Murat BELGE
Seçim adım adım yaklaşıyor. Nasıl sonuçlanacağına dair "iddialı" bir şey söyleyecek durumda değilim. "Arazi"de neler olup bittiğini izleyemediğim için ("İzleyenler" ne kadar ne kadar izleyebiliyor, o da çok belli değil) olgularla yeterince destekleyemediğim tahminler yürütebilirim ancak. İktidar kanadının spektaküler bir başarı göstereceğin sanmıyorum. Ama üç beş ilerleme-gerileme ile şimdiki durumu sürdürecek kadar bir başarı göstermesine şaşırmam. Bir yıl önce seçime girdik. Bence iktidar herhangi bir iktidarın oturduğu yerden kovalanmasını gerektirecek (ya da "hak edecek" kadar) yanlış işler yapmıştı. Ama işte sonuçlar ortada. Türkiye'de seçmenlerin nasıl bir mantıkla hareket ettikleri epey bilmecemsi bir karakter edindi.
Gene böyle olursa durum kötü. Ama böyle olabilir.
Niçin bunu söylüyorum? Tayyip Erdoğan'ın devam ettirmeye kararlı olduğu görülen politikadan ötürü söylüyorum. Erdoğan'ın kendine yakıştırdığı siyaset yapma üslubunda hedef, karşı tarafı yenmek ya da sadece yenmek değil, yok etmek. Böyle olunca siyaset "kıran kırana" bir nitelik ediniyor. Siyaset değil, savaş. O zaman doğal olarak kullanılacak aletler, silahlar da değişiyor. Erdoğan'a "Atı alan Üsküdar'ı geçti" dedirten bir mahiyet alıyor. Hani, mühürsüz zarflar ve benzerleri, örneğin son seçimin bir numarası olarak ortaya çıkan fotomontaj yöntemi.
Cumhuriyet'in kuruluşundan beri (ama isterseniz daha geriye alın: Tanzimat'a ya da vaka-i Hayriye'ye götürün) gelenekçi-muhafazakârlarla yenilikçi-batılılaşmacılar arasında süregelen şiddetli kavgayı biliyoruz. Bunca zaman sonra bu iki kutup arasında bir karşılıklı anlayış oluşmasını beklerken Tayyip Erdoğan önderliğinde AKP ve genel olarak "İslamcı Cephe" kavgayı sertleştirme yolunu seçti. Tek- taraflı değildi elbette bu. AKP iktidarının başlarında öbür cephenin saldırganlığında da yeterince "şiddet" ve "celal" vardı. Ama AKP iktidara sıkı tutunup yerini sağlamlaştırdı ve sağlamlaştırdıkça pervasızlaştı. Yanında destekçisi MHP de muhalefete karşı sonuna kadar sert bir politikayı benimsiyor.
Şu anda gerilim oldukça ileri bir aşamada. İktidar var olan anayasaya göre çeşitli suçlar işlemiş durumda. Yani epey berbat bir noktadayız. Gerilimi yatıştırma yeteneğine sahip olanlar gerilimi artırma politikasını benimsemiş olanlar. Peki, AKP yeni iktidar olduğunda gene böyle miydi, bu kadar olumsuz muydu? "Olumlu" olduğunu herhalde söyleyemeyiz, ama bu kadar olumsuz da değildi. Gerilim "Bu iş olsa olsa karakolda biter" dedirtecek dereceye varmadan idare edilebiliyordu. Şimdi "idare etmek" de adamakıllı güçleşti ve insanların durumu "idare etmesi" değil, sorunun insanları yönlendirmesi geçerli.
Bu belki Türkiye toplumunun baş sorunu -ama "tek" sorunu değil. Evet, Kürt sorunu da var. Burada ilginç bir durumla karşı karşıyayız: Erdoğan bu alanda önemli bir atılım yapmış, "barışçı çözüm" kavramını ortaya atmış, bu doğrultuda bir çabaya girişmişti. Sonra ne olduysa oldu (bu yazıda o süreci analiz etmeye girişmeyeceğim, ama başarısızlıkta herkesin payı olduğunu söyleyeyim), "barış" lafı rafa kalktı ve şimdiki duruma geldik.
Bu arada görebildiğim kadar Tayyip Erdoğan'ın bakışında bir değişiklik oldu. Kürt sorununu kendi iktidarını devam ettirmeye yarayacak bir araç gibi görmeye başladı. Olur olmaz her şeyden bir "beka" sorunu icat edip insanları korkutmayı ve bununla iktidarda kalmayı içeren bir politika benimsediği anlaşılıyor. Halk Partisi'nin Kürt sorunuyla kurmaya cesaret edebildiği ölçüde bir demokratik ittifakımsı diyalogu nasıl bir dille "terörizmle uzlaşmak" kılığına soktuğunu görüyoruz (konu buraya gelince Bahçeli'nin desteği de cansiperane bir nitelik alıyor).
Böylece, "barışçı çözüm" sözünü telaffuz etme cesaretini gösteren adam Kürtler'in şimdiye kadar gördüğü en baskıcı rejimi yaratan adam oldu.
Halk Partisi Kürtler'e "merhaba" dediği için terörist olduğuna göre, Kürtler kendileri ne kadar korkunç adamlar olmalı. Kürtler de herhalde kendilerine ne söylendiğini yorumluyor ve anlıyorlar. Şimdiye kadar bir kaynaktan (batıcı-askerci) neşet eden bir "Kürt düşmanlığı" ile tanışıyorlardı. Şimdi öbür cenahın (Müslüman-muhafazakâr) uygulamasını yaşıyorlar.
Ne yapar, ne düşünür bir Kürt? "Beni seven dostlarımla kucak kucağa yaşıyorum. Ne mutlu bana!" der mi acaba? "Birlikte yaşamayı başarabiliriz" diyen Kürtler'e (Bu parti bunu söyleyebiliyor) gösterilen bu muamele onların bu dediğiyle çelişmiyor mu? "Hayır, yaşayamayız" demenin bir biçimi değil mi bu politika?
AKP iktidara geldiğinde burada da işler pek parlak yürümüyordu. Derken AKP yeni, umulan ama beklenmeyen bir sayfa açtı. Derken AKP açtığı sayfayı şiddetle yırttı. "Çözüm yok" demiş oldu. Bir umut yaratıp sonra o umudu parçalayıp ezmek, hiç umut yaratmamaktan beter bir psikoloji yaratmaz mı?
Dolayısıyla, şöyle diyeyim: Bugün üstümüze yığılan sorunlar nasıl evrilir, nerelere yönelir, bilemiyorum. AKP ve Tayyip Erdoğan bunları yaratmadı; ama bunları bu iktidar zamanında hiç olmadığı kadar harladı, büyüttü. Hayatta, tarihte bitmeyen bir şey yok, ama bir şeylerin ömrünü uzatmak mümkün. Tayyip Erdoğan ve AKP bu politikalarıyla bu sorunların ömrünü uzattılar. Herhalde kendi ömürlerinin ötesine uzattılar. "Beka" söylemleriyle, kalıcı zarar vermeyi başardılar.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları





























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025