Cemil ERTEM
Leşçi Akbabalarla hesaplaşmak: Arjantin örneği ve Türkiye
1.08.2014
1884
Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner, çok ilginç bir siyasetçi, sanıyorum bu yılın mart ayı idi, Fransa ziyaretinde Elysee Sarayı’nda, Rusya’nın Kırım işgali ile ilgili olarak, Batı’yı eleştirmeye ABD’den başladı, İngiltere ile devam etti ve AB’den çıktı. Kırım meselesi dahil olmak üzere, son yıllarda dünyanın başına gelen bütün olumsuz gelişmelerden Batı’nın sorumlu olduğunu söyleyerek, kanunların değil, güçlülerin yönettiği bir dünyada yaşıyoruz ama bunu değiştireceğiz’ deyiverdi. Geçen hafta da Arjantin, İsrail askeri olan yurttaşlarını vatandaşlıktan çıkardı.
Fernandez, Peronist gelenekten gelen bir siyasetçi ama Peronizmin faşizme varan popülizminin dışında yeni bir siyaset geliştirmeye çalışıyor. Bu siyaset, halkın desteği dışında hiçbir şeyi takmayan, Batı’nın içinde bulunduğu krizin kalıcı olduğunu belirleyen ve bunun da ülkesi için tarihi bir fırsat olduğunu düşünerek bunun üzerinden gerçekçi yeni bir strateji geliştiren yenilikçi bir vizyonu öne çıkartıyor. Fernandez bir bakıma, Latin Amerika’da ikibinli yılların hemen başında belirginleşen yeni demokratikleşme sürecinin Arjantin’e özgü bir modeli gibi. Bu model aslında Brezilya’da Lula ile başladı ve şimdi Dilma ile devam ediyor... Şili’de ise Michelle Bachelet’in de aynı sürecin ürünü olduğunu söyleyebiliriz.
Yeni bir siyaset...
Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda tam şimdilerde, geleneksel sağ ve solun dışında yeni bir siyaset ortaya çıkıyor. Bu siyasetin siyasetçileri, özellikle 2. Dünya Savaşı sonrası çizilen ABD egemenliğine bağlı yerleşik sistemi BM’den başlayarak eleştiriyorlar. Hatta Japonya’da Shinzo Abe’yi bile burada konumlandırabiliriz. Tabii Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan da burada özgün bir örnek.
Bu yeni politikacıların ortak özelliği, Batı’nın şimdiye kadar çizdiği, ideolojik, hukuki kuşatmayı sorgulamaları ve kendi ülkelerinin çıkarları doğrultusunda yeni bir vizyon geliştirmeleri. Ayrıca bu politikacılar ülkelerinde yoksulluğu azaltan ve orta sınıfı güçlendiren bir ekonomik modeli de hayata geçiriyorlar ve iktidarlarını, esas olarak bunu yaptıkça da, sağlamlaştırıyorlar.
Şimdi yine Arjantin’e gelelim; dünden beri ‘Arjantin iflas etti’ yalanı Batı medyası kaynaklı olarak gündemde... Hayır, Arjantin bırakın iflas etmeyi temerrüde bile düşmedi. Arjantin, cunta dönemi dahil, doksanlı yıllardan beri artarak devam eden küresel finansal soyguna dur dedi sadece.
Arjantin gerçeği...
Arjantin bütün kriz dönemlerinin en çok tartışılan en kritik ülkelerinden biri olmuştur. 20. yüzyılın başından itibaren Arjantin, büyük tarımsal ürün ihracat potansiyeli ve üretim gücüyle başta İngiltere olmak üzere gelişmiş Batı’nın ekonomik ve siyasi hegemonya kurmak, kendisine kaynak aktarmak istediği bir ülke olmuştur. Arjantin’deki askeri darbe süreçleri hatta Peronist-Popülist iktidarlar da, Batı’nın Arjantin üzerindeki bu hegemonya süreçlerinden ayrı değildir.
Arjantin’de 1976’da General Jorge Videla darbesiyle başlayan ve 1983’e kadar süren cunta dönemi, kuralsız ve koşulsuz neoliberalizmi dayattı ve Arjantin ekonomisini büyük ölçüde tahrip etti. 1983 sonrası da devam eden ancak cunta döneminde temelleri atılan politikalar, ülkenin tarımsal potansiyelini tahrip ettiği gibi, gereksiz borçlanma ve bu yolla dışarıya yüksek kaynak aktarımı ile ülkenin kamu maliyesi dengelerini alt üst etti.
Adeta çalışma kamplarına dönen uluslararası şirketlerin fabrikalarında, çok yoğun emek -istismarı- verimliliği ile başlayan dışarıya kaynak aktarma zinciri, yüksek faizden borç ödeme olarak finansal alanda da devam ettirildi ve ülke müthiş yer altı zenginlikleri, beşeri sermaye potansiyeli ve tarımsal üretim gücüne rağmen, yoksulluğun pençesinde kıvrandı.
1983-89 arasında da Cunta Dönemi ekonomi-politikaları devam etti; 1989 yılında başlayan Carlos Menem Dönemi ise neoliberal politikaları derinleştiren ve 2000 yılı başındaki krizi hazırlayan dönem oldu. Menem Dönemi Ekonomi Bakanı Domingo Cavallo, kamu açıklarını kapatmak için enflasyonu kontrol altına almak önceliğini seçmiş ve bunun için yerel parayı gereksiz değerli tutan Para Kurulu uygulamasına geçmiştir. Bu uygulama peso’yu değerli tutarak Arjantin’in dış ticaret açığını artırmış ve ithalata, aşırı borçlanmaya dayalı bir ekonominin önünü açmıştır. Tıpkı bizde 2001 krizi öncesi olduğu gibi...
Türkiye-Arjantin...
Esasında enflasyon hedeflemesi çerçevesi altında, Arjantin ve Türkiye gibi ülkelere dayatılan sömürgeci bir para politikasıdır Para Kurulu uygulamaları. Bu sistemde, yerel para gereksiz değerli tutularak ithalat ucuz, ihracat pahalı hale getiriliyor ve ülkeye kısa vadeli para girişleri özendiriliyordu. Tabii faizler de sürekli yüksekti. Kriz kaçınılmaz olunca da çok yüksek devalüasyonla ülkenin kaynakları bir gecede ucuzlatılıyor ve bu sefer ucuz emek ve ucuz tarım-sanayi ürünleri üzerinden dışarıya kaynak aktarımı başlıyordu.
İflas yalanının arka yüzü
2008 krizi öncesi Arjantin, çok önemli hamleler yaptı. Zor durumda olan emeklilik fonlarını devletleştirdi.
2005 yılında yapılan borç takası çok önemliydi. Yaklaşık 103 milyar dolarlık dış borcu Arjantin 41.8 milyar dolar değerindeki kağıtla takas etti. Çoğu bankalar, emeklilik kuruluşları ve Avrupalı bireysel yatırımcılardan oluşan alacaklılar paralarının yüzde 70’ine veda edip Arjantin’in borç takası önerisini kabul etti.
Şimdi gelelim Arjantin’in, iflas etti (mi) meselesine; Arjantin, ‘tercihli temerrüd’ tercihini kullanıyor ki bu aslında bir doğrudan temerrüde düşme ya da iflas değil, teknik bir itirazdır.
Arjantin’in bu itirazı ilk olarak 1994 tarihli sonra da 2005 yılının bonolarına dayanıyor. Bunları Arjantin 2005 ve 2010 yıllarında takas ederek düşük ödemeyi kabul ettirmişti. Bu bonolara sahip yatırımcıların yüzde doksanından fazlası bunu kabul ederken bir kaç hedge fon takas koşullarını kabul etmedi. İşte esasında Arjantin 2005 yılından beri bu koşulları kabul etmeyen hedge fonlara ödeme yapmıyor. Şimdi ABD Mahkemeleri, bu fonlara ödeme yapmadan, yeni borçları ödemeyeceğini kabul edince, Arjantin tercihli temerrüd durumuna düştü. Arjantin Devlet Başkanı Fernandez, leşçi akbabalara halkının parasını vermeyeceğini söyledi.
Hikaye, bazı ayrıntılar dışında, ne çok bize benziyor değil mi? İnşallah Türkiye’de bu aydan sonra neoliberal politikardan tamamen ayrılacak ve bunları uygulayan soyguncularla hesap-kitap masasına oturacak. 10 Ağustos’u bekliyoruz!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018