Mehmet TIRAŞ
Tiranlık bir sistem ile ülkesini yönetenler liyakati ve bilimi çok ciddiye almazlar.
İktidarlarını liyakat sahibi insanlarla paylaşmazlar.
Halka ve çevrelerine karşı bir güvensizdirler ve toplumun her kesimine kuşku ile bakarlar.
Muhalefeti rejim karşıtı ilan ederler, muhalefette söylediklerinin iktidarlarında tersini yaparlar.
Toplumun ivedi sorunlarından çok ülkenin bekasından bahsederler iç ve dış düşman güçler yaratarak toplumu ayrıştırarak yönetirler.
Tek adam rejimlerinde milli gelirin aslan payı savunmaya ayrılır ve denetlenmez.
Diktatörlerin iktidarına silahlı ve sivil bürokrasi yön verir.
Güvenlik güçleri dokunulmaz bir zırhla görev yaparlar ve kutsanır.
Tek adam rejimlerinde insan değil devlet kutsaldır, devlet insanlara değil insanlar devlete hizmet eder.
Totaliter rejimle ülkesini yönetenler devletin en önemli kurumlarının başına liyakat sahibi olanları değil de, kendilerine kan bağı ile yakın olan sadakat gösteren, kendine biat edenleri getirirler.
Muktedirler Harcamalarını denetlemezler, denetimine girmeyen, biat etmeyen hiç bir meslek kuruluşuna, partiye, örgüte, örgütlenme ve hak arama özgürlüğü vermezler.
Diktatörler sorunları çözemedikçe topluma yasaklar getirir baskıları artırır..
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildikten sonra bizim ülkemizde de fiilen bunları yaşamıyor muyuz?
Özellikle Erdoğan muhalefette iken “3Y” diye adlandırdıkları ‘yolsuzluğu, yasakları ve yoksulluğu’ yok edeceğim diyerek iktidara gelmişti..
Ama askeri darbeler döneminde bile yaşanmamış ülke tarihinin en büyük yoksulluğunu, yolsuzluğunu ve yasaklarını yaşatıyor halka..
Yoksulluktan başlayalım:
İşsizlik, hayat pahalılığı, gelir dağılımı adaletsizliği ve yoksulluk neredeyse toplumun üstüne kara bulut gibi çökmüş durumda.
Türkiye ekonomisi tarihinde yaşamamış bir buhran içinde.
Erdoğan meydanlarda ve televizyon kanallarında 2010 yılına kadar benim iktidarımda alım gücü zayıflayan bana oy vermesin diyordu..
İktidarından önceki asgari ücretle kendi dönemindeki asgari ücreti temel gıda maddeleri üzerinden karşılaştırma yapıyordu. Şimdi asgari ücreti ağzına bile almıyor.
İktisat bilimini yok sayıp Merkez Bankasının bağımsızlığını kaldırdı. Ekonomide yaşanan bütün olumsuzlukların sebebi olarak ‘faizi’ gördü. Bu anlayışın ortaya çıkarttığı zihniyet ekonomiyi, çökertti.
Döviz ve altındaki önlenemez yükselişin önüne geçilemiyor, an itibarıyla Dolar 7.80 TL Avro 9.20 TL seviyelerinde dolaşıyor ama nerede duracağını da kimse kestiremiyor.
Son sekiz ayda TL dolar karşısında yüzde 30 değer kaybederken, TL dolar ve avro karşısında güneşe yakalanmış kar gibi erimeye devam ediyor.
Milyonlarca çalışan ve emekli insan asgari ücret düzeyinde maaş alıyor, hatta asgari ücret açlık sınırının altında kalırken, insanların açlıktan nefesi kokuyor.
Toplumsal sorunları çözememesinin altında yatan neden, Muktedirin hukuku yok sayması ve liyakat sahibi insanlara görev vermemesi.
Ekonomik tablodan devam edelim.
Akp’e iktidara geldiğinde bir çeyrek altın 32 TL iken..
Şuan bir çeyrek altın 750 TL’den müşteri buluyor.
2002 yılında toplumun en varlıklı kesimi milli gelirin yüzde 39’nu alırken..
2019 yılı itibarı ile aynı kesim milli gelirin yüzde 54’nü alıyor ve gelir dağılımında ki makas gittikçe açılıyor.
Akp’e iktidara geldiğinde 8 milyon insan açlık sınırında yaşıyordu..
Şimdi 20 milyon insan açlık sınırında yaşarken 50 milyon insan da yoksullukla boğuşuyor.
Her diktatör gibi Erdoğan’ da başta kendi ailesini zengin ederek başladı...Ardından kamu ihalesi üzerinden kendine yakın türettiği beşli zengin müteahhit çete ile zenginlerini yarattı.. Kamu bankalarından sağladığı düşük faizli uzun vadeli kredi ile merkez medyayı ele geçirdi ve kendini destekleyen beslemem medyasını oluşturdu. Yargıyı da muhalefete karşı sopa olarak kullanıp gücüne güç katarken bu güç şimdilik nereye kadar gider işte orası muamma!.
Toplumda yaşanan hiç bir olumsuzluğu besleme basın haber yapmazken; kendine biat etmeyen aykırı ses çıkartan Tele-1 ve Halk TV gibi muhalif televizyon kanallarına RTÜK aracı ile beşer gün ekran karartma cezası verdirdi, muktedir.
Toplumda çalışan kesimlerin ve emeklilerin büyük bir oranı açlık sınırının altında yaşıyor ama Cumhur ittifakı enflasyonu TÜİK aracılığıyla düşük gösteriyor. Nedeni ise yıl başında kamu da çalışan milyonlarca memur ve emekli maşlarına yapacağı zammın bütçeye getireceği yükü hesaplıyor.
Ya yolsuzluklar ise dudak uçuklatan cinsten.
İhaleye fesat karıştırma, adam kayırmadan tutun da.. Mülakat devlet kadrolarına yakınlarını yerleştirme komisyonuna dönüştü.
Erdoğan’ın ABD benim vatandaşımı esir aldı diye sahiplendiği ve Akp’li bakanlar tarafından ödüllendirilen güzide iş adamı Rezzan Zarrap’ın; Türkiye’de 800 milyon dolar rüşvet dağıttım ve sadece bir bakana 80 milyon dolar rüşvet verdim açıklaması ise, yolsuzluğun hangi boyutlarda olduğunu özetliyor.
En sonunda RTÜK Sayıştay’ın yolsuzluk ve usulsüzlük raporlarının medya da yayınlanmasına yasak getirdi, güya devlet kurumları yıpranıyormuş.
Yasaklar toplumun muhalif olan her kesiminin ensesinden demokrasinin kılıcı gibi sallanmaya devam ediyor.
Muktedir Her ortam da tek parti zihniyetini yerden yere vuruyordu..
Tek parti döneminde valilerin CHP il başkanları olduğunu dile getirmeden konuşmasını bitirmiyor du.
Şimdi siz Vali ve Kaymakamları partinizin teşkilatı gibi görevlendirmenin daha ötesine geçtiniz ve Kürtlerin seçtiği 60 Belediye Başkanlarını hiç bir hukuki gerekçe göstermeden görevden alıp, yerlerine Vali ve Kaymakamları kayyım atayarak Belediye başkanı yaptınız.
Tek parti döneminde Vali ve kaymakamlar hiç değilse belediye başkanlığı yapmıyorlardı..
Siz 4 milyon Kürt seçmenin iradesini yok saydınız.
Hani sandık demokrasinin namusuydu?
Yasaklar muktedirin değişmez ilkesi oldu.
Basın ve düşünce özgürlüğünü ara ki bulasın gazetecilik yapmak suç oldu.
Türkiye sayenizde dünya da en fazla cezaevlerinde tutuklu gazetecinin olduğu ülke olarak tanınıyor artık.
Aklın yolu bir:
“Liyakat sahibi olan insanlarla çalışmaz, AB’ni pas geçer, yargı bağımsızlığını yok sayar, miras hukukunu da tanımazsanız, bu ülkeye yabancı sermaye de gelmez İşsizlik te patlar.”
Ülke de ortaya çıkan tablo da bunu teyit etmiyor mu?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025