Mümtazer TÜRKÖNE
Niçin? Tedavülden fiilen kalkan, zaten mevcut olmayan bir anayasal prensibi hatırlatıp gözümüze soktuğu için. Uzun yıllardır varlığını unuttuğumuz, içini tıka basa eskiyenlerle doldurduğumuz sandığın kapağını sonuna kadar açtığı için. Dikkat ederseniz Kahraman’a en büyük tepki iktidar çevrelerinden geldi. Pişmiş, tam kıvamına gelmiş aşa, bir kazan dolusu soğuk suyu boca ettiği için. Nietzsche’nin Zerdüşt’ünde “Tanrı öldü!” diye haykıran adama, “Deliye bak yeni haberi olmuş!” tepkisi verenler gibi.
Ayağa kalkan ‘laik çevreler’in koro halindeki itirazları da, kervanı eşkıyalardan korumak için tutulan namlı babayiğidin hikâyesine benziyor. Eşkiyalar yine kervanı basıyorlar, adamı herkesin önünde evire çevire aşağılayarak pataklıyorlar, bütün malları alıyorlar sonra herkesi onun gözleri önünde öldürüyorlar. Ta ki dayaktan bitap düşen babayiğide eşkiyalardan biri ‘hergele’ diyene kadar. Meğer bizim yiğit adamın bu lafa alerjisi varmış; hemen doğruluyor “Bana hergele diyemezsin!” diye bir nara atıyor, kılıcı çekip haramîleri tek tek kılıçtan geçiriyor.
Laiklik kelimesi, maalesef uzun siyasî tartışmaların ortasında bir fetişe dönüştü. Toplum ve siyasetteki karşılığı kimsenin umurunda değil. İlkel toplumların totem veya tabuları gibi adını andığınız zaman kendisinin de var olacağı sanılıyor. İsimler asılların yerine geçiyor; kavga gerçeklerin değil, kelimelerin çatışmasına dönüşüyor.
Laiklik mi? İsterseniz “İlahî tedadüf!” deyin, tam da Kahraman’ın “Dindar anayasa istiyoruz.” lafını ettiği sırada AİHM, Türkiye’de laiklik konusunda tam ciğerinden bir karar verdi. İzzettin Doğan ve Doğan Bermek’in iki bin imza ile Türkiye’deki yargı yollarını tükettikten sonra, “Cemevi ibadethane değildir.” hükmüne karşı AİHM’de açtıkları dava sonuçlandı. AİHM sadece “Cemevi ibadethanedir.” hükmüyle yetinmedi. İbadethane sayılmaması “İbadet hakkının kısıtlanmasıdır.” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Aleviliği tarikat olarak nitelemesinin de uygun olmadığına karar verdi. Ve en önemlisi, AİHS’nin dinî kurumların kamu hizmetlerinden adil ve eşit yararlanması hakkını garanti eden 14. maddesinin Türkiye’de sistematik bir şekilde ihlal edildiğine hükmetti. İşte gerçek, fırından yeni çıkmış sıcacık bir laiklik kararı.
Dönelim Türkiye’ye. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsmail Kahraman’ın “Anayasa’da laiklik tarifi olmasın.” önerisine, bir laiklik tarifi yaparak itiraz etmedi mi? Ne dedi laikliğin tarifi olarak: “Devlet tüm inanç gruplarına inançlarını yaşama hususunda eşit mesafededir.” Peki, AİHM ne diyor? Türkiye’de dinî gruplara karşı ‘devletin eşit ve adil mesafede durmadığına’, ibadet hakkının devlet eliyle kısıtlandığına hükmetmiyor mu? AİHM, tam da Cumhurbaşkanı’nın bu sözünü tekzip eden bir karar vermiş olmadı mı?
Sorunun nerede olduğu sanırım anlaşılıyor. Sadece Alevîlere karşı değil, devlet, iktidarın yorumunu benimsemeyen dinî gruplara karşı da eşit mesafede değil. ‘Devlet eliyle dindar nesil yetiştirme projesi’ bir ‘Şeriat devleti’ projesi değil, bir iktidar projesi. Bu proje totaliter diktatörlüğün inşası için basit bir araçtan ibaret. Türkiye’de dinî esaslara dayalı bir devlet düzeni ihtimali yok. İktidarın siyasî çıkarlarına uygun bir din inşa etme teşebbüsü var. Bizim naif laik çevrelerin bir türlü anlayamadığı şey işte bu: Laiklik dinî kuralların hayat bulmasını değil, siyasetin dinî istediği gibi şekillendirmesini engellemek için var. Avrupa’da ‘Din Savaşları’nda dinler mi, iktidarlar mı karşı karşıya geldi?
İsmail Kahraman, kelimelerin cinayet işlediği ‘soğuk savaş’ ideolojileri çağına ait bir Millî Görüş kahramanı. Sadece laikliğin değil, anayasanın bütün hukuk güvencelerinin içinin boşaltılması yerine o, tıpkı kervanı koruyan babayiğidin bir tek kelimeye takılması gibi ‘laiklik’ kavramının (hatta tarifinin) yok olmasını yeterli bulabilir. Bizim için yeterli olmamalı, bu fuzulî tartışmanın içinden çıkmak için AİHM’in attığı halata tutunmalıyız. Gerçek hayatta Alevîlerin sorunlarını çözün, bulduğunuz çözüm aynı zamanda dibi görünmeyen laiklik tartışmasını da bir kalemde bitirecektir.
Yazarlar
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.09.2025
21.09.2025
18.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
6.09.2025
5.09.2025
2.09.2025
1.09.2025
30.08.2025