Murat BELGE
İnsanın, başka hiçbir canlıya nasip olmamış bir “akıl”a sahip olduğunu bellemişizdir. Eh, büyük ölçüde doğrudur da. Yaptığı her işi, “akıl”la yapan bu yaratık, öyleyse siyaseti de “akıl”a dayandıracaktır, dayandırmalıdır “akıl” öyle gerektirir.
Oysa gerçek durum hiç de böyle değil. Somut tarih, “doğru” karar ve uygulamalardan değil, yanlışlıklardan oluşuyor. Sözgelişi, iki tane “Dünya Savaşı” yaşandı. İkisinin de çıkmasında birinci derecede sorumluluk, Almanya’nın üstündeydi. İkisi de Almanya’nın yenilgisiyle sonuçlandı. O hâlde Almanya “akıl”lı kararlar mı vermişti? Listeyi uzatın, uzar gider.
Bu girizgâhtan sonra Türkiye’ye geleyim: Cumhuriyet Bayramı ve Cumhuriyet Halk Partisi hikâyesine...
“Aydınlık” grubu, her zamanki siyaset anlayışıyla, bir “provokasyon” hazırlıyor. “Seferberlik” falan... Bu provokasyonun birinci müşterisi CHP. CHP, Cumhuriyet’in huzurunda başı örtülü kadınların da görüneceğini istihbar ettiği töreni boykot etme kararından yeterince mutlu olamamış; “Aydınlık” grubunun ilân ettiği seferberliğe de katılmaya karar veriyor.
Şu sıralar “Aydınlık” siyasetinin tek bir amacı ve stratejisi var: bir askerî darbe ile siyasi iktidarı, AKP’yi devirmek. Bu darbeyi hem hazırlamak, yani ordu içinde mümkün olan her türlü ajit-prop işini yapmak, aynı zamanda da toplumu darbeye hazırlamak, yani, “darbe iyi değildir ama başka çare bırakmadılar ki” dedirtecek bir ortam yaratmak, onların işi. Bu işi hakkıyla yapıyorlar. Aslında, tarih daha çok irrasyonel davranışların birikimidir, diyorum ya, “Aydınlık” gibi bir grubun davranışı, buna uygun değil gibi görünüyor. Çünkü bir amacı benimsedikten sonra, onu gerçekleştirmek için yaptıkları “rasyonel”. Ne yaptığını bilen, onlar var. Ha, “amaç” rasyonel mi? O başka konu.
Peki, bu amaçla davranan birilerinin hazırladığı provokasyon eylemine katılmak, CHP açısından, “rasyonel” bir davranış mı? Askerlere “Sizin yapmanız gerekeni biz yapıyoruz” diye seslenen milletvekillerinin CHP’si açısından “rasyonel” sayılabilir. Ama o zaman Deniz Baykal’ı niçin harcadınız? 28 Şubat’ı değerlendirerek bu stratejiyi hazırlayan, Deniz Baykal’dı. AKP iktidar olur olmaz, Deniz Baykal gerilim yaratmaya başlamıştı. “Aydınlık” gibi, onun da temel kararının akılcılığı tartışılır ama, bir kere o kararı verdiğine göre, ondan sonra yaptıkların akılcı. O karar, öyle davranmanı gerekli kılıyor.
Ama kaset çıktı, Baykal gitti. Böyle bir değişim, CHP’nin darbe sonucu iktidara davet edilme stratejisinden vazgeçip seçim kazanarak iktidar olmaya karar verdiğine işaret sayılmaz mı? İstanbul Belediyesi seçiminde “puan kazandığı” varsayılan birini başkan yapması da buna delâlet etmez mi?
Öyleyse, Cumhuriyet Bayramı’nda barikat atlamak nereden çıkıyor? “Aydınlık” grubunun beyinlerinin ürettiği plana CHP’nin uyması, ne anlama gelir? Gündemi kararlaştıran, belirleyen “Aydınlık”, militanlığını yapan da CHP! Bu mu, memleketin “ana muhalefet”inin siyaset yapması?
“Rasyonalite” kavramından birkaç adım daha atıp bir de iktidara gelelim. “İktidar” derken, “AKP” demek istemiyorum; belki sonuçta aynı hesaba gelecek ama, “Tayyip Erdoğan” demek istiyorum. 29 Ekim’de yürüyüş yasaklamak “akılcı” davranış mı? Bir “provokasyon” olarak değerlendirdikleri (buna ben de katılıyorum) eylem karşısında bu tavrı almakla, o provokasyonun yaptırmak istediğini yapmış olmuyorlar mı?
Sonra da, olay, verebileceği tahribatın tamamını veremeden kapanınca, “Bu talimatı ben vermedim” diye heyheylenip sağa sola ve bu arada Cumhurbaşkanı’na çatmanın bir “rasyonalite”si var mı? CHP olsun, “Aydınlık” olsun, o cephede görülen davranışlar beni şaşırtmıyor. Son 40 yıldır, şaşırtmıyor. Ama AKP’nin bindiği alâmet de, gittiği kıyâmet de, şaşırtıyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025