Fehim TAŞTEKİN
DEM Parti, İmralı’dan “yüzyıllık bir çağrı” ve “yol haritası” beklerken olabildiğince puslu bir havada Kandil, Suriye ve Avrupa’daki kadrolara üç mektup ulaştırıldı. Öcalan’ın yazdığı mektupların içeriği sadece muhataplarına malum, bize meçhul.
Fakat mektubu alan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Komutanı Mazlum Abdi, HTŞ yönetimine karşı yelkenleri indirdiği izlenimi veren bir adım attı. Bu yeni tutum, mektupla gelen işarete göre gelişen bir istikamet olabilir mi?
HTŞ-SDG arasındaki görüşmelerde temel prensiplerde ortaklaşma sağlansa da birleşmede statü, mekanizmalar ve zamanlama üzerindeki anlaşmazlıklar yüzünden süreç tıkanmıştı. IŞİD/Kaide eskisi Ebu Muhammed el Colani kod adlı Ahmed el Şara’nın SDG destekçisi ülkelerce de ‘geçici cumhurbaşkanı’ olarak tanınması, Türkiye’nin Irak, Suriye ve Ürdün’le birlikte IŞİD’e karşı dörtlü koalisyon kurup ‘terörle savaş’ kartını geçersiz kılma çabası, Trump’ın Suriye için vereceği kararı ağırdan alması ve Şam’daki yeni efendilerin özerklik fikrine yabancılığı Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nin şansını zayıflatmıştı. Mazlum Abdi’nin zemini yumuşatmak için yaptığı bazı teklifler de durumu değiştirmemişti.
***
Abdi 17 Şubat’ta North Press'e demecinde Colani’yi Suriye’nin yeni ‘cumhurbaşkanı’ olarak kutlayıp bölgenin gerçekliğine tanıklık etmesi için Fırat’ın doğusuna davet etti.
Abdi, HTŞ’nin kendilerinden beklentilerini de sıraladı: Suriyeli olmayan savaşçıların SDG saflarından çıkarılması; IŞİD tutuklularının hükümet gözetimine bırakılması; hükümet kurumlarının kuzeydoğu Suriye'ye geri dönmesi.
Demecine “Tüm Suriyelileri birleştirecek ulusal bir çözüme açığız” diyerek noktayı koydu.
Burada statü pazarlığında garantileri görmeden Colani peşinen tanınıyor. Bu bir jest ama aynı zamanda masadaki en önemli karttan feragat. Colani Şam’da 18 örgütün katıldığı Zafer Konferansı’nda cumhurbaşkanı ilan edildiğinde SDG kararı tanımamıştı.
Ardından ulusal diyalog konferansının hazırlık komitesi oluşturulurken ne özerk yönetimden ne de dışardan herhangi bir Kürt temsilciye yer verildi. Bunun üzerine PYD Başkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim, SDG, Suriye Demokratik Meclisi (SDM) ve özerk yönetimin diğer organları ulusal konferansta adil bir şekilde temsil edilmezse alınan kararların kendilerini bağlamayacağını söylemişti.
Komitenin yedi üyesinden üçünün doğrudan HTŞ’den geliyor olması Colani’nin süreci tekeline aldığının açık göstergesiydi. Komite sözcüsü Hassan Dağim’in ilk açıklaması da umut kırıcıydı:
“Kürt SDG de dahil olmak üzere silahlı gruplar silahlarını ve velayetlerini teslim etmedikleri ve Savunma Bakanlığı'na entegre olmadıkları sürece konferansa katılmayacaklar. SDG, Kürtleri temsil etmiyor ve ülkenin kuzeydoğusundaki Suriyelileri temsil edenler de bu vilayetlerin halkıdır. Suriye'de hiç kimse bir ayrıcalık dayatamaz ya da vatanın bir parçasını ele geçiremez.”
***
Bu atmosferde 17 Şubat’ta Abdi’nin “Cumhurbaşkanı Şara” açılımını teyit eden başka bir adım atıldı. SDG, SDM ve özerk yönetimin yetkilileri Haseke kırsalındaki El Vezir tesislerinde bir toplantı yaptı. Alınan kararları SDG'ye bağlı Kuzey Demokratik Tugayı Komutanı Ebu Ömer el İdlibi duyurdu. Daha sonra özerk yönetim de fazla detaya girmeden kararları teyit etti.
İdlibi'nin paylaştığı bilgilere göre Suriyeli olmayan tüm savaşçıların SDG saflarından ayrılıp kuzeydoğu Suriye’den gönderilmesi kararlaştırıldı.
PKK bağlantılı kadroların gönderilebileceğini daha önce Abdi de dile getirmişti. Ankara bütün müdahale hamlelerini buradan mıhladığı için bu gerekçeyi ortadan kaldırmak önem kazanıyor.
Tabii arananlar listesindeki yabancı cihatçı liderlerin üst düzey rütbelerle yeni Suriye ordusuna yerleştirilmesi ve diğer yabancı milislere vatandaşlık verilmesi nedense göze batmıyor!
İkinci karar; SDG ve özerk yönetime bağlı güvenlik kurumlarının Suriye ordusuna dâhil edilmesi.
Bu ilkesel bir karar. Yeni bir açılım getirmiyor. HTŞ yönetiminin istediği SDG’nin kendini feshedip askerlerinin bireysel olarak orduya katılması. Blok halinde yani özerk karakterini koruyarak entegrasyon Şam’ın kırmızı çizgisi. SDG katılacak ama nasıl? Blok katılımla bireysel katılım arasında bir formül bulundu mu? Abdi’ye genelkurmay ya da savunma bakanlığında hatırlı bir koltuk verilip SDG sadece Kürt yoğunluklu bölgelerde yerel asayiş gücüne mi indirgenecek? Bu soruların yanıtı yok.
Üçüncü karar; kuzeydoğu Suriye'de devlet kurumları yeniden faaliyete geçirilecek.
Kurumlar devredilecekse özerk yönetim sona mı erecek? Ademi merkeziyetçi yaklaşımla yerele yetki devri yeterli bulunacak mı? Sanırım bu da pazarlık konusu olmaya devam edecek.
Diğer kararlar ise Şam’la koordinasyonun artırılması, yerlerinden edilmiş insanların evlerine dönmelerinin kolaylaştırılması, alınan kararların uygulanması için ortak komitelerin kurulması, Colani’nin tebrik edilmesi ve kuzeydoğu Suriye'ye davet edilmesi.
***
HTŞ’den henüz bir tepki yok. HTŞ’nin Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra son demecinde “Askeri çözümden yana değiliz” demişti.
Şu anda rüzgâr HTŞ’den yana. Colani Paris ve Moskova’dan da davet aldı. Tabii bu temasların kazandırdığı meşruiyet kadar bağlayıcı etkileri de var. Bu etki şu anda Fırat’ın doğusuna askeri çözümü dışlamayı gerektiriyor. HTŞ, Ankara’nın desteğiyle ABD ile arayı ısıtmaya ve IŞİD’le mücadele dosyasını devralmak gibi tekliflerle SDG’nin destek kolonlarını kesmeye de çalışıyor.
Diplomaside beklenenden çok hızlı kapılar açıldı. HTŞ’nin dışişleri bakanı Esad Hasan el Şeybani, Münih Güvenlik Konferansı’nda ilgi odağıydı; İsrail’in sarsılmaz destekçisi Amerikalı 5 senatörle de dostluk pozu verdi.
ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon da iki taraf arasındaki görüşmeleri destekliyor. Fakat koalisyon üyeleri Fırat’ın doğusuna yönelik askeri operasyonları önleyen pozisyonunun ötesinde müzakerelerde hissedilir bir ağırlık koymuyor. Burada Türkiye faktörü kendini gösteriyor. Eğer SDG’den yana bir ağırlık devreye girecekse Türkiye’nin de Şam’ın sıklet sepetinde olması yönünde bir denklem kuruluyor.
Sanırım Trump nihai kararını açıklayıncaya kadar Fırat’ın doğusu muallakta bir dosya olmaya devam edecek. Tabii İmralı’dan çıkacak yol haritası buz kıran olmazsa…
***
Bölge üzerindeki hakimiyet savaşını kızıştıracak zenginlikler barışçıl bir çözüm olmadığı sürece çatışmayı kışkırtacaktır.
Suriye ölçeğinde az şeyden söz etmiyoruz. Haseke'nin kuzeyindeki Rimelan, güneyindeki Cabsa; Deyr el Zor kırsalındaki El Ömer, Tanak, Cafra ve Koniko karbonhidrat sahaları SDG’nin kontrolünde. Süveydiye, Cabsa ve Koniko gaz sahaları elektrik santrallerini de besliyor. SDG’nin kontrolündeki Fırat, Tabka ve Tişrin barajları Suriye'nin dörtte birinden fazlasına içme suyu, sulama ve elektrik enerjisi sağlıyor. Fırat’ın doğusu buğday, arpa ve pamuk üretiminde yüzde 80’lik payla Suriye’nin ambarıdır. Yani ülkenin gıda, su ve enerji güvenliği bu bölgenin üzerinde. Bütün bunlar SDG’ye güç verdiği kadar onu hedef haline getiriyor.
Tabii ki Amerikan güçlerinin YPG/SDG üzerinden ayağına yer açmasındaki kışkırtıcı faktör de stratejik havzanın getirdiği üstünlüktü. Amerikalılar mantıken Şam’da istedikleri türden bir rejim şekilleninceye kadar SDG’yi ve altındaki bu zenginlikleri elden çıkarmak istemez. Trump’ın parametrelerinde bunların ne kadar belirleyici olacağı hala bahis konusu. Yine de kararın geciktirilmesi stratejik baskı araçlarını korumakla ilgili. Bu karar asker çekme yönünde gelecekse bunun yol açacağı türbülanslar olacaktır. Belli ki Şam’daki tablo netleşmeden Suriye politikası deklare edilmeyecek.
SDG’nin 17 Şubat açılımı da Trump kararını verinceye kadar müzakereye dayalı çözümü öne çıkarma, Ankara’nın Şam üzerindeki baskılarını azaltma, olası Türk askeri müdahalesini savuşturma, HTŞ ile Fırat hattındaki çatışmasızlık anlaşmasını koruma ve Colani’yi kuşatmaya çalışan Batılı destekçilere zaman kazandırma amacına bağlanabilir. Bu açılım Öcalan’ın mektubuyla uyumlu olabilir; bunun arkasında Amerikan-Fransız yönlendirmesi de çıkabilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025