Namık ÇINAR
Amerika’nın, dünyayı Hitler belâsından kurtarmak üzere, müttefikleriyle birlikte Avrupa’nın Atlantik kıyılarına yapmış olduğu muazzam çıkarma harekâtını anlatan, o ünlü savaş filminin adı da EnUzun Gün’dü, çocukluğumdaki.
Bazen olayların ağırlığı ve yoğunluğu, bir süreci diğerlerinden öylesine farklılaştırır ki, aynı zaman dilimi kadarlık olmalarına rağmen, vaktin dağarındaki o hınca hınçlık, o tıka basalık, bize sanki daha uzunmuş sanısı verir.
Siyasal arenadaki sivil-asker ilişkileri bakımından, oldukça içerikli ve bir o kadar da uzun seyreden bir süreç oldu, benim için geçen hafta. Olayların odağına denk gelen yazılarımın da etkisiyle, çağrılara biraz da alışık olmadığım bir ivmeyle icabet ederek, âdetâ albümü yeni çıkmış pop şarkıcısı gibi, “o kanal senin bu kanal benim” diyerek, Tv’leri dolaşmış olmamın da katkısı var sanırım, böyle duyumsamamda.
Eski Türkiye’yi simgelediklerini düşündüğüm, TSK’nın istifa ederek çekilen üst komuta kadrosu ile, Yeni Türkiye’yi temsil etmelerini umduğum ve beklediğim “yeniler”ini, Tv tartışmalarında irdelerken, bunca yaşıma rağmen, “kırmızı şapkalı kız”ınki gibi deneyimler de gelmedi değil başıma, doğrusu.
Bir keresinde örneğin, hiç arzu etmediğim halde, “Recep İvedik” eğilimleri oldukça güçlü olduğu için, “ortalığı Susurluk ayranı gibi köpürtsün” diye çıkarıldığı her halinden belli olan emekli bir generale lâf yetiştirmek zorunda kaldım, densizliklerini göğüsleyebilmek için. Üstelik, “tencere yuvarlanmış da kapağını bulmuş” misali, “aman beni de onun gibi sanacaklar” kaygıları taşıyarak hem de.
Ama asıl, ekran gerisindeyken generaller hakkında atıp tutan, kameralar çalışınca da birden tutum değiştirip, beni çuvallatmaya kalkışan o eski meslektaş bozuntusuna ne demeli?
Çıkacağımız Tv’nin binasına bizi aynı araba ile getirdiler. Yol boyunca bana, daha teğmenken ordudan nasıl ayrılmak istediğini, bu amirallerin hiçbir zaman adam filan olamayacaklarını, anlattı durdu.
Zaten, Ergenekon ve Balyoz’daki tutuklama evrelerinin ilk dalgalarında bir ara adı geçmiş, korkup tırsarak uzuncadır ortalıklarda görünmez olmuş, patlamayan bir “geri tepmesiz top mermisi” gibi, “istikamette kayıp”lara karışmıştı. Fakat artık, adam toplamalar bitti diye olmalı; şu birkaç gündür, yeniden boy abdesti almaya başlamışa benziyor, sanki piyasalarda.
Ben de safın teki olarak, yakınlık kurduk sanıyordum hep beraber, aklım sıra. Tartışma teçhizatımı ve zihnimi, vestiyerde bırakıp gelmiş gibi duruyordum stüdyoda, hangi akla hizmetse. Hani, adımınız boşa gelince irkilirsiniz ya; merdivenin, yokluğunu ummayacağınız o basamağındayken. Aynen öyle şaşaladım işte, bir an için.
O’na göre; Cumhuriyet kurulurken olsun, şimdiki halde olsun, hiçbir zaman “burjuva sınıfı”na sahip olamayan Türkiye’de, hiçbir zaman demokrasi de olamazmış. İşte o yüzden, bu sınıfsal açığın telâfisini, vesayet kurumları yoluyla Silahlı Kuvvetler yerine getirmekte imiş. Sözde bilimselmiş gibi gösterip, Cumhuriyet tarihi boyuncadır başımıza gelenleri “meşrulaştıran” bu çarpık ve sapkın zihniyete, hak ettiği yanıtları verme fırsatını yakalayamadığıma çok üzüldüğümü belirtmeliyim.
Öte yandan, geçen haftanın en kazançlı çıkanı, galiba Kara Harp Okulu’nun “69 Devresi” oldu. Silahlı Kuvvetler’deki üst yönetimin aynı devrede toplulaştığını belki de ilk kez görüyorduk. Genel Kurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı, 1. ve 3. Ordu Komutanları, hepsi de aynı sınıf arkadaşlarından oluşmaktaydılar.
Fakat biz, ordusunun, sivil siyasal yapıların emrine girmeyi kayıtsız şartsız benimsemiş olduğu bir Türkiye’nin, asıl kazanan olduğunu görmek istiyoruz artık.
O nedenle de, göreve geliş süreçlerini desteklemiş olduğum komuta kademesindeki okul arkadaşlarımla, gönül yoluyla kurduğum bağıtın “cicim günleri”nin de, nihayet sonuna gelmiş bulunmaktayız, böylece. Bugünden itibaren, “eski Türkiye”den gelecek en küçük bir esintinin dahi rüzgârını kesmek, boynumun borcudur artık benim. En sert eleştirileri benden göreceklerdir, yanlışlara saparlarsa eğer.
Kimi orduevleri, meselâ Fenerbahçe gibi yerler, emekli üst generallerin sürekli yaşama alanları olmaktan çıkarılmalıdırlar. Bu yerler, aslında sadece güvenlik kaygılarıyla değil, bu gibi hususların bahane edilip sultanlıkların sürdürüldüğü ve her birine aşçılarıyla, bahçıvanlarıyla, masörleriyle, şoförleriyle, çifter çifter korumalarıyla; halayıklar kaleminden sekizer-onar hizmetli tahsislerinin yapılageldiği, yemekleri dahi ayrı restoranlarda sunulur ve yenilirken, bedavacılıkların hükmünün araç akaryakıtlarına kadar uzandığı, birer derebeylik mahfilleridir.
Türk halkının bağrında yaşamak bir güvensizlik kaynağıysa, bu hâl topluma bir hakarettir. Kendi halkından korkarak ve soyutlanarak yaşamaya mahkûm olan ve o yüzden kendilerini tel örgüler içine hapseden generalleri özgürleştirmek ve toplumdan korkmamalarını önermek, bize düşen bir görev haline gelmiştir. Esasen, dışarılarda yaşayan binlerce subay ve diğer generaller varken, bu durum bir mizansen imiş gibi gözükmektedir.
Hem kaldı ki bu uygulama, yolcu uçağının pilotuna paraşüt vermeye; ya da otobüs sürücüsüne, canını kurtarması halleri için hemen yanı başına imdat kapısı açmaya benzemektedir.
Artık herkesler, görev yaparlarken, bir gün tel örgüler içine sığınarak yaşamak zorunda kalmayacakları tasarruflarda bulunarak çalışmayı öğrenmelidirler.
Orduevleri ve kamplar, her türlü ifratlardan arındırılmalı, büyük bölümü ve en güzel yerleri, TSK’nın emekçilerine tahsis edilmeli, anti-demokratik süreçlerde edinilmiş, nalıncı keserlerinin yonttuğu general ayrıcalıklarından artık kurtarılmalıdırlar.
Tüm sivil toplumun gözü içine batmış bir mertek gibi duran bu hususları halletmek, görünen o ki, gene generallere düşmektedir. Ama zaten, büyüklük de böyle zamanlarda belli olur.
Türkiye halkının yüreği de, görebilen gözler bakımından, devleti yeniden düzenleyecek böylesi insanlara, ardına kadar açık durmaktadır.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları


















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016