Murat AKSOY
Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasından sonra AK Parti’de neler olacağı ile Erdoğan-AK Parti ilişkisi en çok merak edilen iki konu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “partime döneceğim” açıklamasının ardından parti MYKY’sından çıkan 27 Ağustos’ta olağanüstü kongre kararı, AK Parti’de Erdoğan’a rağmen suların ısınacağı anlamına geliyor.
Peki olağanüstü kongrede ne sonuç çıkar?
Erdoğan’ın kendinden sonra genel başkan/başbakanlık için bir birinden farklı iki isim söz konusu.
Davutoğlu mu Yıldırım/Şahin mi?
İlk seçenek, Erdoğan ile aynı ideolojik hattın temsilcisi hatta bu hattın kuramsal sahibi daha politik bir figür olarak Ahmet Davutoğlu’dur. Davutoğlu tercihi Erdoğan’ın AK Parti’nin içinde olduğu siyasal hattın, tercihlerin güçlenerek devam etmesi anlamını taşıyor.
İkinci seçenek ise Erdoğan’ın hizmet/sadakat yönünü öne çıkaracak Binali Yıldırım ile Mehmet Ali Şahin arasında bir tercihtir. İki isimden birinin tercihi, parti politikalarında göreli bir yumuşama amacını taşıyan ama sapma ya da değişimi içermeyen bir seçimdir.
Bu iki seçeneğin dışında kuşkusuz orta vadede partide özellikle Erdoğan ile yakın çalışan genç kuşağın ve partiye son genişleme dalgasında katılan isimlerin parti içi farklı koalisyon arayışları var olacaktır. Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş bu isimlerden bazılarıdır.
Devletin Ak Partisi'nde Gül'e yer yok
Görüldüğü gibi bu senaryoların hiç birinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yoktur. Ki, MKYK’nın 27 Ağustos’ta parti kongresini olağanüstü toplantıya çağırması, 28 Ağustos’ta görev süresi bitecek Gül’ü devre dışı bırakma hedefinin açık göstergesidir.
Gül’ün Erdoğan sonrası AK Parti’ye dönüş yolunun kapalı olmasının temel nedeni, partinin eski AK Parti olmamasıdır. AK Parti artık toplumsal taleplerin değil, devletin ve AK Partililerin partisidir.
Bu denklemde Gül’ün tek şansı, AK Parti’nin kurucu ekibi ve eski yol arkadaşlarıdır. Onların gücü Gül’ün partiye dönüşünün yolunu açar mı yoksa yola başka bir siyasal seçenek ile mi devam ederler, bunu önümüzdeki haftalar ve aylarda göreceğiz.
Şayet Gül’ün ve parti içinde Gül’ü destekleyenlerin gücü baskın gelir ya da Gül seçeneği Erdoğan içinde bir zorunluluk halini alırsa; AK Parti için de Türkiye içinde başka bir tarihin yazılmaya başlaması mümkün olabilir.
AK Parti'de Erdoğan vesayeti
Bu bağlamda ikinci tartışmaya yani yeni dönemde Erdoğan-AK Parti ilişkisine gelebiliriz. MKYK’nın aldığı karar, aslında tek başına nasıl bir ilişki tasavvur edildiği konusunda önemli bir ipucu vermektedir.
Erdoğan, kendisinden sonra ister Davutoğlu’nu ister Yıldırım ve Şahin ikilisinden birini seçsin; parti ile kuracağı ilişki hep bir vesayet ilişkisi olacaktır.
Erdoğan sadece hükümeti değil partiyi de yönetmek arzusundan vazgeçmeyecektir. Kendine biçtiği rol, CEO’luktur. 27 Ağustos’taki olağanüstü kurultayda parti sadece genel müdürünü seçecektir.
Demokratik teamüller zorlanacak
Parti genel başkanı ve başbakan, Erdoğan’ın parti hakimiyetine ne kadar izin verir o ayrı bir sorun ama ataerkil zihniyet içinde neşet eden bu organik yönetim modelinin, demokratik teamüllerin işlemesinde sorun yaratacağı açıktır.
2015 seçimleri, eğer baskın seçimle bu yılın sonuna alınmazsa, AK Parti’nin ve Gül’ün de geleceğini belirleyecek olan seçimlere kadar olan süreçteki performansıdır.
Şu anda kurgulanan Erdoğan-AK Parti ilişkisi, parti politikaları ve siyasal tercihlerinde bir değişimin olmayacağı gibi sertleşmenin devam edeceğini ima eder niteliktedir.
AK Parti, son yıllardaki politikalarıyla toplumda kadim fay hatlarını harekete geçirmiş, bununla yetinmemiş Türkiye’nin yüzünü Batı’dan Ortadoğu’ya çevirmiştir.
Devletçiliğin gücü
AK Parti’nin seçimlere doğru oyları azalsa da, bu ilişkinin bozulup örneğin Gül’lü bir senaryonun devreye girmesi zor görünmektedir. Çünkü bugünkü AK Parti, yönetimden teşkilata, üyelerden delegelere, iş dünyasından medyasına büyük bir rant mekanizması kurmuş ve bunun da devletçilikle sübvanse etmektedir.
Bu büyük mekanizmanın parçası olanların bunun bozulmasını izin vermeleri zordur.
Onun için Erdoğan, çok olağanüstü bir durum olmazsa partiyi olabildiği ölçüde kontrol etmek isteyecek ve ilişki modelinin bozulmasını arzu etmeyecektir.
Gül’ün devre dışı bırakılması bu mekanizmanın ilk savunma hamlesidir.
Bu hamle bile bize AK Parti’de sıcak dönemin başladığını söylemektedir.
@murataksoy
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018