Cengiz AKTAR
Kavramlar, kurumlar, gelenek görenekler, yol yordamlar istisnasız her şey anlamsızlaşmadı mı?
Duyduğumuz, gördüğümüz, okuduğumuz her şey gerçekdışılık algısı yaratmıyor mu?
Daha düz soracak olursak, devasa bir açıkhava tımarhanesinde her konuda sabahtan akşama deli saçmalarına maruz kaldığımız hissi ne kadar da yaygın değil mi?
Türkiye, belki Venezuela dışında dünyanın geri kalanıyla hemen her konuda çatışarak hayatını sürdürmeye çalışan bir ülke görünümü vermiyor mu?
Yatıp kalktıklarımızla başlayalım.
Dolar, avro, döviz ve genelde ekonomi, kabul görmüş ortodoks veya heterodoks, neoklasik, Keynesçi veya Çin tipi planlı ekonominin hiçbir kural, teori ve denkleminden haberdar olmayan bir karar verici güruhun idaresinde uçurumun içinde yuvarlanıyor.
Gidişata anlam vermeye çalışmanın bir faydası olmadığını ekonomistler itiraf ediyor. Eldeki veriler gayrişeffaf, karar alma mekanizmaları hakeza. Rejimden beslenen sermaye bir yandan “devletin malı deniz yemeyen domuz” şiarıyla zenginliğine zenginlik katarken ve rejimin açıkladığı dandik plana övgüler düzerken diğer yandan mal güvenliği endişesiyle parasını yurtdışına kaçırıyor.
AB ve diğer uluslararası normlarda “piyasa ekonomisi” olarak adlandırılmak için yıllarca çabalamış Türk kapitalizmi de mal ve sermaye güvenliğinin tehlikeye girmesiyle anlam kaybına uğramış durumda.
Gayrişeffaflık, denetimsizlik, hesapvermezlik, sorumsuzluk ve cezasızlık ekonomik anlam kaybının değirmenine devamlı su taşımakta.
Hazine’nin, Merkez Bankası’nın ve diğer düzenleyici kurumların düzenleyici olmaktan çok rejimin emrinde düzen bozucu kurumlar olarak anlamsızlaştığını görüyoruz.
Çalışma hayatı standartlarının çoktandır herhangi bir anlamı kalmamıştı. Çalışma güvenliği, sendikal haklar, çocuk işçiliği sorunlarında kabul görmüş uluslararası kuralların artık hiçbir bir anlamı yok.
İşi Allah’a yani maneviyata bırakılmış bir ekonomide maddiyatın anlamı kalır mı?
Peki, yatıp kalktıkları dinin bir anlamı kaldı mı?
Siyasî İslâm hiçbir yeni siyasî söylem üretemediği gibi İttihatçı siyasî kültür ile güdük Selefî İslâm tarafından şekillendirildi ve nefesi tükendi. Din yorumu ve mütedeyyinler bu sapkınlıktan ziyadesiyle paylarını aldılar. Erdoğancı İslâm her türlü ahlâksızlığın dinen meşrulaştırıldığı bir anlamsızlık bataklığına dönüştü.
Siyaset kurumuna bakalım. AKP dâhil partiler külliyen anlamsızlaştı. Bunda iktidarın tek elde toplanması ile muhalefetin ataleti ve siyasetsizliği kadar yasama erkinin işlevsizleştirilmesi de etkili.
600 vekil el kaldırıp el indiriyor ve maaşlarını alıyor, o kadar. Daha genel düzlemde siyaset alanı, ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı mevzuat ve son derece geniş terör tanımı sayesinde tamamen daralmış ve anlamsızlaşmış durumda.
Klasik erklerin ayrılığı ortadan kalktığı gibi erkler içleri boşaltılarak anlamsızlaştırıldılar. Yasamayı gördük; yargı hukukdışılık temelinde yükselen, pek iddialı olsa da normdışı bir anlamsızlık manzumesi olarak tecelli ediyor. Memleketin ikili veya çoktaraflı anlaşmazlık çözümlerinde diğer hukuk sistemleriyle nasıl ters düştüğünü hatırlayalım, yeter.
Çevre, doğa ve tüm canlıların asgarî koruma standartlarının hiçbir geçerliliği ve dolayısıyla anlamı yok. Bir iki istisna dışında -ki onlar da geçici, çevre davalarında çıkan lehte kararların uygulandığı vaki değil. Sonuçta bu coğrafyanın ve dolayısıyla komşu coğrafyaların çevresi, doğası ve tüm canlılarının, mal ve kullanım değeri dışında bir anlamları yok.
Buna mukabil yapılan istisnasız tüm altyapı inşaatı ve enerji üretim birimleri, dünyanın ve memleketin verili koşulları bağlamında yanlış, lüzumsuz, zararlı ve dolayısıyla anlamsız. Güncel örnek Hasankeyf’te 60 yıllık ömrüne 12.000 yıllık tarih kurban edilen, yöre insanını toki betonlarına mahkûm eden ve Basra Körfezine dökülene kadar ırmaklardan yararlanan komşuları ilelebet mağdur edecek olan Ilısu hidroelektrik barajı!
Haber alma özgürlüğü yüzde doksanlar mertebesinde rejimce kontrol edilen medya, sansür, otosansür, sosyal medya çöplüğü, Aktrol gezegeni ve yaygın yalan haber sonucunda tamamen anlamsızlaşmış durumda. Zaten kimsenin pek bir şey okuduğu, dinlediği yok.
Akademi ayakta kalmaya çalışsa da rejimin YÖK vasıtasıyla uyguladığı sıkı kontrol, müspet bilim düşmanı politikası ve totaliter ortamda sosyal bilimin işlev ve faydasının tamamen yok olması dolayısıyla verimsiz ve anlamsız bir kurum hâline geldi. KHK’lar ve cadıavı sonucunda büyük kan kaybına uğradı. Akademinin temsil ettiği özgür düşünce ve bilim anlamsızlaştıkça cehalet ve ümmilik anlamlı oldu.
Dış politika ne içeride ne dışarıda herhangi bir anlam ifade etmiyor epeydir. İşin ehli hariciyeciler işlevsizleştirildikçe, buna mukabil kararlar çapsız bir danışman heyeti tarafından alındıkça geriye, her önüne gelene ayar vermekten ve boş tehdit savurmaktan başka bir işe yaramayan anlamsız bir diplomasi kaldı.
Askeriyenin durumu daha parlak değil. TSK, başta NATO olmak üzere ve yeni müttefik Rusya dâhil olmak üzere kimsenin akıl erdiremediği bir anlam kaybına maruz. Göbekten bağlı olduğu ve net müşterisi olduğu Batı güvenlik sistemiyle senelerdir ters düşmenin bir anlamı olabilir mi hiç?
Bir toplumu toplum yapan âdetler, akideler ve kabullerin uğradığı anlam kaybı da muazzam. Kedi, köpek, kadın, çocuk önüne gelen herhangi bir canlının iğfal edilmesi, öldürülmesi karşısında olumsuz hiçbir şey hissetmeyen dev bir kara kalabalık yaşıyor Türkiye’de. Vicdan, haysiyet, mahcubiyet, saygı, günah, ayıp, özür gibi temel kabullerin anlamlarını yitirdikleri bir memleket burası…
Anlamsızlaşma öyle bir raddede ki insan “Türkiye’nin bir anlamı kaldı mı” diye sormadan edemiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020