Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Geçen yazımda Türkçenin resmî dil olarak nasıl bir cendere ve asimilasyon aracı olarak kullanıldığına değinmiştim, bu kez de öbür yanından bakacağım dil sorununa.
Diyarbakır’da davanın ilk gününün akşamı izleyicilere verilen kalabalık yemekteyiz. Kervansaray’ın kocaman arka bahçesi davetlilerle hınca hınç dolu. Büyük bir yuvarlak masada kalabalık bir grubuz. Eski Baro Başkanı Av. Sezgin Tanrıkulu ile yan yanayız. O günkü dava ve dil meselesini konuştuk. Onun mahkemede yaptığı savunma üstünde durduk, “izlenimlerim” başlığıyla mahkemede söylediklerini Taraf’a Diyarbakır’dan yazmıştım. Sohbetimiz sırasında geçmişte yazdığı bir yazının başlığını söyleyiverdi, laf oraya geldiği için.
Yazı yaklaşık yirmi sene önce yazılmış, Adımlar’da çıkmış. “Resmî dil devletin, anadil halkın dilidir.” Yazısının başlığı bu. Tek bir cümle her şeyi özetliyor. Çok hoşuma gitti, kullanacağımı söyledim ona. Bu cümlenin anlattığıyla, heybeme attığım başka bir Diyarbakır izlenimim birbirini tamamlıyor. Ona geleyim şimdi.
KCK davasının ilk günü yemek arasında yaptığım sohbetlerden birinde yanıma gelip kendini tanıtan ben yaşlarda bir Kürt arkadaşla konuşuyoruz. Belli ki, çok görmüş geçirmiş, acılar tatmış biri. Sohbetimiz iki tarafın da öbürünü anlamadığından başladı, sonra, günün konusu olan davada da tartışılan Kürtçe konuşma meselesine, dil yâresine geldi. İlkokulda daha henüz Türkçe tek kelime bile bilmiyorken Kürtçe konuşunca öğretmeninden yediği dayakları anlattı. Sınıfta “Her Kürtçe kelime için bir cetvel dayağı” kuralını ya da “yasasını” koymuş öğretmen.
Kürt arkadaşım anlatıyor; her dayaktan sonra öylesine kinleniyordum ki ertesi gün okula gitmeyeceğim dediğimde, bu sefer de tek kelime Türkçe bilmeyen annemden dayak yiyordum. Gideceksin diyordu. Kinlendiğim için, bazen sınıfta, Türkçesini bildiğim halde inadına Kürtçe kelime kullanırdım. Böyle böyle öğrendim Türkçeyi... Eskiden Diyarbakır’da bile insanlar kalabalık yerlerde Kürtçeyi çekinerek neredeyse fısıltıyla konuşurlardı. Oysa bugün TRT’nin bile Kürtçe yayını var. Şimdi herkes sanki özellikle bağıra bağıra konuşuyor gibi geliyor bana. Buralarda rahatladık.
Kürt dostumun buraya kadar anlattıklarında, Kürtler üstündeki baskıları bilenler için bir olağanüstülük yok, dayakla dil öğretme meselesini Arap kökenli çok yakın bir dostumdan da dinlemiştim, o da nasıl öfkelendiğini anlatmıştı. Fakat asıl önemli sözü daha aktarmadım.
Dedi ki; “Şimdiki Kürt gençleri bilemez bu duyguyu ama bilir misin ki ben Türkçeyi şimdi ilk kez severek, isteyerek kullanıyorum, çünkü şimdi seçme hakkım var.”
İşte bu sözdü beni can evimden vuran.
“İlk kez severek kullanıyorum Türkçeyi, çünkü seçme hakkım var.”
O an öyle hissettim ki, aramızdaki ortak dil yani Türkçe bir anda resmî devlet dili olmaktan ya da yabancı bir dilin bir iletişim aracı olması gibi bir işlevden çıkıverdi, bizi birbirimizi anlayarak, severek bağladı.
Bu cümlenin ardından gözlerim yaşardı, çaktırmamaya gayret ettim.
Bir çocuk üvey annesini de sevebilir. Eğer üvey anne bu sevgiyi hak ediyorsa tabii. Türkçe bu Kürt dostumun bir bakıma üvey annesi gibiydi. Dün, kendini zorla, dayakla kabul ettirmeye çalışan bu üvey anneyi haklı olarak sevmemişti. Şimdi ise Batı’da olmasa da kendi bölgesinde, Diyarbakır’da anadili olan Kürtçeyi korkmadan kullanır hale gelince yıllarca kullandığı Türkçenin de farkına varıyordu.
Sohbetimizde bana, Yaşar Kemal’in romanlarını severek okuduğunu söylemişti; ona dedim ki, “gel Yaşar Kemal’in Ölmez Otu’nu ikimiz de yeniden okuyalım. Herhalde ikimiz de şimdi daha çok tat alacağız.” O anda bu roman aklıma geldi, belki daha uygun bir başka romanı önerilebilirdi Yaşar Kemal’in. Ama meselemiz hikâyenin konusu değil diliydi zaten.
Anadolu’da yüzlerce yıl, Ermenilerin, Kürtlerin, Rumların, Süryanilerin, Alevilerin, Türklerin yani birlikte yaşamış onca halkın yarattığı ortak kültür zenginliğimiz var. Bu zenginliğin arkeolojik zenginlik olmanın ötesine geçip ortak bir kültür mirası olabilmesi, en önce bu mirasın sahipleri olan halkların ve dillerin özgürlüğüyle mümkün. Bu mirasın günümüz duyarlılıklarıyla işlenip yeniden üretilmesi yine halkların, dillerin, inançların özgürlüğüyle bağlı.
Görüyoruz işte, edebiyat değil bu söz; Ezilen ulus özgür olmadıkça ezen ulus da özgür olamıyor. Dili de öyle. Kürtçe serbest olunca asıl özgürleşenin Türkçe olduğunu gösterdi bana bu Kürt dostum, bu sözü söylemeden.
“Yıllardır Türk, Kürt kardeş yaşadık” boş lafını bırakalım. Olursak şimdiden sonra kardeş olacağız.
Devleti aradan çıkarıp, anadillerimizi özgür kılıp kardeş yaparak başlayabiliriz.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Üzgünüm
7.05.2012 - Gerçek muhalefetin ayak sesleri
3.05.2012 - Hasan Tahsin gerçekte kimdi
30.04.2012 - Sıcağı sıcağına...
28.04.2012 - Tarihe doğru uzun yürüyüş
26.04.2012 - Umudun gücü...
23.04.2012 - Dürüstlük üstüne
21.04.2012 - Ölüm sınırına gelindi
19.04.2012 - ‘Silahsız kuvvetler darbesi’
16.04.2012 - Bir dokun bin ah işit...
14.04.2012
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları









































































































Mehmet SELALMAZ
PKK sanki silahları bıraktı, biz artık savaşmak istemiyoruz, Türkiyeden de bir talebimiz yok diyor da birileri, olurmu ya siz askerlerinizi vurun, öldürün, ülkeyi kan gölüne döndürün, analar ağlasın biz bundan zevk alıyoruz, hoşumuza gidiyor diyorlarmış gibi bir hava estiriliyor. Allah o Ak İl insanlara da aklı başında olmayanlara da akıl fikir versin.