Yasin AKTAY
Suriye tarafından düşürülen Türk uçağının yarattığı yeni sorun alanında Türkiye'nin sergilediği tepki, yeni Türkiye diplomasisinin kolay öngörülemeyen bir karmaşıklığa sahip olduğunu da göstermiş oldu. Bu karmaşıklık, kabul etmek gerekir ki, Türkiye'nin dış politikasını yönetenlerin son zamanlarda ince işçilikle işlemiş oldukları ve kritik anlarda bir siyaset tadı veren bir karmaşıklık. Daha açıkçası Türkiye, bir uçağının düşürülmesiyle vereceği fevri tepki üzerinden hesap yapılabilen bir ülke olmaktan uzak bir stratejik akıl sergiliyor.
Olay olur olmaz hemen bir tepki vermek yerine saatler sonra yapılan toplantıların ardından yapılan ihtiyatlı açıklamalar Türkiye'nin sorunu hiç de beklenmeyen bir düzeyde karşılıyor olduğunu gösteriyordu . Türkiye'nin savaşa girmekte sergilediği isteksizlik veya çekingenlik tabii ki Suriye'ye gücünün yetmeyeceğini düşündüğünden değil. Bunu tartışmak bile abes. Esasen Suriye rejiminin vahşetine karşı bir tedbir alınmasını söylemenin tek anlamı iştahla savaşa girişmek değildir. Savaş noktasına gelinceye kadar yapılacak birsürü şey vardır ve Türkiye'nin iddiası daha o yolların bile bir türlü denenmemiş olmasıdır.
Bir defa gayet açıktır ki, Suriye'nin sorununun kendi içinde çözülmesi ve ülkeler arasında bir savaşa dönüşmemesi bütün dünyanın ve bölgenin hayrınadır. İki, Böyle bir savaş Suriye'nin kendi içindeki sorun dolayısıyla içine düştüğü meşruiyet sorununu bir anda Türkiye'nin fevri olarak düşen uçağın içinden dalacağı bir savaş sayesinde çözme fırsatını altın tepside bulmuş olacaktır. Üç, Türkiye'nin bu şekilde girişeceği bir savaş Suriye'yi koruyan himaye eden ülkeler için de Suriye'yi savunmaya önemli bir bahane oluşturmuş olacak. Üstelik bu ülkeler sadece Rusya, İran ve Çin değil, aralarında çok sürpriz birileri de olabilir: İsrail, ABD ve bazı Avrupa ülkeleri gibi.
Arap ülkelerinin halkları Türkiye'nin Suriye konusunda daha aktif olması yönünde güçlü bir beklenti içindeler, bu çok açık olarak görülüyor, ifade de ediliyor. Ancak bu beklentiye güvenip Türkiye'nin tek başına girişebileceği bir hareketin sonucunda özellikle yöneticilerin ve kamuoyunun aynı olumlu tepkiyi sürdüreceği o kadar kesin değildir. Bu çok karmaşık bir denklem ama pratik bir sorundur. Olayın bir anda Türklerle Araplar arasında bir savaş görüntüsüne dönüştürülmesi ihtimal dışı değil.
Ne yazık ki, hızla Bosnalaşmakta olan Suriye'de durumun müdahaleyi gerektirecek ölçüde vahim olduğu konusunda uluslararası toplum halen yeterince ikna olmuş değil. Gariptir ama düşen uçak krizi Türkiye'ye uluslararası kamuoyuna bu konuyu biraz daha iyi anlatmak konusunda bir fırsat sağlamış oldu. NATO'nun Türkiye'nin talebi üzerine yaptığı toplantının sonucunda verdiği mesaj Türkiye'nin angajman kurallarını değiştirmesiyle paralel bir açıklama olarak Türkiye'yi bir ölçüde rahatlattı.
Önceki gün yapılan Cenevre toplantısından geçici bir yönetimin kurulması gereğinin çıkması da bu doğrultuda bir adım olmuştur. Ancak doğrusu bu saatten sonra Suriye'de muhaliflerle rejimi hiç bir şey olmamış gibi tekrar eski duruma döndürecek yollar tamamen kapanmış durumda. Diplomatik arayışlar rejimin katliamlarını ve giderek daha fazla silahlanma imkanları bulan muhaliflerin direniş hatta karşı saldırı kabiliyetlerini artırmaktan başka bir şey yapmıyacak. Bu da iç savaşın artarak devam ettiği, daha fazla Suriyeli kanının döküldüğü bir durum demek.
Yine de bu diplomatik arayışlar esnasında Rusya'nın Esad'dan yana duruşunun ideolojik ve esnemeyen bir duruş olmadığını hatırlamakta fayda var. Rusya giderek Suriye politikasının Arap dünyasında kendisine ne kadar pahalıya mal olduğunu veya olacağını görüyor. Esad'ı korumak uğruna bütün Arap ülkeleriyle arasının bozulması karşısında zararın neresinden dönerse kar sayacağı durumları aramak zorunda kalmaktadır. O yüzden belki önümüzdeki diğer günlerde Rusya'nın Suriye politikasını revize edeceği durumları görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Kısa süre önce İran'ın nükleer programı dolayısıyla BM Güvenlik Konseyi'ndeki oylamada çok savunduğu İran'ın aleyhine oy verdiğini hatırlayabiliriz. Üstelik aynı oylamada Türkiye İran lehine ABD'ye rağmen oy vermişti. Rusya'nın bugün Suriye için sergilediği savunmacı performansın bilhassa Orta Asya'daki başka denklemler içinde gözettiği başka taleplerinde elini güçlendirici, pazarlık gücünü artırıcı bir rol oynadığı da değerlendirilmelidir. Doğrusu böyle bir bağlamda İran'ın kendi politikasını tamamen Esad'a bağlayan tutumunun kendisi için hem şaşırtıcı hem de sonuçta daha kırıcı bir etki yapacağını öngörebiliriz.
Kısacası Suriye ile ilgili uluslararası denklem giderek değişmeye yüz tutuyor. Bu denklemin değişmesinde Türkiye'nin önemli bir rolü oluyor, ama yine de Suriye'de durumun bu noktaya gelmesi Türkiye'nin baştan itibaren tercihi değil, Esad'ın sebep olduğu bir kaçınılmaz durum. Birilerinin dediği gibi Esat rejimini İsrail lehine veya İran aleyhine yıkmaya çalışan Körfez ülkelerinin bir planı veya İsrail'in bir temennisi hiç değil. Sonuçta Esatlı veya Baaslı Suriye ister İran'la stratejik ilişkileri ister Hizbullah'a verdiği desteğe rağmen nihai anlamda İsrail'i tehdit edecek bir yönelime veya performansa hiç bir zaman sahip olmadı.
Aslında bu da ayrı ve uzun bir konudur. Suriye rejiminin Lübnan'da oynamış olduğu role bakıldığında bunun 1967'den beri tamamen İsrail'in stratejik vizyonuyla uyumlu olduğunu görmesek bu konudaki İran-Hizbullah-İsrail hikayesine saf saf inanmaya devam ederiz.
Oysa tekrar hatırlatmakta fayda var ki, Esat, gösterileri sert vekanlı müdahalelerle bastırma yolunu seçmemiş olsa, ne Amerika'nın ne de Körfez ülkelerinin hiç birisinin muhaliflere verdiği destek toplumsal bir taban bulabilirdi. Zira bugün Suriye'deki muhalefet, silahlısıyla silahsızıyla başka bir yerden destek görmese de Esat'la eski ilişkisini sürdüremeyecek bir sosyolojik zemin kazanmış durumda. Bunun da sorumlusu dışarıda değil, bizzat Suriye'nin içindedir, bunu artık görelim.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019