Fehim TAŞTEKİN
Sosyalizm, pan-Arabizm, pan-Afrikanizm, pan-İslamizm, hatta Kemalizm aynasında yansımalar bulan bağımsızlıkçı kuşak, onlarca yıl içinde yeni Cezayir’i kendi iç kavgalarına heba etti. Radikal İslamcı kasırga da bu başarısızlığın neticelerinden biri.
Cezayir gibi cehennemden geçmiş ülkelerde bir lider istikrarı sağlamış ve az çok ülkeye itibarını iade etmişse katır yükü kadar siyasi kredi toplar. Onlarca yıl yetecek kadar. Bu istikrarda sunağa düşen genelde özgürlükler ve hayallerdir.
2011’de Arap ülkeleri ‘devrim’ dalgasıyla sallanırken Cezayir sessizce izledi. Çünkü türbülans sırasını 1991’den itibaren, ‘Kapkara 10 Yıl’ içinde savmıştı. Aralık 1991’de İslami Selamet Cephesi’nin (FIS) seçimde önde gelmesi üzerine Fransa’nın da iteklemesiyle ordu duruma el koyup seçimin ikinci turunu iptal etmiş, böylece İslamcılara iktidar yolunu kapatırken cehennemin kapılarını da açmıştı. FIS yasaklanmış, büyük bir şiddet dalgasıyla siyasal İslâm projesi çökertilmişti.
Darbe Afgan cephesinden deneyimli cihatçıların önünü daha da açtı. Silahlı İslâmî Grup (GIA) münafık ve kâfir olarak nitelendirdiği bütün Cezayirlilere karşı acımasız bir savaş yürüttü. Katletme, kaçırma, infaz, işkence ve tecavüz ile kendini gösteren devlet terörü ve İslamcı terör birbirini büyüterek ülkeye ağır bir bilanço bıraktı: 100 bini aşkın ölü, 7 bin kayıp, 1 milyon göç, 20 milyar dolar maddi kayıp. Cezayir’deki savaş, Sufi geleneğinin güçlü olduğu Mali gibi komşu ülkelerde de cihatçı yayılmasına neden oldu.
***
1999’daki seçimlerde askeri kanadın da desteklediği Abdelaziz Buteflika yüzde 73.5 oyla devlet başkanı seçilmiş ve iç barışı temin için ulusal uzlaşma programını uygulamaya koymuştu. Sivil Uyum Yasası’yla birkaç yılda çatışma potansiyeli eritildi; suça bulaşmamış olan silahlı asiler affedildi, suça bulaşanlar az ceza aldı. Yaklaşık 15 bin silahlı militan bu şekilde sivil hayata döndürüldü. Beri taraftan devlet adına suç işleyenlere dokunulmadı; sistemin suç mekanizmalarıyla yüzleşilmedi. Buteflika, FIS’in parçaları elimine edilirken ‘ılımlı’ İslamcı kesimleri sistem içinde tutabilmek için de ‘mütedeyyin’ Abdelaziz Belhadim’i önce dışişleri ardından başbakanlık koltuğuna oturttu. Hakkını teslim etmeli; ulusal uzlaşı içeride ve dışarıda rahatlama sağladı. Altyapı, konut, üniversite projeleri, elektrik ve doğalgaz ağının genişletilmesi gibi halkı memnun eden atılımlar iktidarın gurur tablosu oldu.
Dış politikada ülke tecritten çıkarıldı. Cezayir, ABD ve AB’nin Sahra Altı’ndaki ‘terörle mücadele’ politikasının en önemli ortağı haline geldi. Bu şekilde Cezayir, Trans-Sahra Terörle Mücadele Ortaklığı ve NATO Akdeniz Diyaloğu’na katıldı. Zor dönemde Afrika Birliği’nde Fas ve Libya’ya kaptırdığı ağırlığını yeniden kazandı. 2013’te iç savaş, terör ve yasadışı göç ile mücadele konusunda Nuvakşot Süreci’ne öncülük etti.
Cezayir acı ve yıllardan çıkardığı dersle Arap Baharı sürecinde dış müdahale ve içişlerine karışmayı reddeden bir politika izledi. NATO’nun Libya’ya müdahalesini, Suriye’de vekâlet savaşını ve Yemen’e askeri müdahaleyi reddetti. Bunun ötesine geçip Tunus, Libya ve Mali’de çatışan ya da rakip güçler arasında uzlaşı için arabuluculuk yaptı. 2013’te Tunus’ta Nida Tunus ile El Nahda arasındaki uzlaşma Cezayirliler sayesinde oldu. Sütten ağzı yanmış Cezayirliler ‘Yeni Osmanlılar’ gibi makûliyetini kaybetmedi. Buteflika’nın bagajındaki siyasi kredilerden kastımız bunlar.
***
Büyük felaketlerin ardından gelen bu tür siyasal programların en temel sorunu istikrarı sağlayan dönemsel önlemleri sistemin merkezinde bırakmaları; istikrar sonrası dönemi kurgulamamaları; halkın sunduğu güvene yaslanıp siyasal, ekonomik ve toplumsal dönüşüm hedeflerinden uzaklaşmaları; kısa sürede yolsuzluk, hukuksuzluk ve kayırmacılık sarmalına kapılmaları; iktidara yapışıp kendileriyle birlikte ülkeyi de mezara çekmeleri. Bir noktadan sonra temel hak ve özgürlükler adına sesini çıkartan ‘Dış güçlerin maşası’, ‘Siyonist’, ‘Hain’ ya da ‘FIS paravanı’ oluveriyor. İtibarsızlaştırmayı tehditler ve gözaltılar izliyor.
Buteflika’nın ilk sekiz yılda Cezayir için yaptıkları iki dönem sınırını kaldırıp üçüncü kez başkan seçilmesine imkân verdi. Halkın nezdinde kara günlerden kurtulmanın hatırı büyüktü. Fakat Buteflika 2013’te felç geçirip tekerlekli sandalyeye mahkum olmasından bir yıl sonra dördüncü kez seçime girmek istediğinde “Artık yeter” diyenlerin sesi sokakta duyuldu. Buna itiraz eden sosyal itirazın adı ‘Berakat’ idi. (Berakat, Cezayir Arapçasında ‘yeter’ demek.)
Buteflika 6 yıldır nadiren halkın huzurunda. Halk açılışlarda, törenlerde başkanı değil onun çerçevelenmiş fotoğrafını görüyor. Bir ayağı Cezayir’de, bir ayağı tedavi gördüğü İsviçre’de. Yaygın kanaate göre ülkeyi gerçekte kardeşi Said yönetiyor.
Ortalıkta görünmeyen, 82’sini devirmiş, biyolojik limitlerini tüketmiş bir liderin adaylık ısrarı halkta aşağılanma hissi yarattı. Sokaktaki insana “Çerçeveden bıktık”, “Sen ve çeten, artık defol” dedirten bu.
Yolsuzluk, hukuksuzluk, gayrı şeffaflık, kayırmacılık ve zorbalık alternatif olma iddiasıyla büyük umutlar yaratmış post-kolonyal rejimlerin ortak karakteri. Buna ilaveten 2014’ten itibaren petrol gelirlerindeki düşüşe bağlı olarak yatırımlardaki daralma, bütçe açığının gayri safi milli hasılanın yüzde 9.2’sine tekabül edecek kadar büyümesi, döviz rezervlerinin 5 yılda 194 milyar dolardan 96 milyar dolara gerilemesi, büyüme oranının yüzde 2.3’e düşmesi, işsizlik ve enflasyondaki artışın oluşturduğu karamsar tablo karşısında Buteflika’nın ‘istikrar efsanesi’ artık sökmüyor.
Birkaç kez tutuklanan Berakat hareketinin öncüsü Emira Buravi, geçen yıl verdiği bir röportajda, halktaki hissiyatı yansıtıyordu:
“2008’de anayasanın ırzına geçmesine karşı savaştım, 2014’te dördüncü dönem yarışmasına karşı savaştım, 2019’da beşinci döneme karşı savaşacağım. Her şeye rağmen beşinci dönem olursa Cezayir’i terk edeceğim. Halk böyle bir aşağılamayı kabul ederse, yeri bir halka ve ülkeye ihtiyacın var demektir. Bir daha asla Cezayir üzerine konuşmam. Bu da benim sözümdür.”
Buravi’ye göre “FIS dini tekeline almaya kalkıştı, iktidardaki Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLN) ise ulusal tarihi. Din de tarihte kimsenin tekelinde olamaz.”
Yeni itirazın iki hassas noktası böylece şekilleniyor: Birincisi Cezayir siyasal İslamcıların yolunu gözlemiyor, ikincisi FLN kadrolarının iktidarı kendilerine ezeli ve ebedi kılmasını istemiyor.
İş öyle bir noktaya geldi ki FLN’den bazı etkili isimler de sokağa destek çıkmaya başladı. Hatta Genelkurmay Başkanı Ahmet Gayid Salih halkla birlikte ortak geleceğe baktıkları açıklamasıyla suları biraz köpürttü.
Gaza gelmeye mahal yok ama sanki bağımsızlık savaşı ve sonrasında Cezayir için “Devrimin Kudüs’ü” dedirttiren günlerden ilham çalanlar var. O vakit Cezayir enternasyonalistleri, anarşistleri, Troçkistleri, Güney Yarımküre’de zorba rejimlerden kaçan asileri ve Filistinlileri arı kovanı gibi kendine çekmişti. Kimi diplomatlar Cezayir’den ‘Üçüncü Dünya Projesi’ diye bahsediyordu. Cezayir daha bağımsızlığına kavuşmadan Bağlantısızlar Hareketi’nin temelinin atıldığı Bandung ve Belgrad konferanslarında tetikleyici faktör olarak yerini almıştı. 1963’te Afrika Birliği’nin kurulmasında da önce Cezayir’di.
Netice? Sosyalizm, pan-Arabizm, pan-Afrikanizm, pan-İslamizm, hatta Kemalizm aynasında yansımalar bulan bağımsızlıkçı kuşak, onlarca yıl içinde yeni Cezayir’i kendi iç kavgalarına heba etti. Radikal İslamcı kasırga da bu başarısızlığın neticelerinden biri.
***
1990’larda üzerlerinden silindirin geçtiği İslamcılar bugün sokaktaki itirazdan kendi namlarına bir çıkış bekliyor. Uzlaşma çalışmalarının gerçek anlamda ortak yaşam kültürüne ne kattığını yeni süreç daha iyi gösterecek. Ama İslamcı paradigmanın kolay kolay değişmediği de ortada. Siyasal İslam projesi Cezayir’e pahalıya mal oldu. Rejimin otoriter karakterini korumanın da bahanesi yapıldı. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da İslamcılık yükseliş ivmesindeyken Cezayir deneyimi önemli ipuçları vermişti. Siyasal İslamcılar buradan ders çıkarmadı. Cezayir’de FIS, 1990’da yerel seçimleri kazandığında Afganistan’dan dönen gazilerin baskısıyla alkol satan dükkânları ve kumar oynatan kahveleri kapatmış; özgürlükçü Bedevi gençlerin rock, funk, soul ve reggae ile harmanladığı raî müziğini yasaklamış; kadın çalışanlara örtünme zorunluluğu getirmişti. İslamcı belediyecilik yine de silahlı mücahit kanadı kesmedi. Onlar ‘Cihada devam’ dedi. FIS belediyelerdeki kısa siciliyle Aralık 1991’de genel seçimlerin ilk turunda birinci çıkınca ‘laik düzeni’ tetiklemiş oldu. Darbe sonrası kanlı süreç konuşulur ama evveliyatı es geçilir. Böyle olduğu için de tarih Mısır’da, Suriye’de, Libya’da tekerrür eder. Bakalım bu kez Buteflika sonrası için Cezayir’in yanıtı ne olacak?
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025