Oya BAYDAR
Şu günlerde, “CHP nasıl kurtulur?” adlı bayatlamış oyunun bilmem kaçıncı temsilini seyrediyoruz. Parti içindeki itiş kakışın tarafları, bir de eski tellaklarla yeni tellak adayları dışında, oyunun sonunu merak eden pek yok; hamam aynı hamam, tas aynı tas, keseleme usulü de aynı kaldıkça, sorunun cevabının “kurtulamaz” olduğunu artık herkes biliyor.
Eski’den yeni çıkmaz
CHP’li dostlarım beni bağışlasınlar. Maksadım, CHP için yıllardır canla başla çalışan, partisine umut bağlamış, nostaljik hayalleri gerçekleştirme peşinde bir ömür harcamış ya da harcamaya aday insanları rencide etmek, yangına kürekle gidip moral bozmak değil. Ancak, -hele de içerden bakınca- görmedikleri, göremedikleri bir gerçek var: Eski’den yeni doğmaz. Yeni, son kullanım tarihi çoktan geçmiş eski malzemeyle kurulmaz. 1920’lerin devlet partisinden 21. yüzyılın Türkiye partisini çıkaramazsınız. Kemalist cumhuriyet rejiminin vizyon simgesi “altı ok” u yeniden ele alıp, miadını doldurmuş olanları atıp yerlerine çağın ruhunu ve gereklerini yansıtan yeni ve keskin oklar koymadıkça, kuyruğunu kovalayan kedi gibi yerinizde döner durursunuz.
Örnek mi? Altı ok arasında demokratlık yoktur mesela. 1920’lerde anlaşılır olabilecek bu eksiklik, bugüne gelindiğinde CHP’nin temel sorununu ve halini iyi anlatır. Mesela altı ok’un önemli bileşenimilliyetçilik, Türk unsurlar üzerine inşa edilen ulus devletin kuruluş aşamasında Kemalist Cumhuriyet’in dayanaklarından biriyken, günümüzde sağ ya da sol faşizan, ırkçı-şoven hareketlerin/ideolojilerin pusulasıdır. Milliyetçilik sözcüğünün yerine ulusalcılığı koymak dil canbazlığından başka bir şey değildir, özü değiştirmez. Devletçilik oku ise; devletçiliğin solculuk, sosyalistlik sanıldığı (sandığımız) veya öyle satıldığı dönemlerin nostaljisi dışında, günümüz dünyası ve ekonomik alternatifleriyle bağdaşamayacak hantal, verimsiz, savurgan bir modelin adından ibaret kalmıştır. Devrimcilik okunun üzerinde ayrıca durmaya değer. 1923’te, eski düzenin temelden yıkılması, değiştirilmesi anlamında devrim nitelemesini hak eden adımların pek çoğu, bugün düzenin (eski rejimin) korunmasına, bağnazca savunulmasına, içi artık boşalmış bir ezbere teslimiyete, yenilenme korkusu ve direncine dönüşmüştür. Devrimcilik, dünü ve günü aşıp (AKP’nin türedi muhafazakâr sözde devrimcilerinin sandığı gibi yıkıp değil, aşıp) ileriye gitmektir, doksan yıl öncesine çakılıp kalmak değil.
Demirtaş’ın söyleminin büyüsü
CHP’liler; cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında HDP adayı Selahattin Demirtaş’ın söyleminin, keskin Türk ve Kürt milliyetçileri dışında geniş kesimlerden destek bulması, en azından kulak verilip ciddiye alınması üzerine düşünmelidirler. CHP’nin demokrat ve saygın adlarından Rıza Türmen’in, o günlerin heyecanı içinde ne partide ne de dışarda hak ettiği yankıyı bulamayan sözlerini hatırlayalım. Türmen, “Demirtaş’ın söylemi bizim (CHP’nin) söylemimiz olmalıydı derken “yeni”yi ve günümüz Türkiyesi’nin ihtiyaçlarını çok iyi anladığını ifade ediyordu.
Demirtaş; her türlü milliyetçiliği, siyasal dinciliği/ İslamcılığı, yasakçı-otoriter laikliği, halkı küçümseyen vesayetçi seçkinciliği, neoliberal vahşi kapitalizmi reddeden barışçı, birleştirici vizyonu ve bu vizyona uygun üslubuyla cumhurbaşkanlığı seçimlerinin güzel sürpriziydi. Aldığı oylar partisi HDP’nin son seçimlerde aldığı oyu yüzde 50 oranında aştı. Demirtaş’ın oylarını, çatı adayına CHP’li seçmenin duyduğu tepkiyle açıklamak kimilerinin içini ferahlatsa da, bundan ibaret olmadığını, söyleminin samimiyetinin ve yarınlara yönelik umudunun bu sonuçtaki payını görmek gerek.
Demirtaş; eski rejimin sağlı sollu siyasetçilerinin alışılmış kalıplarının dışında konuşuyordu. Türkiyelilik üzerine inşa edilmiş birlik ve barış projesiyle, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin, bütün kimliklerin, eşit yurttaşlık temelinde buluşabileceklerini anlatıyordu. Söylenmedik, duyulmadık şeyler değildi anlattıkları; kimseye sövmeden, muhalefet edip ama kavga etmeden nasıl bir Türkiye, nasıl bir bölge, nasıl bir dünya hayal ettiğini içtenlikle, kendi inandığı için inandırıcı bir üslupla aktarıyordu bizlere. Gözleri ırkçılıkla, Kürt düşmanlığıyla, bölünme fobisiyle perdelenmemiş olanlar, onda kaşarlanmış hırslı siyasetçiyi değil insanı gördüler, yeniyi, gençliği, umudu gördüler. Demirtaş’ın söyleminin büyüsü: kirlenmiş, yozlaşmış, tıkanmış bir siyasal ortamda hâlâ umut olabileceğini hissettirmesindeydi; gençliğinde, tazeliğinde, geçmiş ezberlere esir olmamasındaydı.
CHP’de hangi zihniyet değişmeli?
“Partide zihniyet sorunu var” diyor ulusalcı kanadın önde gelen adlarından Emine Ülker Tarhan. Zihniyetin değişmesi gerektiğini savunuyor. Çok haklı: CHP’de zihniyet sorunu var. Ulusalcılık yaftası altında, Kürt sorununu zerre kadar kavramamış, anayasal eşitliği kabul etmeyen, yeni bir anayasa yapılırken vatandaşlığın Türkiyelilik üzerinden tanımlanmasına bile tahammül edemeyen, pek çok noktada MHP ile buluşan, devlet tahakkümünü, vesayetçiliği, halk küçümsemesini, elitizmi solculuk sanan zihniyetin değişmesi gerek. İronik olan, değişmesi gereken zihniyetin, partide zihniyet sorunu var diyerek kazan kaldıran CHP ulusalcılarının zihniyeti olması.
Bu zihniyet değişirse geriye ne kalır peki? Çoğunu tanıdığım, saygı duyduğum tek tek namuslu, değerli, demokrat, sosyal demokrat insanlar, onların hayal kırıklıkları; bir de kaşarlanmış siyaset bezirgânları, bir de Kılıçdaroğlu gibi, beş benzemezi dengede tutup mukadder sonu geciktirmeyi başarı sanan vasat politikacılar.
CHP’ye sağlıklı bir bölünme dilemeliyiz
Bir siyasî yapının birliği, partililerin ayrıntıda değil ama ana hatlarıyla aynı vizyonu paylaşmaları, aynı ideolojik ilkeleri savunmaları anlamına gelir. Böyle bir birlik CHP’de uzun zamandır yok. Buna rağmen parti kavga dövüş varlığını sürdürüyor. Bölünmüyor, çünkü bölünmek için bile net bir vizyon, programatik ilkeler, temel sorunlara açık seçik çözüm önerileri gerekir. Partinin içindeki kanatların tek birleştikleri nokta iktidara istemezükçü muhalefet olursa, o siyasal yapının hayatiyeti ve iktidar umudu kalmamış demektir.
CHP’nin; ülkenin devasa sorunlarına yönelik cesur, gerçekçi, yarınlara dönük çözüm önerileri yok, sadece “hayır”ları var. Biz o konuda rapor yazdık, Genel Başkanımız kaç kere belirtti, bilmem hangi belgemizde var, vb. gibi cevaplar topluma hiçbir şey söylemiyor, hiçbir inandırıcılık, güvenilirlik taşımıyor. Atatürk’ün partisi olmakla övünmenin, Cumhuriyet’in en eski partisiyiz böbürlenmesinin, ulusalcılık kozuna oynamanın, hele de solculuk yaftası takınmanın 2014 Türkiyesi’nde en küçük kıymeti harbiyesi yok.
Olağanüstü kongreye giden partide, genel başkan adaylarından muhalefet sözcülerine, hepsi yıllardır bildiğimiz, tanıdığımız kişiler, söylemleri de aynı bayat söylem. Parti meclisi değişecek dendiğinde ortada dönen isimlere baktığımızda, darbeci-vesayetçi geçmişleri tescilli kişiler öne çıkıyor. Gerçekten yenilikçi, demokrat, çağdaş sosyal demokrat partililerin adı yok.
CHP, “Demirtaş’ın söylemi bizim söylemimiz olmalıydı”, diyenlerle “Kürtlerle ben eşit olabilir miyim” zihniyetinin temsilcilerini birarada tutmayı artık sürdüremez. Demokratik, çoğulcu Türkiye özleyenlerle darbeci-vesayetçi geçmişe özlem duyanlar ve onun parçası olanlar aynı siyasî çatı altında daha fazla barınamaz. Kılıçdaroğlu’nun onları birarada tutma politikası hem Türkiye’ye hem de CHP’ye zarar veriyor.
Böyle bir durumda partinin bölünmesi zorunludur, sağlıklıdır. Ancak; eski tellakların çevresinde kümelenenlerin, “senin adamın, benim adamım” ilkesizliğine bulanmış bölünmesinden değil, ideolojik, ilkesel, vizyonel bir bölünmeden söz ediyorum. Yazının başlığına dönecek olursak, HDP’li Demirtaş’ın vizyonunu, söylemini, umudunu CHP’ye taşıyacak bir bölünme umut doğurabilir.
Demirtaş, CHP’ye başkan olduğunda, koymuşum yazının adını. Halam amcam olamaz, biliyorum. Ama, Demirtaş’ın söylemini doğru bulup benimseyenlerle aynı vizyonda, aynı umutta buluşan CHP’lilerin siyasî birliği denenmeye değmez mi?
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024