Fehim TAŞTEKİN
Sudan, 2019’da Ömer el Beşir’i sırtından attığından beri iktidarı gasp eden askerler arasındaki güç mücadelesinin ceremesini çekiyor. Bir tarafta Egemenlik Konseyi Başkanı ve Genelkurmay Başkanı General Abdulfettah el Burhan, diğer tarafta konseyin başkan yardımcısı ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti). Darbede iki ortak.
Ekim 2021’de Burhan’ın askerlerle sivilleri buluşturan geçiş hükümetine darbe yapmasından bir yıl sonra sivil idareye dönüş için yeniden belirlenen yol haritası Hızlı Destek Kuvvetleri’nin orduya entegre edilmesini gerektiriyordu. Hamideti asker sayısı 50 ile 100 bin arasında tahmin edilen paralel ordusuna dokundurtmak istemiyor. Entegrasyonun 10 yıllık bir sürece yayılması gerektiğinde ısrar ediyor. Burhan’ın emrindeki güçleri dağıtmak için harekete geçtikten sonra da kendisini halkın iradesini gasp eden orduya karşı bir lider olarak konumlandırdı. Palavradan bir konumlandırma.
***
Haberciler ve yorumcular bu çatışmayı herhangi bir kefeye koymakta zorlanıyor. Bölgesel ve uluslararası güçlerin gölgesinde bir vekâlet savaşı mı yoksa kaba bir güç mücadelesi mi?
Yıllarca Beşir’in yanında yer alan, 2013’te onun için göstericileri bastıran, 2019 isyanı sırasında önce kan döken sonra onu yarı yolda bırakan Hamideti berbat siciline rağmen halkın koruyucusu ve Sudan’ın geleceğinde vazgeçilmez bir aktör olarak göstermeye çalışıyor.
Darfur’daki suçlar yüzünden kendisine dokunulmamış olan Burhan 2019’da Beşir’e yol verip dümene geçerken suç ortağı Hamideti de yeni dönemin iki numaralı ismi olarak yerini sağlamlaştırdı.
Hamideti’nin seyir çizgisine bakanlar çatışmanın dış görünümüyle ilgili basitçe şu denklemi kuruyor:
Bir tarafta Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Etiyopya; diğer tarafta Nil suları ve Rönesans Barajı yüzünden Etiyopya’ya karşı Sudan’ı yanında görmek isteyen Mısır.
Bu denklemin haklı dayanakları olduğu gibi oturmayan tarafları da bulunabilir. Hamideti’de düz bir ittifak ilişkisi, tutarlı bir siyasi çizgi ya da ideolojik bir alt yapı yok.
***
Ayrıca çatışmalardan bir vekalet savaşı iskeleti çıkarmaya çalışanların zorlandığı soru: “Gerçekten herhangi bir dış güç Sudan’daki dengeleri etkileyecek kadar nüfuz sahibi mi?”
Hızlı Destek Kuvvetleri’nin omurgasını Darfur bölgesinde Arap olmayan yerel kabilelere karşı ‘devlet dersinde’ Hartum’un tetikçiliğini yapmış olan Cancavid milisleri oluşturuyor. Hamideti adını sivilleri katleden, köyleri yakan ve kadınlara tecavüz eden milislerle duyurdu. Bu konuda zengin bir anlatı mevcut. Soykırım savaşında Cancavidleri şu misyonla da tanımlamak mümkün: Beşir 1989’da kendisini iktidara taşıyan askeri darbeye payanda olan İslamcı ortaklarını sonraki yıllarda tasfiye etmeye karar verdiğinde ordunun yereldeki ortağı Cancavidlerdi. Hamideti bu tür bir misyonla İslamcı grupların nefretini kazandı. Şimdi ordu içindeki İslamcı yapılanmayı temel sorun olarak göstermesinin arkasında da böylesi bir geçmiş yatıyor.
Hamideti milis komutanlığı payesini uzaktan kuzeninden devraldıktan sonra gücünü merkeze taşıdı. Tabii Beşir’in yol vermesiyle. Hızlı Destek Kuvvetleri önce istihbarat teşkilatının çatısı altına taşındı. Sonra çıkarılan yasayla ulusal güç statüsü kazandırıldı. Bir süre sonra tekrar özerk bir yapıya dönüştürüldü. Yetki alanı genişletildi. Beşir 2015'te İran'la ilişkileri kesip Suudi-Emirlik ittifakının Yemen’deki kirli savaşına 1000 asker vererek eksen değiştirdi. Bu yolla ‘parya’ olmaktan çıkmayı umuyordu. Fakat Yemen savaşında asıl öne çıkan Hamideti’ydi. Beşir’in yeni açılımı Hamideti’ye Suudi Arabistan, BAE ve Mısır'la ilişkileri geliştirme imkanı verdi. İhvan çizgisiyle sorunlu geçmişi de Körfez’le ilişkileri kolaylaştıran faktördü. BAE’nin Libya’daki oyununa da ortak oldu. Yani Türkiye’nin desteklediği Trablus-Mısrata merkezli güçlere karşı savaşan Libya Ulusal Ordusu Komutanı Halife Hafter’in hesabına çalıştı. Bu arada Türkiye’nin yumuşak güç operasyonlarından en fazla nasibini alan bölgelerin başında Darfur gelir. Gençliğinde deve ticaretiyle uğraşan Hamideti’nin askeri kapasitesini yenilemez noktaya getirmesi, 2016 sonrası altın, demir ve çelik madenlerine hakim olması sayesindeydi. İlk dönem sınır bölgelerinden sorumlu tutulduğunda kaçakçılığın çarı haline gelmişti. 2021'de Sudan'da çıkartılan altının yüzde 80’i Hartum Havaalanı'ndan Dubai'ye taşınmıştı. Altın ve milis son dönemlerde Emirliklerin dış politikasında en kolay buluşan iki kelime. Hamideti bu eksenin aradığı bulunmaz bir figürdü. Mısır da Libya’da bu eksenle yol aldı fakat Etiyopya’ya karşı çıkarları Hartum’la hakim yapıyla iyi geçinmeyi gerektiriyor. Mısır için Hamideti hatalı sollama yapıyor. Hızlı Destek Kuvvetleri de Maravi Havalimanı’nda konuşlu Mısır Hava Kuvvetleri’ne ait MiG-29 savaş uçaklarına el koyup mürettebatı alıkoyarak Kahire’yle ters düştüğünü açık etti. Fakat buradan Mısır’la kategorik bir düşmanlığın oluştuğu sonucu çıkmayabilir. Neticede bölgesel güç olarak Mısır ara bulmaya çalışıyor. Etiyopya’ya karşı Sudan yanında mı değil mi? Odaklandığı konu bu.
***
Batıyla ilişkilerde de tuhaf bir denge şekillendi. Hamideti darbe sonrası ikili bir siyaset gütmüştü: Önce Batı’ya Afrikalı göçmen akınından kaçınmak istiyorlarsa askeri konseyi kabul etmeleri gerektiğini söyledi. Net bir şantajdı. Fakat diğer tarafta Darfur'daki soykırım suçları, Libya ve Yemen’e gönderdiği milisler, kaçakçılıkla bağlantılı sayısız suç dosyası yüzünden Beşir’in kaderini paylaşabilirdi. Bu yüzden hızlıca ‘uyumlu’ lider pozisyonuna geçti. İsrail’le ilişki kurulmasını yasaklayan yasanın kaldırılmasına taraftar oldu. "İsrail'le normalleşme bizim için bir kazançtır" diye çıkıştı. Mossad’la gizli ilişkiler geliştirdiği de öne sürüldü.
ABD şimdilik krize mesafeli duruyor. “Burhan ya da Hamideti mi” sorusuyla değil Sudan’ın Amerikan düzeninde yer alıp almayacağıyla ilgileniyor. Hamideti’nin Libya’da Vagner’le ilişki kurduğu iddiası da Amerikan tercihlerini birinci dereceden belirlemiyor.
AB açısından bakıldığında Hamideti onlar için de kıymetli. Brüksel, Libya üzerinden Avrupa’ya gelen göçmenlerin önünü kesmek için 2016’da Hartum’la iş birliğine gitmişti. Fonladığı kurum ise Hızlı Destek Kuvvetleri’ydi. Yani sınırlardaki kaçakçılığın çarı bir anda göçü önleyen ortak olmuştu.
2019 sonrası Hartum’u fonlamaya gönüllü olan Körfez’e baktığımızda da şunu görüyoruz: Suudi Arabistan ile BAE’nin Sudan’ı da içine çeken Yemen’deki ortaklığı çoktan dağıldı. Pek çok konuda MbZ ve MbS arasına kara kedi girdi. Fakat bu ikili Hamideti’nin dostluğundan şüphe etmedikleri gibi Burhan’ı karşılarına alma gereği duymayabilirler. Bir süre öncesine kadar Sudan’ın Türkiye ve İran’la dayanışan politikalardan uzaklaşması Suud-Emirlikler ekseninin temel önceliğiydi. Sudan zaten eksenini değiştirdi. Kendileri de Ankara’dan sonra Tahran’la yeni sayfa açmakla meşgul.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025