Etyen MAHÇUPYAN
Çözülememiş ve çözülmesi kısa vadede beklenmeyen Kürt meselesinin gri bir arka plan oluşturduğu Ortadoğu siyasetinde, Türkiye Suriye’deki doğal partneri Sünni Arap muhalefeti etkili bir güce dönüştüremeyince ‘göbeğini kendi kesmek’ zorunda kaldı. Yoksa kimse ABD veya Rusya’nın Türkiye’nin ‘hassasiyetlerini’ önemseyerek stratejisini değiştireceğini beklemiyordu.
Suriye’deki kritik olgu rejimin Esat olmadan devam edemeyeceğinin ortaya çıkmasıdır. İran yerel kara milislerini kullanarak Esat’ın ayakta kalmasını sağladı ve rejimin devamını isteyen Rusya’yı Esat’a razı etti. Çünkü Rusya, hava gücüne karşın, karada İran’a muhtaçtı. ABD ise Esat’lı bir geleceğe karşı olmasına karşın Rusya’sız bir çözümün peşinden koşmaya niyetli değildi. Böylece çözüm denkleminin ortasına Esat yerleşti. Bugün artık herkes rejimin devam edeceğini ve belirli bir reform açılımına razı olduğu sürece Esat’ın yöneteceğini kabullenmiş durumda.
***
Öte yandan Esat karşısında aktörleşerek denge oluşturabilen ve en az bir büyük devletin hamiliğini kazanabilen tek grup PYD oldu. ABD onları IŞİD ile savaş çerçevesinde taşeron olarak kullanırken, İran’ın Esat üzerinden aşırı güçlenmesini istemeyen Rusya da dirsek temasını sürdürdü ve dolaylı yollardan destekledi.
Suriye nüfusunun yüzde yetmişini oluşturan Sünni Arap muhalefet ise iyi bir sınav veremedi. Kendi içinde bölündü. Onları birleştiren tek unsur Esat’ın gitmesini istemeleriydi ama yaşananlar aksine Esat’ın yerini sağlamlaştırdı. İçlerinde anlamlı direnç gösterebilen tek grup olan El Nusra ise hemen herkesin lanetlisiydi… Diğerleri ya yerel hakimiyetler kurarak çeteleşti ve kendi çıkarlarının peşinden gittiler ya da büyük devletlere yamandılar. Bunlardan Türkiye ile ortaklık kuranlar askeri açıdan başarılı olamadı. Ayrıca amaçları da Türkiye’ninki ile uyuşmadı. Onlar hedefe rejimi koymuşken, Türkiye PYD ile savaşmalarını istiyordu…
Dolayısıyla eğer kendi sınırında bir PKK uzantısı idari oluşum istemiyorsa, Türkiye’nin bizzat harekete geçmesi kaçınılmazdı. ‘Terör koridoru’ rahatsızlığı uzun süredir dillendiriliyor, Barzani referandumu sonrasında Kürtlerin her türlü özerkleşme ihtimali tehdit olarak tanımlanıyordu. Oysa bu arada diğer aktörlerin hepsinin onay verdiği bir çözüm ihtimali belirmişti: Suriye merkezin güçlü kaldığı, bölgesel bir federatif yapıya doğru evrilecekti. Bu dinamiği durdurma gücü olmayan Türkiye en azından Kürtlerin tek başına bir birim oluşturmasını engellemek istedi. Bunun ilk adımı PYD’nin üzerine gidilmesiydi ve IŞİD’in bitmesi ile birlikte söz konusu hamle aciliyet kazandı.
Önce Cumhurbaşkanı’nın ağzından niyet ve hedef ilanı yapıldı, zaman verilerek çıta yükseğe kondu ve böylece operasyon herkes için beklenilir hale getirildi. Askeri hazırlığın arka planında ‘ev ödevi’ iyi yapıldı. Suriye ile doğrudan veya dolaylı ilişkili tüm ülkelerle başarılı bir diplomatik bilgilendirme trafiği yürütüldü. Bu girişimin sadece Afrin ile sınırlı kalmayacağı her fırsatta yinelendi… Böylece Türkiye kendisi için bir hareket alanı kazandı.
***
Şimdi mesele ne kadar hızlı olunabileceği… Çünkü Suriye geneli üzerinde söz hakkı çok daha fazla olan Esat, İran, Rusya ve ABD’nin Türkiye’yi çok uzun süre bekleyeceklerini öngörmek gerçekçi olmaz. Unutmamak gerek ki bu aktörlerin hepsi daha zayıf bir PYD’ye razı olsalar da, ABD ve Rusya PYD’nin ya da birleşik bir Kürt hareketinin ağırlık koymadığı bir siyasi yapılanmada Suriye’nin ellerinden kaçabileceğinin farkındalar. Esat ve İran ise PYD’den boşalan alana Sünni Arapların yerleşmesine karşılar…
Kısacası Türkiye’nin askeri operasyonu sadece ABD’ye değil, tüm diğer aktörlere de karşı. Dolayısıyla Türkiye’nin zamanı az… Kısa zamanda kalıcı bir darbe vurarak, PYD’nin ‘geri dönmemesini’ sağlamak istiyor. Bu meyanda kısıtlar çerçevesinde hedefin olabildiğince gerçekçi konması da gerek. Aksi halde bir süre sonra baştaki noktaya dönülebilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023