Kürşat BUMİN
Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya’nın‘ikşer yıl hapis cezası’na çarptırılmasıylailgili bir yazı bu.
Karan son yazısında İstanbul Adalet Sarayı’ndan çıkan bu karar karşısında ‘demokrat, laik/seküler, özgürlükçü’ olarak adlandırdığı çevrenin dosyaya ilişkin ilgisizliğini hatırlatarak“Bizim davaya dair edebilecekleri bir kelam olduğunu hiç sanmıyorum” diyor. Haklı ve yerinde bir sitem bu. Dolayısıyla, kendimi sözü edilen ‘çevre’nin bir ‘üyesi’ olarak değil ama sıralanan niteliklere de yakın birisi olarak gördüğümden bugünkü yazıyı bu haklı sitemi telafi etmeye ayırmaya karar verdim.
Gazeteci arkadaşlarımız ‘Charlie Hebdo’nun neredeyse tüm ekibinin İslamcı teröristler tarafından katledilmesi sonrasında derginin yayımladığı ilk sayısının kapağını kendi köşelerine taşıdıkları için mahkum oldular. Hatırlıyorsunuzdur muhakkak; söz konusu kapak dergi tarafından adı konmamış ama giyiminden kuşamından bir Müslüman olduğu anlaşılan ve elinde ‘Ben Charlie’yim’ pankartı tutan gözü yaşlı bir şahıs ve ona eşlik eden‘Her şey affedildi’ üst başlığından oluşuyordu. Bu kapağa ilişkin pek çok yorum yapıldığını da hatırlayalım. Kim affetmişti, kimi-kimleri affetmişti? Bu desenin dergiyi basan teröristlerin affedildiğine işaret ettiğini iddia eden yorumlar yapıldığı gibi, tam tersine desenin olayı bir ‘yatıştırma’, acıları ‘dindirme’ ve dolayısıyla bir ‘uzlaşma-barışma’ mesajı taşıdığına dikkat çekenler de oldu. Bu çizgilerin Peygamberin Charlie ile dayanışma içinde olduğunu, dolayısıyla onu ve dünya nüfusunun büyük bir bölümünün paylaştığı bir inancı katliam yapan ‘İslamcılar’dan ayırmaya çalışma amacını taşıdığını ileri sürenler de vardı. Söz konusu kapağı çizen Luz’un bu desenin (2011’de elinden çıkan bir başka Peygamber kapağını hatırlatarak) ‘karşılıklı bir bağışlama’olarak yorumlanabileceğine izin veren açıklamalarıyla da karşılaştık.
Şimdi de gelelim ‘Charlie Hebdo’nun bu özel sayısının bu özel kapağını Cumhuriyet gazetesinde köşelerine taşıdıkları için Karan ve Çetinkaya’nın iki yıl hapis cezasına mahkum edilmesine.
Mahkumiyetle sonuçlanan davanın açılmasıyla birlikte ‘adalet sarayı’nın (!) ciddi bir hareketlilik yaşadığını hatırlıyorsunuzdur. O günlerde, T24’ün işini çok iyi yapan röportajcısı Hazal Özvarış, Karan ve Çetinkaya’nın ‘yargılanmalarını değil cezalandırılmaları’ gerektiği yolunda açıklamalar yapan Özgür-Der başkanı Rıdvan Kaya ile yaptığı röportajda, muhatabının ağzından Charlie Hebdo’ya yönelik terör saldırısına ilişkin olarak açıkça ‘terörü destekleyen’ şu değerlendirmeyi almayı başarmıştı: “Haklı gerekçeleri olan bir eylem fakat sonuçları itibariyle İslami davaya zarar verebilecek boyutları var.”
Dava sürecinde ‘müşteki’ avukatlarının Diyanet İşleri Başkanlığı’na müzekkere yazılarak, söz konusu karikatürün Hz. Muhammed’e hakaret içerip içermediğinin sorulmasını talep etmeleriyle de karşılaşmıştık.
Davaya ‘müdahillik’ konusu ise (hele de mahkemenin ‘halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama suçu’nu, suç unsurları oluşmadığı gerekçesiyle devre dışı bırakmasından sonra!) gerçekten bir davanın en gayriciddi yanlarından birisiydi. Sayıları 100’ü bulan şikayetçilerin yanında cumhurbaşkanının danışmanı, oğlu, kızları ve damadının da bulunduğu bir ‘müdahiller listesi’ yer alıyordu. (Siz de benim gibi“Ne münasebetle?” diyorsunuzdur umarım!)
Gelelim karara dayanak oluşturan TCK 216 maddesine: İki yıl hapis cezası maddenin 1’inci fıkrasına yer alan şu bölüme dayandırıldı. ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik…’
Yukarıda belirttiğim gibi davanın açılmasına neden olan ikinci suçlama (‘Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenin aşağılama’), mahkeme tarafından temelsiz bulunarak iddianameden ihraç edildiği için elde sadece ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ meselesi kalmıştı. Peki ama bu iki yıl hapis cezasının dayandırıldığı ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’suçunun delilleri nerede? Yoksa halkımız sokaklara düşmeden, aleyhte gösteriler filan yapmadan evinde otururken mi tahrik oldu? Nitekim Karan’ın da bu konuda sıraladığı bilgiler de bunu gösteriyor. Yani ortada ‘tespit edilen’ ve 2’şer yılla cezalandırılan‘tahrik suçu’nun tahriki sonucu gelişen tek bir olay yok.
Kararda TCK 216’nın temel alınmasına gelince: Kimseyi kırmak istemem ama mahkeme heyetinin -vazgeçtim ‘demokratik’ten- az biraz ‘makul’ bir ceza yasasında bile olmaması gereken 216’ıncı maddenin ‘gerekçe’sine ne hiç mi hiç göz atmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu ‘ihmal’in sonucu ortaya çıkan kararı şöyle özetlemek hakkımızdır: Demek ki TCK 216’nın yazımı iki farklı yazıcı grubunun elinden çıkmıştır. İlk grup maddeyi yazmış, 2’inci grup ise bu ‘ucu açık’ maddenin başını alıp gitmemesi için‘gerekçe’yi kaleme almıştır. Bu tespitimi sağduyusunu yitirmemiş okurlar olarak mutlaka şöyle değerlendiriyordur: “Bu işte bir yanlışlık var: bir ceza maddesi kaleme alınırken maddeden önce gerekçe dikkate alınmak zorunda değil midir?” Tabii ki öyle, aksi takdirde bu neden-sonuç ilişkisinin 216’da karşımıza çıkan hepten yanlış ve çarpık yapısıyla karşılaşmamak imkansızdır. Duruşmaları izlemediğim için bilmiyorum; ama Karan ve Çetinkaya’nın avukatlarının savunmalarını mutlaka 216’nın‘gerekçe’sini şahit göstererek yaptıklarını sanıyorum.
Sözü fazla uzatmadan söz konusu ‘gerekçe’nin ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçuna ilişkin bölümünden birkaç alıntı yapacağım.
“Suç oluşturan ‘tahrik’, soyut saygısızlık ve reddin ötesinde bir halk kesimine karşı düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya veya bu tavırları pekiştirmeye objektif olarak elverişli olmalıdır. Fail sübjektif olarak da bu amacı gütmeli, halk kesimini kin ve nefrete tahrik etmelidir. Bu kapsamda salt yüz çevirme, soyut bir ret veya saygısızlık ifade eden bir davranışta bulunma veya bu yönde sözler sarf etme, suçun gerçekleşmesi bakımından yeterli değildir…”
“Söz konusu suçun oluşması için, kamu güvenliğinin bozulması tehlikesinin somut olgulara dayalı olarak varlığı geçerlidir. (…) Hâkim, kullanılan ifadeler dolayısıyla bu tehlikenin gerçekleşip gerçekleşmediğini, dayanak noktalarını göstermek suretiyle belirleyecektir. (…) Kişinin söz ve davranışlarının, halkın bir kesimi üzerinde tahrik konusu fiillerin işleneceği hususunda duyulan endişeyi haklı çıkaracak bir etki oluşması gerekir. İfade özgürlüğü ile bu tip tehlike suçları arasında ‘açık ve mevcut tehlike’ kriterinin var olması gerekir. Buna göre yapılan konuşma ve ya öne sürülen düşünceler toplum açısından açık ve mevcut tehlike oluşturduğu takdirde yasaklanabilmekte, keza böyle bir tehlikenin somut olarak, açıkça tespit edilmedikçe söz konusu suçtan dolayı cezalandırma yoluna gidilemez….”
Görüyorsunuz ‘gerekçe’nin eli yüzü bayağı düzgün. Bu durumda Yargıtay’tan acaba nasıl bir karar çıkacak? Benim tahminim, Yargıtay’ın geri göndereceği dosyanın üzerine şöyle bir not iliştireceği yönünde: “Bu kararı verirken ‘216’nın Yasa Gerekçesi’ne hiç göz atmadınız mı? Bundan böyle daha dikkatli olmalısınız! Dolayısıyla sanıkların beraatine…”
Çok mu iyimserim dersiniz?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları

































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2018
7.02.2018
21.04.2018
11.04.2018
27.03.2018
23.03.2018
10.03.2018
2.02.2018
16.02.2018
8.02.2018