarı renge sahip lalemiz, Hollandalıların elinden almaya azmedişimizin bilemem kaçıncı girişimi olarak İstanbul 2020 logosunda da karşımıza çıkıyor.
Ancak tabii ki tek güzelliğimiz lale değil. İstanbul’da göstermekle övüneceğimiz daha pek çok şeyimiz var. Malum yerimiz biraz dar. Bakalım neleri sığdırabilmişler. Kız Kulesi iyi tercih. Daha önce Hollywood’un da James Bond serisinde ilgisini çeken tek yapı olmuştu. Yine Batılıların kendilerine yakın bulacağı Cenevizlilerden kalma Galata Kulesi’ne müstesna bir yer ayrılmış. Sanki biraz büyük kaçmış. Hay Allah fazla yer kalmadı. Esas siluetin tacı Ayasofya açıkta kaldı. Kulelerin arasına sığdırmak için biraz fazla küçültülmüş, ama olsun. Herkes Ayasofya’nın Galata kulesinden on kat küçük olmadığını bilir. Gerekecek ama olsun, Ayasofya’nın kulelerden büyük olduğunu da dünyada herkes bilir. Üst tarafa bir kaç martı serpiştirilmesi de unutulmamış. Bir de THY uçağı iyi olmaz mıydı? Bakın ne diyorum. En öne çizilecek Avrupa yakasına doğru giden vapur burnu yüzümüzün Batı’ya dönük olduğunu anlatmak açısından iyi olmaz mıydı? Bence üzerinde düşünmekte yarar var. Bu logo daha üç dört simge kaldırır.
Bütün yaz Anadolu Liselerinin bahar şenliği afişlerinde gördüğümüz bu yazı fontu da logoya gençlik ve eğlence katması için seçilmiş olmalı.
2020 logosu bunları söyleyedursun; Türkiye, ilk olarak 1990’ların sonunda aday olduğu 2008 Olimpiyatları için dünyada sadece bir şehrin olimpiyat sembolü olabilecek bir logo ile dünya kamuoyu karşısına çıkmıştı. Olimpiyat bayrağında her biri bir kıtayı temsil eden halkaların ikisinin kesişiminden oluşan logo; iki kıtada toprağı olan dünyadaki tek şehir İstanbul’a çok yakışmıştı. “Kıtaların buluştuğu yerde buluşalım” (Let’s meet where the continents meet) sloganı ile bu resim tamamlanmıştı. Hem de renkleri kırmızı-beyazdı. Yeni logo gibi kâğıda bassan turuncu-mavi, kumaşa bassan taba-yeşil çıkacak kararsız iki renkten değildi.
Peki, yirmi sene sonra nasıl oldu da kötüsünü yaptık. Bu sorunun cevabı TOKİ’den Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na giden şehir tanımının logolara yansımasında gizli.
Son seçimlerden sonra kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı logosu kötü ama kabul edelim dürüst bir logo. Şehir TOKİ blokları olarak tasvir ediliyor. “Ben 18-20 katlı sitelerimi ormanların ve derelerin kenarına, Bursa’nın ortasına dikerim arkadaş” diyor. Şehircilik kısmı bu şekilde ifade edilirken Çevre Ç, E, V, R, ve E harfleriyle anlatılmış. Özallı yıllarda kurulan TOKİ’nin logosundaki şehir, devasa bir ağacın etrafında küçük yaşam alanlarından oluşmaktaydı.
Yıllar içinde yaşanan zihniyet dönüşümünün logolara düşen izdüşümü çıplak gözle izlenebilecek kadar açıkken, yeni logolarda görülen gerçeklik kaygısı yeni iktidarın soyutlama yeteneği kazandıran lise matematik derslerinde arka sırada toto oynadığının da bir göstergesi.
-
Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon
Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil
Hastalıkları Mütehassısı
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2013
18.04.2013
11.04.2013
28.03.2013
21.03.2013
14.03.2013
7.03.2013
28.02.2013
21.02.2013
14.02.2013