Fehmi KORU
İki ay sonra yapılacak ve ülkeyi yeni bir sistemin bütün unsurlarıyla tanıştırması beklenen seçimin tarihe dönük yüzünde ‘Abdullah Gül olayı’ mutlaka yer alacak…
Alacak, çünkü Abdullah Gül seçim sahnesine ‘aday’ olarak çıksaydı, Türkiye seçime katılan isimlerden çok sistem değişikliği konusunu tartışacak ve bunun muhtemel sonucu da, seçim sonrasında başlayacak dönemin yanlışlığının herkes tarafından önceden görülmesi olacaktı.
Bakınız, Gül’ün seçimde kazanmasından ve sonrasında meydana gelebileceklerden söz etmiyorum; sözünü ettiğim şu: Gül kazansa veya kazanamasa, konu onun adaylığı sayesinde gündemin ilk sıralarına oturabilecekti.
Kazanabileceğinden korkulduğu için diyenleriniz de çıkabilir, ama bence adaylığının önünün kesilmesi daha çok bu kayda geçirdiğim sebeptendir.
‘‘Biz kazanırız’’ diyenler de anlatacak ama…
Sistem değişikliğinin Gül düzeyinde biri tarafından iki ay boyunca tartışılması farklılık yaratabilirdi.
İYİ Parti adayı Meral Akşener, CHP adayı Özgür Özel veya Muharrem İnce veya bir başkası da herhalde aynı konuyu işleyeceklerdir, ancak işte o kadar…
Son yedi yılı cumhurbaşkanlığında geçmiş uzun yıllara dayalı siyasi deneyimi ile ‘‘Ülkemiz için doğru olan parlamenter sistemdir, sebepleri de şunlardır’’ manifestosuyla kitlelerin karşısına çıkacak Abdullah Gül’ün söyleyeceklerinin etkisi ile başkalarınınki mukayese edilemez.
Hani bazıları ‘proje’ ve ‘kumpas’ gibi sözcükleri kullanıyorlar ya, o tür sözcükler eşliğinde esas üzerinde düşünülmesi gereken sanırım bu gerçekliktir.
Zaten bu yüzdendir ki, konuyu ele aldığım son günlerdeki her yazımın sonuna, Gül’ün adaylığının gerçekleşebilmesinin olağanüstü zor adeta imkansız olduğuna dair bir-iki cümle yerleştirmiş bulunuyorum.
İsterseniz dönüp son yazılarıma bir de bu gözle bakın, her geçen gün o kuşkumun büyüdüğünü sizler de fark edeceksiniz.
Yanlıştan dönmenin bundan böyle tek ve ufacık bir umut ışığı kaldı: Sandıktan cumhurbaşkanı olarak çıkacak kişinin kendisinin, 16 Nisan (2017) referandumuyla o makamın sahibine sağladığı yetkileri de kullanarak, sistem değişikliğinden vazgeçmesi…
Ne kadar cılız bir ışık olduğunu bunun, herhalde sizler de teslim edersiniz.
Hafıza tünelinde arkeolojik kazı yapıldığında…
Biri bugün şu tespiti yazısına taşıdı:
‘‘GÜL’Ü İSTEYENLER… SIRASIZ EKSİK LİSTE:
‘Ay ne olur olsun’ diyerek Aslı Aydıntaşbaş… ‘O olmazsa geçmiş olsun’ diyerek Fehmi Koru. / ‘Saçmalamayın, Gül’de birleşin’ diyerek Metin Münir. / ‘Matematikle dövüş olmaz” diyerek Mehmet Bekaroğlu. / Destansı Gül övgüleriyle Hasan Cemal.’’
Güzel ve yerinde bir özet bu. ‘‘Gül aday olsun’’ diyenler cephesi -hepsi olmasa da görüşlerini açıkça yazan ve söyleyen kısmı- galiba bu kadardan ibaretti. Bu isimlerden siyasetçi olduğu için Bekaroğlu’nu, bir gazetede yazdığı için Aydıntaşbaş’ı çıkarırsak, geriye kalan üç kişinin ortak özelliği daha iyi görünür: Herhangi bir gazetede yazamamaları…
Hasan Cemal ile Metin Münir t24.com.tr’de, bu yazıyı okuduğunuza göre zaten bildiğiniz üzere, ben de kendi adımı taşıyan bu sitede okurlarla buluşabiliyoruz.
Medyanın geri kalanı…
Tarih herhalde bu durumu da yazacak.
Bazı ayrıntıları bugün-yarın bizler unutsak bile konu üzerinde araştırma yapacak olanlar hafıza tünelinden onları bulup çıkaracaklardır.
Neyi mi?
Gizlenmek istenenleri… Duyulmaması için her türlü tedbiri aldıklarını sananların görünmeyen alanda yaptıklarını… Gözüken ve gösterilmek istenenlerle gerçekler arasındaki çelişkileri… Siyasilerin yola çıkarken kendilerine ve çevrelerine verdikleri sözlerle ağızlarından şimdi çıkan sözler arasındaki uçurumu… Yazı hayatının büyük bir bölümünde savunduklarıyla tam anlamıyla ters düşmeyi göze alan meslek mensuplarını…
Bir siyasi şahsiyetin vaktiyle ölümüne karşı çıktığı ne varsa hepsinden birdenbire vazgeçmesi ve sistem değişiliği yolunu açmasının, kamuoyu karşısına iddialarla çıkan bazılarının basit aritmatik ve mantıkla hiç bağdaşmayan hesaplarının temelinde neyin olduğunun tarih farkına varmayacak mıdır sanıyorsunuz?
Neyse. ‘‘Projeydi, patladı’’ denildiğine göre, ‘tehlike’ geçmiş demektir.
Bu yazıyı yarının tarihçisine yardım olsun diye yazdım.
Yazarlar
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
7.12.2025
5.12.2025
4.12.2025
2.12.2025
30.11.2025
28.11.2025
27.11.2025
25.11.2025
23.11.2025