Cemil ERTEM
Türkiye’nin 24 Haziran’da attığı tarihi adım, hiç şüphesiz ki niteliksel bir değişimdir. Ancak şu sıralar ekonomi dahil olmak üzere, birçok alanda yapılan değerlendirmeler, muhalefet partileri sözcülerinin konuşmaları hatta ekonominin geleceği konusunda değerlendirme yapan piyasa analistlerinin yorumları, benim izlediğim kadarıyla, eski sistem sanki devam ediyormuş varsayımıyla yapılan değerlendirmeler şeklinde...
/* */
Örneğin, ekonomide kimlerin bakan olacağının bu kadar yoğun tartışılması çok anlaşılır değil. Çünkü bakanlık yeni sistemde mazruf değil zarf. O çok söylenen söz gibi; zarfa değil mazrufa bakınız; çünkü zarf kıymetini mazruftan alır. Burada mazruf, milletin demokratik seçimidir; yani başkanın milletten aldığı demokratik yürütme yetkisidir.
Bu anlamda yeni sistemde siyasi olan bakanlıklar değil, başkanın iradesi doğrultusunda şekillenecek yapılardır. Eski sistemde bakanlar, seçilmiş meclis üyelerinden oluşuyordu ve bürokratik güçlerini doğrudan kendi seçmenlerinden alıyorlardı. Şimdi böyle bir şey yok. Bakanlıklar, doğrudan siyasi iradenin (Başkanlığın) siyasi hedefleri doğrultusunda hareket ederler, dolayısıyla amaç olarak buraya bağlıdırlar; ancak, kendi icra alanları için bu amaç uygunluğunda araçlar geliştirmek konusunda bir “bağımsızlıkları” vardır. Dolayısıyla, yeni sistemde, bakanlar atanmış bürokratlardır.
Hedef nedir?
O halde, bu örnekte de görüldüğü gibi, önümüzdeki günlerde belirlenecek yeni yönetim yapısındaki isimler, siyasi olarak değil de, belki magazinsel bir merak konusu olabilir diye düşünüyorum. Burada üzerinde durmamız gereken husus, başkanlığın önümüzdeki beş yıl için, temel meselelerde, Türkiye’yi nereye götürmek istediği, buradaki siyasi ve ekonomik hedefidir ki bu da çok açıktır. Hele ilk seçilmiş başkan olarak Erdoğan için çok açıktır. Türkiye’nin bölgesel bir güç olmayı aşarak küresel bir güç olma potansiyelini yakalaması, bu anlamda ekonomik olarak 2023 hedefleri esastır. Bizim hep söylediğimiz bir şey vardı; 2023 hedefleri niceliksel değil, niteliksel hedeflerdir. Şu an dünyadaki büyük değişim -altüst oluş- dalgasını yakalamak ve gelişmiş ülkeleri temel kalkınmışlık alanlarında geride bırakmak yakın hedefimizdir.
Bunun için ekonomide yapılacaklar bellidir ve uzun süredir vurguladığımız gibi, Türkiye’nin bu anlamda bir ekonomi-politikası belirsizliği yoktur. Ekonomiyle ilgili kurumlarımızın bu hedef doğrultusundaki stratejileri bellidir. Ancak gelişen şartlara, bölgemizdeki ve dünyadaki ekonomik gelişmelere bağlı olarak, yeni politikalar da devreye girebilir. Bu konuda başkanlık bünyesindeki kurullar ve diğer yapılanmalar, orta ve uzun vadeli politika setlerini oluşturmak üzere yapılandırılıyor.
Dünya ekonomisi...
Dünya ekonomisinin dinamiklerini, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra tesis edilen sistem artık karşılayamıyor. Yeni bir para, finans ve ticari sisteme çok hızlı olarak ihtiyaç var. Bugün önümüzde, 2008’den daha derin bir krizin habercisi gibi duran ticaret savaşları, ABD Başkanı’nın huysuzluğu falan değildir.
Bu, eski sistemin artık bittiğinin en somut anlatımı olarak karşımızdadır.
ABD parası dolar bazlı ticaret ve dolaşım sistemi bitiyor; bunun yanı sıra gelişmiş ülkeler, gelişmişliklerinin temel kaynaklarından biri olan teknoloji rantını artık kullanamıyorlar. Yeni sanayi devriminin ana odağı teknolojinin yatay olarak genişlemesi ve kârlılığın da temeli, dikey büyüme değil, yatay ve paylaşım odaklı büyüme dinamiği...
Bu temel değişim, yalnız üretim ölçeklerini ve dinamiklerini değil, finansın temelini de para sistemlerinden başlamak üzere değiştiriyor. Yaygın ağ teknolojilerinden temellenen digital ticaret entegrasyonları ve para sistemleri, geleneksel ölçek ekonomileriyle büyüyen yapıları yerle bir ediyor.
Yeni krizin temellendiği yer burası olacaktır. Bu anlamda yalnız Türkiye’de değil, bütün dünyada, eski ölçekler üzerinden, esnek olmayan üretim ve hizmet yapıları kuranlar, önümüzdeki yakın zamanda zorluklar yaşayacaklardır.
Başta Avrupa olmak üzere, dünyanın gelişmiş ülkeleri bu zorlukları, mikro (şirketler ve hane halkları) ve makro bazda (işsizlik, kamu ve genel borçluluk, büyüme sürdürülebilirliği) aşma kapasitesine artık sahip değiller. Yaşlanan nüfus nedeniyle talep bileşenleri zayıf ve yüksek teknoloji yanlısı değil.
Ayrıca bu ülkeler, en önemlisi olarak, teknoloji rantı ayrıcalıklarını yitirdiler. Oysa Türkiye, bu başkanlık sistemi öncesi de uzun bir süredir hem mikro hem de makro bazda bu yeni dönemin altyapı yatırımlarını yaptı. Şimdi de bu yatırımları daha etkinlikte ve daha yüksek verimlilikte devam ettirecek başkanlık sistemine adımını attı. Türkiye’nin dinamik nüfus yapısı da yüksek ve yaygın teknolojiyi talep ediyor; bu anlamda Türkiye, gelişmiş ülkelerin yakın zamanda yaşayacağı zorlukları yaşamayacak. Yani bize kriz, tıpkı 2009’da olduğu gibi, teğet geçecek.
Devrim gibi adımlar!
Çünkü yeni başkanlık sistemi, dışa tam açık, rekabetçi dinamik ve dış yatırımları, her düzeyde, çekecek siyasi ve ekonomik ortamı hızlı bir şekilde oluşturacak/oluşturmaya da başladık.
Örneğin, geçen sene ve bu sene atılan adımlar içinde en önemlileri olan Kredi Garanti Fonu Sistemi ve Alacak Sigorta Sistemi bile bütün finans ve ticari sistemimizi en baştan düzenleyen finans ve ticaret devrimleridir. Çok yakında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumumuz, (BDDK) KOBİ’lerimizi ölçecek derecelendirme kuruluşlarının nasıl çalışacağına dair yönetmeliği yayımlayacak ve bu, alacak sigorta sistemiyle buluştuğunda, işletmelerimizin krediye ulaşması kolaylaşacak ve bankalarınız kaynaklarını daha doğru yerlere plase edecekler. Yalnız bu adımlar bile bir devrim değildir de nedir?
Bu anlamda yol haritası bellidir; yatırımlar durmayacak ve ekonominin çarkları, kapsayıcı bir büyüme perspektifinde, enflasyon ve cari açık gibi yapısal sorunları da köklü bir şekilde çözerek, dönmeye devam edecektir.
Bu çerçevede, 2018 birinci çeyrekte yakaladığımız büyümenin ikinci çeyrekte de yüzde 5-6 bandında devam edeceğini öngörüyorum. Finans sistemimiz için ve şirketler bazında çevrilemeyecek bir borçluluk düzeyi ya da hatırı sayılır bir açık pozisyon yoktur ve olanlar da kontrol altındadır. Zaten kamu için bundan bahsetmeye bile gerek yok...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018