Salı akşamı NTV’de Ahmet Arpat’ın moderatörlüğündeki ‘Siyasi İşler’ programında AK Parti’deki istifa iddiaları üzerine konuşurken, CHP’nin siyasi bedel ödeme kültüründen nasiplenmediğini ifade ettiğim için sosyal medyada, “sana iktidarı soruyorlar, sen muhalefeti anlatıyorsun” yollu kabasından kibarına bazı eleştirilerin hedefi olduk. Gündemi konuşuyoruz ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘İstifa eden Belediye Başkanı suçludur” diyen beyanatı tazeliğini koruyor. Tabii ki muhalefeti de anlatacağız…

Oy verdikleri partinin tüm seçimleri teker teker kaybedip de liderlerinin en ufak bir siyasi bedel ödemeden makamını nasıl koruyabildiğini merak bile etmeyen bizim sosyal demokratlarımızın ‘istifa kültürü’ konusundaki yetersizliklerini ve ana muhalefetin iktidar için bu konuda tehdit oluşturmadığını ifade ettiğimiz tespitimize, farklı bir yaklaşımla karşılık vermek yerine “Konu muhalefet değil, iktidar” diye usûl öğretmeye kalkışmalarını da yadırgamıyorum.

Siyasette de, iş hayatında da vermeden alınamayacağını, ömür boyu neyi üretiyorsak mutlaka bir bedeli olacağını, olumlu ya da olumsuz her icraatın, eylemin mutlaka bir ‘karşılığı’nın bulunduğunu bilmeyenimiz yoktur. Kubbealtı Lugâtı, ‘Bir şeyin yerini tutan şey’ ve ‘karşılık’ ifadeleriyle sözcüğü açıklarken, Safiye Erol hanımdan bir cümleyi de paranteze almış: “Mukaddes hayâta Karûn malı bile bedel değil”

Evet bedelsiz olan ne varsa belki sadece ‘mukaddes’in içinde var. Bedeli ise yine mukaddesin kendisi… Kısacası bedelsiz soluk alıp veremiyoruz. Bedel hayatımızın özünde var.

Siyasi iletişimin payandası olan ‘Algılama Yönetimi’nde, hedef kitle nezdindeki tüm aksiyonlarda alınacak ya da verilecek ‘bedel’in rolünü hiç kimse azımsayamaz. Gündemdeki siyasi istifalara ilişkin iddiaları büyüteç altına almaya kalkıştığınızda, iktidar olmak için siyasette varlık gösteren ana muhalefet partisinin girdiği seçimlerde üst üste aldığı başarısızlığın bir bedeli olamayacağını zanneden safdilleri görmemek imkansızdır. Ana muhalefetin 2019 seçimlerinde de, yine bedelsiz siyasetin kör alıcılarından oy talep edecek olması ne hazin bir gerçeklik… İktidarın nerede aksadığını göremeyen, görse de nasıl siyasi aksiyon alacağını bilemeyen bir muhalefetimiz olduğu için ne kadar üzülsek yeridir. Bir ayağımız hep topal mı olacak?

Muhalefetin zaafları ve özellikle de ciddi bir tehdit oluşturmadığı gerçeği, iktidar partisinde siyasi iletişim konusunda zaman zaman ortaya çıkan iletişim kazalarına zemin sağlıyor olmasın?

• ‘Rize şekeri’yle doğal tada yatırım 
• Haberi o büyüklükte sadece bizim gazetede görebilmiştim. Türkiye’de çay üretiminin merkez üssü olan Rize, ülkemizi tatlı yaprakları olan yeni bir bitkiyle yakından tanıştırmaya hazırlanıyordu. Stevya adlı bu yeni bitkiyi tanıtan Çaykur Yönetim Kurulu Başkanı İmdat Sütlüoğlu, geçen yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rize’yi ziyaretinde birlikte hasat yaptıklarını anlatırken, bu bitkiye bizzat Cumhurbaşkanı’nın ‘Rize Şekeri’ diyerek adını da koyduğunu söylemişti.
•  Anavatanı Güney Amerika olan stevya, doğal bir tatlandırıcı. Şekerin zararlarına bu nedenle rastlanmıyor. Bu Güney Amerika bitkisini Çaykur yetkilileri dört yıl önce keşfetmiş, yerinde gidip incelemiş ve fidanlarını getirerek Rize topraklarında denemişler. Gayet verimli sonuçlar almışlar. Dünyada her yıl birkaç milyar dolarlık yeni bir pazarı oluşan stevya bitkisini işleyecek olan fabrikayı kurma süreci de devam ediyor.
• İmdat Bey, “Çay da dışarıdan geldi. Bu toprakları sevdi ve tutundu. Çaydaki denemeler çok daha uzun sürdü. Çayla kıyaslarsak daha kısa süre içerisinde bu ürünün burada çok iyi şekilde yetiştiğini gördük” diyor.
• Şimdi Rize şekerinin işleneceği fabrikaya 5 milyon Dolar makine yatırımı yapılmış. 50 ton Rize şekeri işleme kapasitesine sahip olacağı belirtilen bu fabrikanın önümüzdeki aylarda hizmete açılması planlanıyormuş. İmdat Bey önümüzdeki yıldan itibaren de fidanların dağıtılıp fiili üretime başlanacağını da ifade ediyor.
• Çaykur’un özellikle kimyevi tatlandırıcıların konuşulduğu bir dönemde böyle doğal bir tat için yatırıma girişmesi, hem kendi itibarı ve algısı, hem de bölgesi için son derece olumlu bir adımdır.