Gülay GÖKTÜRK

Bağımsız Kürdistan Türkiyeli Kürtler için çekici bir alternatif olabilir mi?
25.07.2013
2860

 İki gündür Suriye Kürdistanı ile ilgili yazdıklarım üzerine yine her zamanki gibi birçok okurdan "saflık""naiflik"eleştirileri aldım.


"Bu kadar saf olma" diyenlerin kastettikleri şey açık: Nasıl olur da, şu anda Suriye Kürdistanı'nda özerk bölge peşinde koşanların orada duracaklarına inanırsın; nasıl olur da bu işin sonunun dört parçanın birleşip bağımsız Büyük Kürdistan'ın kurulmasıyla sonuçlanacağını göremezsin?..

Oysa ben bir şey kaçırdığımı düşünmüyorum. Asıl, arzular ya da hayallerle siyasi-toplumsal koşulların mümkün kıldığı arasındaki farkı göremeyenler onlar...

Evet, bütün bu liderlerin yüreğinde Bağımsız Kürdistan hayali var. Bunun kendi ütopyaları olduğunu zaten açıkça ifade de ediyorlar. Ama böyle bir oluşumun gerçekleşmesi için arzunun yetmediğini; "mümkün olanın" hem bu dört ülkedeki siyasi koşullar, güç dengeleri ve Kürt kitlelerin durumu ve arzuları; hem de uluslararası konjonktür tarafından belirleneceğinin farkındalar.

Dolayısıyla, bu sürecin bağımsız ve birleşik bir Kürdistan devletiyle sonuçlanıp sonuçlanmayacağını Barzani, Talabani ya da Öcalan bile göremiyor ki, ben ya da siz görebilelim...
Ama elbette tahminlerde bulunabiliriz.

Halklar rasyoneldir 

Doğrusu Wilson'un 1920'lerde çizdiği haritanın hayata geçirebilmesi ihtimali her bir ülkenin son derece farklı coğrafi, demografik ve siyasi koşullarından dolayı pek mümkün gibi görülmüyor. Bana en olası gelen ihtimal orta vadede üç, uzun vadede belki dört parçanın her birinde federatif ya da farklı derecelerde özerk Kürt bölgeleri oluşması; oldukça geçişken olan bu bölgelerin idari bakımdan ayrı olmakla birlikte bir Kürt havzası oluşturması...

Diğer üç parça için kesin konuşmayayım ama en azından Bağımsız Kürdistan'ın Türkiyeli Kürtler için çekici bir alternatif olabileceğini düşünmüyorum. Türkiye'deki Kürtler'in çok büyük bir çoğunluğunun geleceklerini Türkiye'de göreceklerini; diğer Kürtler'le yoğun temas içinde ama Türkiye'nin bir parçası olarak kalmak isteyeceklerini tahmin ediyorum.

Şöyle bir düşünün; şu anda Türkiye'de yaşayan kaç Kürt, kan dökücü diktatörün ne zaman gideceği bile belli olmayan, uzun sürecek bir iç savaşın içinde olan, bin bir çeşit muhalif grubun birbirini boğazladığı Suriye'deki Kürtler'le ortak gelecek kurmayı ister? Kaç Kürt, merkezi yönetimle büyük sorunlar içinde olan; refah ve gelişmişlik düzeyi Türkiye ile kıyas edilemeyecek kadar düşük olan, daha şimdiden yolsuzluk ve yiyicilik batağına saplanmış görünen Irak'taki Kürdistan Federe Devleti ile kader birliği içine girmeyi tercih eder?

Bence Türkiyeli Kürtler de bütün toplumlar gibi rasyonel davranacaklar, çıkarlarının nerede olduğuna bakacaklardır. Çoğunluk hiçbir zaman hakkının, hukukunun, rahatının, huzurunun yerinde olduğu bir ülkeyi bırakıp da sonu belirsiz bir maceraya atılmak istemez. Hele hele Ortadoğu gibi tuzaklarla, kumpaslarla, entrikalarla döşenmiş tehlikeli bir zeminde asla...

Tek yol gönüllü birlik 

Ne var ki bütün bu tahminlerim, ilkesel duruşumu değiştiremez. O ilke de şudur: Milletlerin kendi kaderlerini tayin etme; başka etnik topluluklarla bir çatı altında mı yoksa kendi ayrı devletini kurarak mı yaşayacağına karar verme hakkı vardır.

Şu anda Kürtler'e vadettiğimiz "özgürce siyaset yapabilme hakkı"ndan benim anladığım -ve her demokratın anlaması gereken- şey, bağımsız devlet kurma projesinin de bir siyasi program haline getirilip siyaset pazarında diğer projelerle (örneğin özerklik projesiyle, federasyon projesiyle ya da güçlendirilmiş yerel yönetimler projesiyle) rekabete girebilmesidir.

Eğer günün birinde Türkiyeli Kürtler Türkiye'den ayrılıp diğer parçalarla birlikte ya da tek başlarına kendi devletlerini kurmak isterlerse ve Kürt çoğunluğunun iradesinin bu yönde olduğu demokratik yöntemlerle ortaya çıkmışsa bunu engellemenin hiçbir meşru yolu yoktur.

O yüzden de, bugün Kürtler'in ayrılmasını istemeyenler, hatta bunun büyük bir felaket olacağını düşünenler, bu istenmeyen sonucu engellemenin tek yolunun Türkiyeli Kürtler'in kendilerini bu topraklarda eşit, özgür ve mutlu hissetmesi olduğunu da anlamak zorundalar. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar