Vedat Bilgin
Türkiye’nin ABD’den 15 Temmuz faşist darbe girişiminin şefinin iadesini isterken, FETÖ mensupları tarafından organize edilmiş, onlarla içli dışlı adamlardan oluşan bir mahkeme tiyatrosuyla karşılaşmasına şaşmak gerekir mi? Meseleye ‘uluslararası hukuk, evrensel adalet ilkeleri, demokratik değerleri savunmak’ gibi ilkeler etrafından bakıyorsanız, ABD’nin de bu açılardan bakmasını bekliyorsanız şaşırabilirsiniz fakat böyle bir ABD yoktur, hatta seçimle işbaşına gelmiş Trump’la dahi iktidarını paylaşmak istemeyen ABD’nin gerçek ‘iktidar elitlerinin’ kirli siyasetinin hâkim olduğu bir devlet söz konusudur.
ABD’nin uluslararası operasyonlarının belli bir maksadının olduğu, bunu gerçekleştirmek için de çeşitli araçlar kullandığı bilinmektedir. ABD operasyonlarında kullanılan araçların başında ‘hedef ülkenin’ siyasi bakımdan ‘istikrarsızlaştırılması’ öncelikli siyasetlerden biridir. Bu yolla o ülkenin devlet mekanizması işlemez hale getirilerek, o ülkeden talep edilenlerin yerine getirilmesi, bir anlamda ‘diz çöktürülüp’ beklentilerin karşılanması istenir.
Hedef ülke
Hedef ülkeden beklenenlerin yerine getirilmediği durumlarda, operasyonlar yoluyla siyasi istikrarsızlık meydana getirilmesi konusunda kullanılan araçlar arasında öğrenci ve gençlik hareketleri organize etmek, sabotaj ve suikastlar yapmak, sağ-sol çatışmasından etnik veya mezhepsel çatışmalara dayalı iç savaş stratejilerini devreye sokmak gibi, dünyanın çeşitli bölgelerinde uygulamaya soktuğu maalesef birçoğunda netice aldığı pratikler vardır. “Bunları yapmak için, çatışma eksenlerini üretmek, kamuoyu oluşturmak üzere çeşitli sivil görünümlü kuruluşların, aydınların, medya mensuplarının, muhtelif biçimlerde ilişki kurulmuş etkili aktörlerin devreye sokulduğu görülmektedir. Bu unsurların devreye sokulması elbette anlık bir çalışmanın sonucu değil uzun dönemlere yayılan normal görünen ilişkiler içinde çeşitli özel çalışmaların marifetiyle hazırlanmaktadır.”
Soğuk Savaş sürecinin, ABD’ye sunduğu geniş bir imkân daha doğrusu kullanım alanı söz konusudur. Türkiye başta olmak üzere birçok müttefik ülke, Soğuk Savaş çerçevesinde ABD’ye devletin bütün katmanlarını açmış bulunmaktadırlar. Nitekim ABD, başta NATO müttefikliği içinde Türk ordusunun birçok alanına sızmış, o dönem içinde orduyu Türkiye’nin demokratikleşmesine karşı operasyonel bir araç olarak kullanagelmiştir. Menderes’e, Demirel’e, Özal’a karşı yapılan tehdit, müdahale ve darbelerin en kanlısının 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı sahneye konulmasına buradan bakmak gerekir.
Ekonomiye saldırmak
ABD’nin operasyonel araçlarının en önemlilerinden birinin ekonomi olduğunu asla gözden uzak tutmamak gerekir. Bugün ekonomik piyasalarda yaratılmak istenen dalgalanmalar, döviz fiyatlarıyla ilgili spekülasyonlar analiz edildiğinde aslında bir türlü siyasi istikrarsızlık yoluyla sarsıp, boyun eğdiremedikleri Türkiye’ye karşı ekonomi aracını devreye soktuklarını görülecektir.
ABD’de sahneye konulan mizansenin doğrudan bu operasyonel ekonomik araç olduğunu anlamak zor değildir. Türk bankalarına dönük suçlamaların maksadı ABD Doları kullanılmadan bölgesel bir dış ticaretin genişlemesinden duyulan endişenin yanında, ekonomik bakımdan reel sektörü dünyanın en yüksek düzeyde büyüyen üç ekonomisinden birine sahip olan Türkiye’nin önlenemez yükselişine yönelik bir engelleme girişimidir.
ABD’nin en büyük gücü doların uluslararası ekonomik değer ölçütü olması konumudur. “Dolara bağımlı olmayan bir dış ticaretin Rusya’dan, Çin’e, Hindistan’a kadar uzandığını düşünün, bu ABD için ne anlama gelir? Sanırım Türkiye İran’la başlattığı bu süreci Hindistan’a, Çin’e kadar uzatacak tehlikeli bir işin içinde görülmüştür ve cezalandırılmak istenmektedir.” Ortadoğu politikasında ABD’ye rağmen hareket eden Türkiye’nin ‘ekonomik güç’ olması onlar için ne anlama gelmektedir!
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları


































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.03.2020
27.05.2019
20.05.2019
9.05.2019
6.05.2019
2.05.2019
30.04.2019
22.04.2019
18.04.2019
15.04.2019