İbrahim Kiras
Şunlar Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın sözleri: “Bazılarının burayı yaşanmaz bulup yurtdışına gitmeyi söylediğini duyuyorum. Türkiye’de yaşamayan hele hele İstanbul’da yaşayamayan biri hiçbir yerde yaşayamaz. Bunların bilet paralarını verip göndermek lazım. Çünkü bunlar ülkemize yük.”
Evet, son zamanlarda özellikle gençler arasında “Bu ülkede yaşanmaz” diyerek yurtdışında bir hayat kurma fikrine kapılan çok fazla kişiye rastlanıyor. Çok üzücü, çok can sıkıcı, çok yürek yakıcı bir durum.
Peki, bu gençler ülkelerini sevmedikleri için mi başka yerlerde kendilerini bekleyen başka hayatların hayalini kuruyorlar?
Bu gençlerin bu ülkede kendileri için mutlu ve huzurlu bir gelecek ümitlerinin olmaması kimin suçu?
Bir ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiş siyasetçilerin o ülkenin gençlerine bir gelecek ümidi verememesi mi problemin kaynağı yoksa gençlerin bir gelecek ümitlerinin olmaması mı? Faiz mi enflasyon mu?
Türkiye’nin yaşanmaz hale geldiğini düşünenleri “kendi vatanlarından nefret eden kişiler” gibi görmek ve göstermek Türkiye’yi daha yaşanılır bir ülke haline getirir mi?
***
Unutmayın ki “Verin yetkiyi görün etkiyi” diye halktan onay alınarak Başkanlık rejimine geçtiğimiz günden bu yana cebimizdeki paranın değeri en az yarı yarıya azaldı. O gün iki ekmek alınabilen parayla bugün ancak bir ekmek alabiliyoruz.
Daha birçok şey azaldı… Hukuk azaldı, adalet azaldı, şeffaflık azaldı… Uluslararası endekslere göre eğitim kalitesi azaldı…
Olumsuzluklar ise aksine arttı. O günden bugüne uyuşturucu kullanımı arttı, cezaevlerindeki hükümlü sayısı arttı, işsizlik arttı, kadın cinayetleri arttı, yolsuzluk puanımız arttı… Siyasette hamaset arttı, toplumda kutuplaşma arttı…
Sonuç olarak, özellikle gençlerde karamsarlık arttı… En kötüsü, bu karanlık tablonun yakın zamanda düzelebileceğine dair bir ümit ışığı göremiyor gençler.
Ve siz gelecek ümidi veremediğiniz bu gençlere kapıyı gösteriyorsunuz.
Böyle bir ülkede yaşamak istemeyen gençler haksız mı?
***
Başkanlık rejimi adı altında kurumların etkisizleştirildiği, kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırıldığı, ülkenin ve milletin bütün istikbalinin tek bir kişinin iki dudağı arasından çıkacak bir lafa endeksli hale getirildiği bir ülkede yaşamak istemeyen gençler haksız mı?
Ekonomide, dış politikada, sanayide, tarımda, sağlıkta… aklınıza gelebilecek her alanda ortaya çıkan bütün problemleri, sorumlularının “Dış güçler saldırıyor. Ondan oluyor bunlar...” diyerek izah ettiği bir ülkede yaşamak istemeyen gençler haksız mı?
Dış politika konuları iç politika malzemesi olarak harcandığı için gerektiğinde milli çıkarları koruma yolunda işbirliği yapabileceği -Katar dışında- hiçbir müttefiki kalmayan bir ülkede yaşamak istemeyen gençler haksız mı?
Yatıp kalkıp Türklük ve Müslümanlık nutukları çeken bir iktidarın bütün dünyayı ayağa kaldıran Doğu Türkistan mezalimi karşısında suspus olduğu bir ülkede yaşamak istemeyen gençler haksız mı?
İstanbul’un canına okuyacak devasa bir “lüks konut” projesinin “stratejik hamle” kılıfında pazarlandığı bir ülkede yaşamak istemeyen gençler haksız mı?
Merkez Bankası’nın döviz rezervindeki 128 milyar doların akıbetini sormanın suç sayıldığı bir ülkede yaşamak istemeyen gençler haksız mı?
Belediye seçimini kazanmak uğruna hazinenin 40 milyar liralık ihtiyat akçesi harcanıp bitirildiği için pandemide vatandaşın kendi haline bırakıldığı bir ülkede yaşamak istemeyen gençler haksız mı?
Yine o seçimi kazanmak uğruna “teröristbaşı”na mektup yazdırabilen birilerinin siyasi rakiplerini “terör destekçisi” ilan edebildiği bir ülkede yaşamak istemeyen gençler haksız mı?
Parti tabanının konsolidasyonunu sağlamak uğruna toplumdaki kutuplaşmaların, karşılıklı kuşkuların, öfkelerin ve nihayet düşmanlık duygusunun azdırıldığı bir ülkede yaşamak istemeyen gençler haksız mı?
Ülkenin sorunlarını elbirliğiyle çözmeyi değil, ülkeyi ele geçirmeyi hedefleyen bir bakış açısının her kesimden insanı esir almış olduğu bir ülkede yaşamak istemeyen gençler haksız mı?
***
Yöneticilerin halinden memnun olmayan vatandaşları için “Bunların bilet paralarını verip göndermek lazım” cümlesini kurabildikleri bir ülkede yaşamak istemeyen gençler haksız mı?
Yazarlar
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
18.09.2025
11.09.2025
9.09.2025
6.09.2025
4.09.2025
30.08.2025
23.08.2025
16.08.2025
12.08.2025