İbrahim Kahveci
Geçen yılın (2018) son çeyreğinde Türkiye ekonomisi yüzde -3,0 küçüldü. Lakin vatandaşın hissettiği küçülme oranı çok daha yüksek oldu.
2018 son üç ayında hanehalkı tüketimi reel olarak yüzde -8,9 geriledi.
2008-09 krizinin en sert estiği 2009-I. dönem tüketim azalması yüzde -9,3 olmuştu. Keza aynı şekilde 2001 krizinin en sert estiği 2001-II. döneminde de tüketim yüzde -9,3 gerilemişti.
Hatta takvim etkilerinden arındırılmış tüketim azalışı 2018-IV. çeyrekte yüzde -9,1 oldu. Aynı seride 2009-I. dönem tüketim daralması ise yüzde -9,2 düzeyindeydi. 2001-II. döneminde de yüzde -9,3 takvim etkilerinden arındırılmış tüketim daralması yaşanmıştı.
Kısaca insanların tüketim harcaması 2001 krizimiz ve 2008-09 küresel krizinin en sert estiği dönemler ile nerede ise aynı düzeyde geriledi.
Hanehalkının hissettiği kriz asıl bu oranlardır ve tüketim çok sert daraldı.
***
Tüketim daralmasının bu kadar sert estiği dönemde üretimde daralma nispeten dış talep (ihracat) nedeniyle daha sınırlı oldu. Mesela imalat sanayi üretimi 2018 son çeyrekte yüzde -7,4 geriledi ama 2008-09 krizinde bu gerileme kıyas götürmeyecek kadar daha keskindi.
Mesela 2008-IV. çeyrek üretim daralması yüzde -11,0 olurken, 2009-I. çeyrekte yüzde -25,8’lik bir üretim kaybı yaşamıştık. 2001 krizinde de üretim daralması üç çeyrek çift hanede seyretmişti.
Üretimin eski krizlere oranla daha sınırlı daraldığı ama tüketimin çok sert gerilediği bir kriz sürecindeyiz. Kriz sürecindeyiz, çünkü mevsim etkilerinden arındırılmış veriye göre 2018-III. dönem -1,6 daralan ekonomi, son çeyrekte de yüzde -2,4 daralarak resmi olarak kriz ilan edilmiş oldu.
İyi ama kriz bu şekilde mi sürecek?
Mesela dün verdiğimiz gibi ocak ayından itibaren kamu bankaları vasıtası ile kredilerde yeniden artış başladı. Hatta yine devlet bütçe harcamalarında aşırı gidişle iki ayda 180 milyar harcamada bulundu. Geçen yıl ilk ayda kamunun harcaması 120 TL seviyesindeydi.
Kısaca kamu kaynaklı olarak bir harcama artışı ve kredi genişlemesi yaşanıyor. Ayrıca stabilleşen döviz ve yine aynı şekilde seyreden faiz piyasası da en sertin şimdilik geride kaldığına işaret ediyor.
Bu verileri sabit kabul ettiğimizde kriz bitti diyebilir miyiz?
2019 yılının ilk çeyreğinde de tüketim ve üretim eksenli eksi bakiyenin gelmesi kuvvetle muhtemeldir. Hatta 2019 yılının tamamında da eksi bakiyeler görebiliriz. Ama bütün bunlar krizin tamamen bitip, refaha erdiğimizi bize söylemeyecektir.
Daha da ileri giderek şu tespiti buraya not edelim:
Muhtemeldir ki, 2019 yılı ortasından itibaren krizin şiddeti rakamsal olarak ciddi oranda azalacaktır. Ama kriz bittikçe “bunalım dönemi” başlayacaktır.
Bunalım dönemi nedir? Ne gibi sonuçlar verecektir?
Bir kere şunu söyleyelim ki, ekonomide temel yapılarda bir iyileşme imkanımız maalesef bulunmamaktadır. Bir dönemler “çaput” dediğimiz tekstil gibi ihraç maddeleri ile yeniden eski günlere döneceğiz.
Artık yakın tarihte uzun süre negatif faiz veya başabaş faiz dönemimiz oldukça zordur. Yabancı sermayenin artık gelmeyeceği bir ülke olarak yüzde 7-8 dolar faizi ile sistemi ayakta tutamayız.
Ankara o kadar şişman ki, ona para yetiştirecek bir özel sektör gücü bulunmamaktadır.
Kamu kaynaklı ve destekli geçici istihdam artışları olsa bile, kalıcı bir iş hayatını uzun yıllar kimse hayal edememektedir. Hele de yüksek ücretli bir işi artık hayal bile etmeyin derim.
Kısaca önümüzde düşük gelir seviyesinde geçireceğimi uzun bir süre bizi bekliyor. Geçici istihdam teşviklerinin etkisini kaybetmesi ile artan ve kronikleşen bir işsizlik süreci de bizi bekliyor.
Evet, kriz şiddetini çok sürmeden yavaş yavaş kaybedecektir. Ama kriz bittikçe bunalım dönemi başlayacaktır.
Hem de hiç öyle erken bitecek bir dönem olarak görülmemektedir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025