Alper GÖRMÜŞ
Kürtaj tartışmalarının bir anda patladığı günlerde İsmet Berkan çok doğru bir soru sormuştu:
“Bundan on gün önce biri gelip size ‘Türkiye’nin en önemli ve tartışılması gereken ilk 500 sorununu sayın’ dese; a. Acaba alt alta yazacak 500 sorun bulabilir miydiniz? b. Acaba kafa patlata patlata yaptığınız sıralamada kürtaj meselesi yer alır mıydı?”
Ben de Berkan’a nazireyle sorayım: 2003-2007 arasındaki herhangi bir tarihte, “2007’den sonra hiç gündeme gelmeyecek tartışma konularımız” diye bir liste oluşturulmaya çalışılsaydı,“misyonerlik” tartışmasının bu listeye gireceğini söyleyebilecek kaç kişi çıkardı?
Cevabım şöyle: Sıfır kişi.
Nasıl bu kadar kesin konuştuğumu sorabilirsiniz. Sebebi gayet basit: Öyle olurdu, çünkü dönemin en ateşli tartışma konusunun bir anda ortadan kalkacağını, bir parçacık mantık sahibi hiç kimse öne süremezdi.
Öne süremezdi fakat aynen öyle oldu: Ergenekon soruşturması başladı ve anti-misyoner kampanya da tartışma da bıçakla kesilir gibi bitiverdi.
Geçen yazıda, bu beklenmedik finali hatırlattıktan sonra, “Bu olgu üzerinde ne kadar durursak az” diye yazmış, şöyle devam etmiştim: “Çünkü bu basit ve çıplak olgu, bu faaliyetin açık bir Ergenekon faaliyeti olduğunu ve ülkenin bunun üzerinden yönetilemez hâle getirilmeye çalışıldığını açık açık gösteriyor.”
Ergenekon’un esas numarası?
Peki, Ergenekon’un esas numarası anti-misyoner kampanya mıydı?
Ben, Ergenekon soruşturmasının başladığı günlerde bu soruya birazı bilgiye, çoğu sezgiye dayanan bir cevap veriyor, “olabilir” diyordum.
Soruşturmaların ilerleyen aşamalarıyla birlikte, “Ergenekon’un esas numarası”nın gerçekten de anti-misyoner kampanya olabileceğine dair inancım güçlendi. Ardından gelen Zirve ve Kafes davalarıyla birlikteyse bu inancım pekişti.
Şimdi artık bu konuya bir kez daha dönmeme neden olan yeni bilgi ve belgeler konusuna gelebiliriz...
Son haftalarda konuya ilişkin iki yeni gelişme oldu. Bunlardan birincisi, özel yetkili cumhuriyet savcısının hazırlayıp mahkemeye sunduğu Malatya Zirve katliamı davasına dair ek iddianame... İkincisi ise gazeteci Adem Yavuz Arslan’ın Ergenekon’un Zirvesi adlı kitabı...
İddianameden basına sızan ilk bilgiler...
Ek iddianameden basına sızan ilk bilgiler, savcılığın, Zirve katliamının Kafes Eylem Planı çerçevesinde kurgulanıp gerçekleştirildiğini, ilaveten Hrant Dink ve Rahip Santoro cinayetlerinin de aynı planın parçaları olduğunu öne sürdüğünü gösteriyor. Savcılık eğer bu iddialarını temellendirmede ikna edici argümanlar öne sürmüşse (ki bunu önümüzdeki günlerde iddianame açıklanınca anlayabileceğiz), bu, 2003-2007 arasındaki Ergenekon faaliyetinin esasen Hıristiyan misyonerlere ve azınlıklara karşı yürütülen kampanyanın ve ona eşlik eden cinayetlerin etrafında örüldüğü tezini misliyle güçlendirecektir.
AGOS gazetesinin şu anda piyasada olan sayısında, Funda Tosun’un avukat ve Radikal gazetesi yazarıOrhan Kemal Cengiz’le bu konu çerçevesinde yaptığı geniş bir söyleşi yer alıyor. Malatya Zirve davasını çok yakından izleyen ve zaten davanın müdahil avukatlarından biri olan Orhan Kemal Cengiz’in iddianameye ilişkin ilk değerlendirmeleri şöyle:
“Eğer, iddianamede Ergenekon örgütü ile sanıklar arasındaki irtibat sağlam bir şekilde kurulabilmişse, bu, çok önemli bir merhaleye ulaştığımız anlamına gelir. Biz, davanın neredeyse başından beri, cinayetin JİTEM tarafından organize edildiğini ve polisin de tüm bu olan bitene göz yumduğunu biliyorduk. Ki bu durumun bir tek Zirve katliamı için değil, Rahip Santoro ve Hrant Dink cinayeti için de geçerli olduğunu tüm kamuoyu biliyor. Zirve davasında gizli tanık JİTEM’ci Deniz kod adlı kişi, Jandarma’nın rolünü ve pek çok şeyi zaten anlattı. Dava sürecinde yaşadığımız kişisel deneyimlerden de katliamın ardında çok büyük bir örgüt olduğunu biliyoruz. Daha davaya ilk girdiğimiz gün yerel basında ben ve diğer avukatların fotoğrafları, hedef gösteren ifadelerle çarşaf çarşaf yer aldı. Yapılan haberlerin içeriği sadece gazetecilik faaliyetiyle elde edilmiş bilgiler olmadığını, haberlerin istihbarat örgütlerinden alınarak servis edildiğini gösteriyordu.”
Zirve ve Dink katliamlarında MİT’in rolü...
2006-2007’de Hıristiyan din adamları, misyonerler ve azınlıklara yönelik saldırılarla ilgili olarak bugüne kadar cevabı verilmemiş pek çok karanlık nokta var. Bunların en tuhaflarından biri de, bu saldırılar ve cinayetlerin aydınlatılması konusunda Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) bugüne kadar hiçbir biçimde yardımcı olmaması... Çünkü MİT, bu cinayetler öncesinde hiçbir istihbarat alamamış!
MİT’in, “geliyorum” diyen “kırmızı pazartesi” cinayetlerinden gerçekten habersiz olduğuna, bunların hiçbirinde önceden istihbarat almadığına inanmak imkânsız! Hele ki, adları gerek Zirve gerekse de Dink cinayetleri öncesindeki olaylara karışan MİT mensupları gözönüne alındığında...
Bu fasıldan öne çıkan ve artık “eski” sayabileceğimiz bilgilerden çok daha önemli yeni bir bilgi Adem Yavuz Arslan’ın Ergenekon’un Zirvesi adlı kitabında yer alıyor.
Arslan, Zirve cinayetinden iki yıl kadar sonra cinayetin faili Emre Günaydın’ı azmettirmekten tutuklanan Varol Bülent Aral’ın MİT’in kullandığı bir haber elemanı olduğunubelgeleriyle ortaya koyuyor.
Bu bilgi, dosyaya, Zirve davasına bakan Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Emre Günaydın’la Varol Bülent Aral arasındaki ilişkiyi araştırma kararının bir ürünü olarak girdi. Mahkeme, bütün devlet kurumlarına yazı yazarak Varol Bülent Aral’la ilgili ellerinde ne bilgi varsa kendisine gönderilmesini istedi.
Emniyet’ten mahkemeye ulaşan 1995 tarihli bir rapor, Aral’ın 5 Aralık 1995’te Malatya’daki DHKP/C hücresinin bir eylemi sırasında polis tarafından yakalandığını, fakat sorgusu sürerken MİT’ten Emniyet’e gönderilen “haber kaynağımızdır” bilgisi üzerine serbest bırakıldığını ortaya koyuyordu.
MİT’e ve Emniyet’e sorular...
Şimdi bir parantez açmak ve bu çok önemli bilginin ortaya çıkmasının çağrıştırdığı, biri MİT’i öbürü Emniyet’i ilgilendiren iki soruyu dikkatinize sunmak istiyorum...
Önce bir hatırlatma: Varol Bülent Aral, Zirve cinayetinin işlendiği günden itibaren “Cinayetin faili Emre Günaydın’ı azmettiren adam”, “Malatya vahşetinin büyük abisi” gibi suçlamalarla birlikte anılıyordu.
Birinci soru: Cinayet işlendiğinde Varol Bülent Aral hâlâ MİT’in kullandığı bir haber elemanı mıydı, yani MİT Aral’ın o günlerdeki faaliyetlerinden haberdar mıydı? Eğer öyleyse MİT ağır bir töhmet altındadır. Öte yandan, o günlerde Aral haber elemanı değilse, MİT cinayetten sonra elindeki bilgileri neden bağlı bulunduğu Başbakan’la paylaşmamıştır?
İkinci soru: Talep üzerine Varol Bülent Aral’ın kim olduğunu 1995 tarihli bir belgeyle mahkemeye bildiren Emniyet, acaba bu bilgiyi cinayetin işlendiği ve Aral’ın adının cinayete karıştığı günlerde zaten“kuvveden fiile” çıkarmış mıydı? Eğer öyleyse, MİT’e sorulan soru Emniyet için de geçerlidir... Bu işleri benden daha iyi bilen bir arkadaşım, Emniyet’in, Zirve katliamından sonra bu bağlantıyı kurmasının çok zor olduğunu, böyle bir bilginin ancak talep üzerine yapılan bir arşiv araştırmasından sonra ortaya çıkartılabileceğini söyledi bana.
Bilmiyorum. Benim kafamda hâlâ bir soru işareti var.
Bütün kurumların konsensüsüyle...
Adem Yavuz Arslan’ın kitabı çok değerli, fakat tıpkı önceki kitabı Bi Ermeni Var gibi ciddi bir problemle malûl... Arslan, cinayet istihbaratlarıyla ilgili olarak MİT’in ve Jandarma’nın sorumluluğuna yaptığı vurguyu Emniyet istihbaratından esirgiyor.
Orhan Kemal Cengiz, AGOS’taki söyleşisinde konuyu ele alan gazetecilerin Jandarma’yı ya da Polis’i koruyan tutumlarına dikkat çekiyor ve her iki kanadı da haklı olarak eleştiriyor:
“Maalesef bu konuda yazılan kitaplar ya da yapılan haberlerde bir birim suçlanırken diğer birimin aklanması yoluna gidiliyor. Nedim Şener’in yazdığı kitapta Emniyet’in üzerine gidilirken öbürünün yazdığı kitapta Jandarma’ya odaklanılıyor ve diğer kurumlar aklanıyor. Oysa bütün kurumların zımni bir konsensüse girdikleri ortak cinayetler bunlar.”
Öyle veya böyle, 2006-2007’deki saldırıların Ergenekon eylemleri olduğu ve saldırıya uğrayanların kimlikleri nedeniyle saldıranların öyle “derin” falan değil, basbayağı “devlet” tarafından korundukları artık iyiden iyiye çıktı ortaya.
Ergenekon davası, belki de bu yüzden bir türlü “esas mesele” üzerinden yürüyemiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025