Fehmi KORU
Fizik terimi olarak bildiğimiz ‘özgül ağırlık’ kavramını siyaset alanına taşıyan hükümet sözcüsü olarak kamuoyu önüne çıktığı bir dönemde, “Ben bir kişiden ibaret değilim, benim özgül ağırlığım var; ben çok şeyi temsil ediyorum” sözleriyle Bülent Arınç olmuştu.
Kendisine teşekkür borçluyuz.
O gün bugündür ‘siyasette özgül ağırlık’ konusu üzerinde düşünürüm.
Bir başkası daha önce kullanmadıysa ‘güç’ ve ‘iktidar’ ile ‘pil’ arasında münasebet kurma teşbihi bana aittir. İktidar veya güç pil gibidir, her kullanımda biraz daha azalır. En güçlü iktidarların bile gücünü anlamsız yerlere kullana kullana gözlerimizin önünde nihayete erdiğini görmüşlüğüm vardır.
Sadece kullanıldığında azalmaz pil, bilirsiniz; kullanılmadığında da benzer akıbete uğrar; durduğu yerde bir bakmışsınız hayli zaman önce satın aldığınız pahalı pil sizlere ömür haline gelivermiş…
Gücünüz olduğunda onu kullanmadığınızda da -siyasi hayattan söz ediyorum- bir süre sonra kullanabileceğiniz bir gücünüzün kalmadığını fark edebilirsiniz.
‘Özgül ağırlık’ da işte bu çerçevede bir anlam taşıyor.
Nizamülmülk’ün ‘Siyasetname’si, Makyavel’in ‘Prens’ veya ‘Hükümdar’ı, daha yakınlarda ise Robert Green’in ‘İktidar – Güç Sahibi Olmanın 48 Yasası’ adıyla dilimize kazandırılmış kitabı olmak üzere pek çok eserde aslında anlatılan günlük hayatta ve bu arada siyasette ‘özgül ağırlık kazanma’ sanatıdır.
Siyasi hayatta sıradan insanların bile zamanında kullanabildikleri takdirde sonuç almaya yarayabilen ‘özgül ağırlıkları’ vardır. Bizim halkımız o ağırlığını yeri geldiğinde kullanmayı bilir. 27 Mayıs’tan (1960) 12 Eylül’e (1980), 28 Şubat’tan (1997) e-muhtıraya (2007) kadar yaşanan bir dizi dönemeçte, hakemlik yapma fırsatı eline geçtiğinde, hep o ‘özgül ağırlığın’halkımız tarafından kullanıldığına tanıklık etmişizdir.
Hakemlik görevi için hakemin özgül ağırlığının olması gerekir. Ağırlık sahibi hakemlerin yönettiği futbol maçları genellikle olaysız geçer; olay çıksa dahi oyuncuların hakeme itaat ettikleri derhal göze çarpar.
Kişilerin olduğu gibi kurumların da özgül ağırlıkları söz konusudur. Kamuoyu yoklamalarında ‘kurumlara güven’ başlığı altında yer alan oranlar her kurumun özgül ağırlığına işaret eder. Doğru, iyi ve güzel izlenim veren, görev tanımları içerisinde davranan ve çizgilerinden şaşmayan kurumlar halk tarafından güvenli bulundukları için özgül ağırlığa da sahiptirler.
Yanlışların birbiri ardına sergilendiği kurumlar, aynen kişilerde olduğu gibi, zaman içerisinde özgül ağırlıklarının azaldıklarını görür, derhal tedbirler almazlarsa kullanabilecekleri özgül ağırlıkları kalmadığı gerçeğiyle karşı karşıya kalırlar.
Zamanlama ile özgül ağırlık birbiriyle kardeş kavramlardır. Özgül ağırlığın bir değer olarak varlığını sürdürebilmesi için uygun bir zamanlamayla kullanılması gerekir. Lâf olarak “Benim özgül ağırlığım var” demek fazla bir anlam taşımaz; o çıkışın bir anlam taşıyabilmesi için özgül ağırlığın uygun yer ve zamanda kullanılması beklenir.
Bir de beklentilere uygun olarak…
Özgül ağırlığa sahip birinin, bulunduğu konumun kendisine sağladığı gücü, mütenasip ve sonuç alacak bir biçimde kullanması gerekir. Bir politikacı ortada bir sorun olduğunu görüyor ve o sorunun çözülmesini arzu ediyorsa, o sırada konumu gereği var olan özgül ağırlığını sorunu çözmede kullanmalıdır. Sorun çözmek yerine o sorunun kişiler üzerindeki rahatsızlığını azaltmaya yönelik müdahaleler politikacıyı gözden düşürmekten başka bir işe yaramaz.
Yerinde kullanıldığında kişiye ve kuruma değer kazandıran, beklentiler istikametinde varlığını hissettirdiğinde sonuç almaya yarayan özgül ağırlık, yersiz iddiaya veya sonuç almaktan uzak anlamsızlığa dönüştüğünde kişiyi ve kurumu acizliğe mahkum eder.
Bu durumun da siyasi tarihimizde pek çok örneği vardır.
Sözün kısası şu: Hangi uğraş alanında olursak olalım hepimiz yerinde ve zamanında kullanılmayı bekleyen bir ‘özgül ağırlığa’ sahibiz. Bazımızın özgül ağırlığı daha az bazımızın daha fazla olabilir; ancak hepimizin o gücü var.
Bugünün ortamında özgül ağırlığı az olanlar özgül ağırlıkları kendilerinden daha fazla olanlardan o güçlerini kullanmalarını bekliyor.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025