Sinan ÇİFTYÜREK
Güney Kürdistan’ın merkezinde bulunduğu Ortadoğu’da ki siyasal çelişki ve çatışmalara iç siyasal ve ekonomik sorunlar eklenince kriz ağırlaştı, iç siyaset olabildiğinde ısındı.
Malum, Güney Hükümeti, bağımsızlık mücadelesinde bir yandan Irak, İran başta olmak üzere sömürgeci devletlerin ekonomik, siyasi ve askeri baskıları ile artan oranda yüz yüze gelirken, aynı süreçte yeni işgalci güç olarak IŞİD ile savaşıyor. Yetmezmiş gibi bu bölgesel çelişki ve çatışmalar, iç siyasal çelişkilerle de sarmalanarak alevlendi, alevlendirildi. Sanki dışardan birileri, “kendi sınırlarınızı bilin, oturun oturduğunuz yerde yoksa sorunlardan sorun beğenin” dercesine çelme üstüne çelmeler takıyor. Elbette İran başta olmak üzere bölgesel güçler, eğer Güney Kürdistan’a içerden ciddi çelmeler takabiliyorlarsa demek ki içerde de çelmelemeye müsait siyasal zemin var!
Son aylarda Güney Kürdistan’da ne/neler öne çıktı?
Birincisi; uzun süredir IŞİD ile devam eden savaşın ağır sorunlarıyla yüz yüze kaldı!
İkincisi; 20 Ağustos’tan beri devam eden ve giderek ağırlaşan başkanlık krizini aşamadı halen.
Üçüncüsü; küçücük bütçesine karşı 1 milyon 700 bin gibi çok büyük göçmen kitlesinin ağır sorunlarıyla boğuşuyor.
Dördüncüsü; bağımsızlık mücadelesi nedeniyle, bütçe başta olmak üzere Irak ambargosu ile yüz yüzedir.
Beşincisi, önemli mesafeler kat etmelerine rağmen halen askeri (Peşmerge güçleri), ekonomik ve siyasal olarak ikili iktidar durumunun tam olarak aşılamamasının da yaşananlarda önemli rolü bulunmakta.
Altıncısı; Üçüncü ve Dördüncü şıkların esas rol oynadığı ekonomik kriz ve tetiklediği kitle eylemlerinin yarattığı iç gerilimi ekleyelim! Öğretmenler başta olmak üzere 3 aydan beri maaşlarını alamayan emekçilerin Süleymaniye, Halepçe, Germiyan gibi kentlerde geliştirdiği grev ve sokak eylemliliği iç siyasal gerilme yol açtı. Eylemler PDK binaları başta olmak üzere kimi parti binalarının ateşe verilmesine varan şiddete dönüşünce, Koalisyonun büyük ortağı PDK de yanıt vermekte gecikmedi.
Olayların arkasında “Goran Hareketi olduğunu belirten PDK’ye bağlı İçişleri Bakanlığı, Goran Hareketi’ne bağlı vekil ve bakanların Erbil’e girişine izin vermedi. PDK böylece Goran Hareketi’nin hükümetteki ortaklığına da son vermiş oldu.”
Bunlar yaşanırken, Goran Hareketi, fiili sürdürülen başkanlıktan hareketle PDK’yi “iktidarı gasp etmek”, PDK’de, Goran’ı “şiddette başvurmak” gibi karşılıklı suçlamalar devam ediyor.
Görüldüğü gibi iç siyasal kriz ciddi boyutlarda. Belli başlı kriz notlarını açarsak:
Ekonomik kriz
Güney Kürdistan hali hazırda ekonomik olarak tıpkı çoğu Arap ülkeleri gibi tek ekonomik kaynak üzerinde duruyor, o da petrol ve doğal gaz. Bu yer altı enerji kaynakları dışında geliri neredeyse yok! Sanayi gelişmediği gibi geniş tarım arazilerine rağmen tarımsal ürünler bile dışardan ithal ediliyor.
Petrol meselesinde ise birden fazla sorun yaşanıyor. Bağdat üzerinden ihraç edilen petrol gelirini Irak hükümeti hiçbir zaman tam olarak ödemedi. Kürdistan hükümeti de gerek bu durum gerekse bağımsızlık yöneliminin de etkisiyle yeni arayışlara girdi. Belirtiğim gibi bu arayışta, hem Irak hükümetinin ambargosunun hem de bağımsızlık yöneliminin rolü büyük!
Irak anayasasına göre ülkenin genel bütçesinden Kürdistan’a yüzde 17'lik pay düşüyor. Buna göre merkezi bütçeden yıllık 17 – 24 milyar dolar arası bir miktarın Kürdistan’a ayrılması lazım. Ancak Irak hükümeti şu ana kadar %17’lik orana denk düşen bütçe payını tam olarak hiç ödemedi. Irak hükümeti, savaşta düşen petrol fiyatlarını gerekçe gösteriyor olsa da bütçede ki payın ödenmemesinin esas nedeni Güney’in geliştirdiği bağımsızlık adımlarıdır. Bütçe ödenmeyince Kürdistan hükümeti sayıları yaklaşık 1,5 milyonu bulan devletten maaş alanların ücretlerini ödeyemez oldu. Buna ekonomiye ciddi bir maliyet yükleyen 1 milyon 700 bin göçmenin ağır yükünü ekleyelim.
İşte ekonomik krizi tetikleyen belli başlı faktörlerin özeti! Ya yolsuzlukların ekonomiye bindirdiği yük! Yanı Siyasal elitin gerçekleştirdiği büyük mülkiyet hırsızlığı! Dünyanın tüm ulusal burjuvaları mülkiyet hırsızlığı yapar da bizim genç Kürt burjuvaları yapmaz mı? Yapar, yapıyor da! Bunların da krizde payı var!
Başkanlık krizi halen aşılamadı.
Mesele nedir? Bilindiği gibi Mesut Barzani ilk kez 2005 yılında Parlamento tarafından seçilmişti. Dört yıllık süre dolarken şimdi karşı çıkan partiler dahil tüm partiler o zaman “başkanı parlamento değil halk doğrudan seçsin” dediler ve yasa değiştirildi artık yeni yasa gereği başkan halk tarafından seçilecekti. Öyle de oldu!
2009 başkanlık seçimlerinde YNK’nin de desteklediği Barzani % 69 halkoyuyla doğrudan seçildi. 2013 yılı Ağustos’un da Barzani’nin görev süresi ikinci kez doldu ancak parlamentodaki siyasal partiler ortak tutumla görev süresini 2 yıl daha uzattı ve bu süre de 20 Ağustos 2015’te dolarken hem yeni başkan seçilemedi hem hukuki olarak da Barzani’nin fiilen başkanlık görevini sürdürmesi gibi birçok açıdan tartışmalı durum oluştu.
Güneyli siyasi partilerden YNK ve Goran gibi Barzani’ye muhalif olanlar tekrar 2005’te olduğu gibi başkan halk tarafından değil parlamento tarafından seçilsin dolaysıyla başkanlık yasa tasarısı yeniden değiştirilsin diye öneriyorlar fakat bu kez PDK kabul etmiyor.
Hukuki açıdan yorumlanmaya açık bir başka durum var: Güney Kürdistan’da yasaya göre birisi üst üste en fazla iki kez seçilebilir. Bu durumda Mesut Barzani üst üste iki defa seçilmiş ama birincisinde parlamento tarafından ikincisinde ise halk tarafından! İki ayrı seçim sistemiyle seçilmiş olması hukuki boşluk yaratabilir fakat özü itibarıyla Kek Mesut iki dönem üst üste başkanlık görevini yerine getirmiş ek olarak da görev süresi iki yıl uzatılmış dolaysıyla üçüncü kez aday gösterilmesi iç demokrasiye gölge düşürebilir.
Mevcut durumdaki tıkanma, Goran, YNK gibi partiler, “ya Başkanın halk tarafından seçilmesi ve yetkilerinin azaltılması, ya da Başkanın parlamento tarafından seçilmesi”ni önerirken, PDK yeni bir yasa değişikliğine yanaşmıyor.
PDK yetkilileri bir taraftan; “bizim ille de Başkan Barzani tekrar başkan olsun diye bir dayatmamız yoktu, Başkan Barzani’nin de yoktu” ya da “biz parti olarak hala Sayın Mesut Barzani bizim adayımızdır ya da değildir dememişiz” diyorlar diğer yandan ise,“bugün bütün dünya Başkan Barzani’yi muhatap alıyor. Amerika ve Avrupa, Başkan Barzani’yi güçlü bir ortak olarak görüyorlar. Şimdi bizi bu hassas ve kritik yoldan geçirebilecek olan Barzani’dir” diyerek Barzani’nin üçüncü kez başkanlığını tarif ediyorlar.
Başkanlık meselesi daha uzun süre çözülmezse ve başkan Barzani görev süresi dolduğu halde fiili başkanlık görevini sürdürürse genelde siyasal yapıları zarar görür, bölge demokrasileri için çekiciliğini yitirir. Özelde de Barzani ve PDK’ye yönelik “diktatörlük” ve “PDK’ye karşı ortak cephe” çağrıları artabilir.
Güney Kürdistan’da İran parmağına özel dikkat!
Bu aralar Kürdistan siyaseti üzerinde gerek dışardan gerekse içeriden, İran eline sıkça vurgu yapıyorum. Çünkü İran, yüzüne gülerken seni arkadan vurabilir. Çünkü İran “tam da anlaştık belge imzalıyoruz” dediğin anda sana ummadığın bir saldırıda bulunabilir. Bağımsız Kürdistan’ı “destekliyorum” derken başka kanaldan engellemenin alt yapısının hazırlığı içerisinde olabilir. Tıpkı, Batı Kürdistan’da PYD’yi desteklerken Suriye birliğini esas aldığı gibi! Güney Kürdistan’a IŞİD karşıtı destek sağlayanların başında gelirken, Güney özellikle Soran bölgesi üzerindeki etkisini pekiştirmeyi hedeflediği gibi!
“Dünyada derin siyaset izleyen ilk iki ülke kim diye sorulursa; İran ve İngiltere demek gerekir. Kürt siyaseti bugünlerde İran’a özel dikkat etmeli” demiştim. Kürdistan bölgesinde ekonomik kriz var, başkanlık meselesi var, IŞİD tehdidi var ama bunları da kaşıyıp kullanan derin bir İran var! Tıpkı Devrim Muhafızları Kudüs Komutanı Kasım Süleymani’nin, Goran ve YNK yetkilileriyle görüştükten sonra kamuoyuna “istikrarın devamı için Barzani’nin göreve devam etmesi” gerekir derken aynı gün Barzani başkanlığını engellemek için her şeyi yaptığı gibi!
Dolaysıyla, “İran bu krizin ya da tartışmanın neresindedir” sorusu Kürtler açısından haklı bir yanıtı giderek daha fazla bekliyor.
Sonuç olarak;
I - Yukarıda özetlediğimiz iç meseleler var ve görmezlikten gelinemez ama asıl mesele bağımsızlık arayışının Irak, İran ve diğer işgalci devletlerde yarattığı rahatsızlıktır. Güney bağımsızlık meselesini propaganda edip pratik adımlarla geliştirdikçe, örneğin bağımsızlığın ön adımı olarak petrol ve enerji kaynaklarını doğrudan uluslararası pazarlara ulaştırma adımlarını attıkça, Irak hükümeti esas bu nedenle %17’lik bütçeyi göndermeme silahını kullanmakta. Irak hükümeti bu silahı kullandıkça, Kürdistan hükümetinin bağımsızlık yönelimleri güçlenmekte ve Bağdat ile siyasal gerilim derinleşmekte.
II – Nedeni ne olursa olsun, iç siyasal sorunlar ne kadar ağır olursa olsun partiler arası askeri şiddet kullanılamaz. İktidar ortağı Goran’ın, sokağa dökülen halkı bir başka iktidar ortağı partiye (KDP’ye) yönlendirmesi yanlıştır.
Yine nedeni ne olursa olsun koalisyon ortağı bir parti (PDK) diğer koalisyon ortağı partinin Meclis Başkanı ve bakanlarına “başkente gelme” diyemez, dememeli. Çözüm, Kürdistan’da daha çok iç demokrasi ve partiler arası daha fazla uzlaşmadan geçiyor. Çözüm yasal-anayasal siyasal zeminde kalmaktan geçiyor.
III – Öğretmenlerin, yoksulların kötüleşen ekonomik sosyal haklar uğruna mücadeleleri haklıdır. Her ulusal özgürlük (bağımsızlık) hareketi, iktidar süreçlerinde er geç emek cephesinden yükselen muhalefet ile yüzleşecek. Kürdistan’da bunun ilk işaretleri yaşanıyor.
PDSK Genel Sekreteri Mihemedê Hecî Mehmûd, maaşların ödenememesinde sadece bir partinin değil iktidar ortağı olan beş partinin de sorumluluğu olduğuna dikkat çekerek, diğer partilere ‘hem hükümette yer alıp hem muhalefet edemeyeceklerini’ hatırlatması da yerindedir çünkü ekonomik krizde sadece PDK değil tüm koalisyon partileri sorumludur.
IV - Birden fazla nedenle Barzani üçüncü kez başkan adayı olmamalı fakat bu Barzani ve PDK karşıtlığına dönüştürmeden yapılmalı. Daha önceki yazımda belirtiğim gibi; başkanlık arayışı, “Barzanisiz olmaz’ demek kadar ‘Barzani’ye Hayır’ demek yanlış”lığına da düşmeden sürdürülmelidir!
“Başkanın doğrudan halk tarafından seçilmesini savunan tez doğrudur ama bundan kalkarak ‘Mesut Barzani sürgit başkan kalsın’ denirse yanlıştır. Yani ‘Mesut Barzani’den başkası devlet başkanı olursa mahvoluruz’ yaklaşımı doğru değildir. Bu tür yaklaşımlar daha sonra telafisi zor sonuçlar doğurabilir.
Aynı şekilde başkanlık seçimi ‘tekrar doğrudan halk tarafından yapılırsa yine Barzani seçilir’ kaygısıyla seçim sistemini değiştirmek yani kişi üzerinden yasa çıkartmaya çalışmak da yanlıştır” demiştik (agy) ki bu yaklaşımı şimdi de koruyoruz.
“Bu zor dönemde Kek Mesut’a ihtiyaç vardır” deniliyor doğrudur ama bir doğru daha var ki Kek Mesut’ta duyulan ihtiyaç daha 10-15 yıl sürebilir. Çünkü Kürdistan’ın merkezinde yer aldığı Afganistan-Ukrayna-Mısır üçgeninde 20 yıldır devam eden savaş daha yıllarca sürebilir dolaysıyla Kek Mesut’un uluslararası deneyimine daha yıllarca ihtiyaç duyulabilir ama bunu başkanlık makamı olmadan da yerine getirebilir. Kaldı ki Peşmerge sevdalısı olan Kek Mesut’un da böyle bir ısrarı olacağını sanmıyorum.
Partiler mevcut başkanlık krizini uzlaşarak aşamıyorlar mı? Kolayı var; “Başkanlık yasa tasarısı” yani başkanı halk mı doğrudan seçsin yoksa parlamento mu seçsin yasa tasarısı referanduma götürülüp halka, “siz başkanınızı doğrudan mı seçmek istiyorsunuz, yoksa parlamento mu başkanınızı seçsin?” şeklindeki sorular sorularak kriz aşılabilir önerimizi tekrarlıyoruz.
V – Kürdistan üzerinde IŞİD tehdidi devam ediyor hatta Şengal gibi Kürdistan kentleri halen işgal altında. İran sinsi politikalarla Güney hükümetini içten parçalamayı sürdürüyor. Türkiye Kuzey’de dehşet saçarken bununla yetinmeyip Kandil’i bombalıyor, Rojava’yı da ciddi olarak tehdit ediyor… Bu koşullarda Güneyin siyasal sistemi partiler arası başkanlık ya da başka meseleler üzerinde süren siyasal çekişmeleri taşıyamaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları






































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018