Hakan AKSAY
Doğan Grubu, “amiral gemisi” Hürriyet de dâhil gazetecilik sektöründeki tüm varlığını elden çıkardı.
Türkiye medyası başkanlık seçimlerine hazırlanıyor.
Hazırlanıyor da... Bütün mesele, “zaten artık korkudan pek başlarını çıkaramıyorlar ama yine de sonuna kadar güvenilmezler” türü medyanın, “gazetecilik konusunda pek ilgisi ve iddiası olmayan” ancak “sadakatine güvenilir” yeni sahiplere teslim edilmesinden ibaret mi?
“Üzdük mü seni patron” duygusallığının gözyaşlarını sildiği anda medyada yapabileceği şeyi artık biliyoruz: Öyle ya da böyle etkisi olan gazeteleri iyice etkisiz hale getirmek. (Bakınız, Milliyet veVatan.).
E o zaman Hürriyet’ten Kanal D’ye kadar bir sürü yayın, bugünkü etkisini ve popülerliğini kaybedecek, iktidara sadık, “tümüyle tehlikesiz”, ancak eskisinden daha zayıf olacaklar ve hedefe ulaşılmış olacak, öyle mi?
Kimine göre öyle.
* * *
Valla bana kalırsa çok cılız bir hedef bu.
İktidarın çok daha iddialı olmasını beklerim.
Amaç, mesela, gazete okumayan ülkemizin (81 milyonluk nüfusumuz varken ulusal gazetelerin toplam tirajı 3 milyon 200 bin civarında) en çok okunan gazetesi sayılan (şu anki tirajı 320 bin kadar) Hürriyet’i “dünyanın en çok satan gazetelerinden biri yapmak” olmalı.
Japonlar 10 milyonun üzerinde tiraja sahip gazeteler çıkarırken biz bunu neden yapamayalım!
Artık dünya çapında gücümüz ve iddialarımız var ya!
Üstelik bu dediğim, benim işkembeden attığım bir şey de değil; yıllar önce Reis söylemişti.
Daha 2007 yılında “Gazeteler niye 15-20 milyon satmıyor?” diye sormuştu.
Unuttuk mu?
Haaaaaayıııır...
* * *
Diyeceksiniz ki, o yıllardan bugüne köprülerin altından çok sular aktı, “havuz” genişledi de genişledi, ama bırak bu hedefe ulaşmayı, okur sayısında düşme bile oldu.
Ben de size “vizyonsuzsunuz kardeşim” derim.
Bugün Türkiye’nin geldiği aşama, her şeye yeni baştan bakmayı gerektiriyor. Bırakın artık eski kalıpları! Metal yorgunluğu da bitti zaten. Birkaç adım sonra başkanlık sistemiyle uçmaya hazırlanıyoruz. Siz hâlâ mırmır yapıyorsunuz.
Yapılacak olan Hürriyet’e biraz çekidüzen vermek...
Ondan sonra ilgili torba yasalarla OHAL’in ve TBMM gece oturumlarının da yardımıyla...
“Her haneye bir Hürriyet!” sloganını ortaya atarak herkese benimsetmek!
Memleketimizde 20 milyonu aşkın hane var. Alın size bir o kadar tiraj!
* * *
Yani Hürriyet’i almak zorunlu olacak!
Vergi vermem diyebiliyor musun?
Eh işte, “Hürriyet’i almam” da diyemeyeceksin.
Diyenler “teröristlerle işbirliği” maddesinden yargılanacak.
Bakın tiraj nasıl 20 milyonu aşar.
Japonlar, Almanlar, Amerikalılar da bu işe şaşar!..
* * *
Olmaz mı?
Olur.
Bakın bunu da işkembeden sallamıyorum.
Hayatımın bir dönemini geçirdiğim Sovyetler Birliği’ndeki deneyime, Pravda gazetesine dayanıyorum.
Pravda 10-12 milyon tirajla çıkardı.
Bir de “Pravda havuzu” vardı: Pravda’nın (Komünist Parti’nin gazetesi) yanı sıra Komsomolskaya Pravda (komünist gençlik örgütü Komsomol’un gazetesi), Trud (sendikaların gazetesi), İzvestiya (Sovyet parlamentosunun gazetesi), Krasnaya Zvezda(Kızıl Ordu’nun gazetesi) falan derken bir sürü “havuz gazetesi”vardı.
Ortalama bir Sovyet ailesinin evine 5 gazete girerdi.
“Ben gazete almam” diyenleri parti ve örgütlerde, işyerlerinde, okullarda, sosyal hizmetlerde, hatta bir dizi malın ve mülkün alımında sürüyle tatsızlık ve yaptırım bekliyordu.
Sonuçta hemen herkesin “ikna edilebilme” gibi bir yeteneği vardı.
Yeter ki ikna ediciler kararlı davransındı...
* * *
Öteki gazeteler ikinci plandaydı. Onlar bildikleri birçok şeyi yazmak için Pravda’yı beklerler, sonra ondan saygıyla alıntı yaparak kullanırlardı.
Pravda’nın (gerçek anlamına gelen) adı bile kutsaldı; örneğin, gençlik gazetesi Komsomol (skaya) Pravda, Leningrad kent gazetesi Leningrad(skaya) Pravda, Kalmıkya Cumhuriyeti gazetesi Kamlık(skaya) Pravda adıyla çıkarılırdı.
Siyaset, ekonomi, kültür, edebiyat, bilim, eğitim, spor ve diğer konularında, “tek doğru” sayılan değerlendirmeler, “partinin çizgisini yansıtan” ideolojik yorumlar ve makaleler Pravda’da yayımlanırdı.
Pravda, bozgunculuğu ezmenin temel yöntemlerinden biriydi. Gazete yazarları, her zaman lideri destekler, ona karşı çıkanları eleştirir, hedef gösterir veya ihbar ederdi. Pravda’nın gazabına uğrayan bir daha kolay kolay iflah olmazdı.
Sovyetler’de parti lideri her şeye karar verirdi: Füzelerin menzilinin ne kadar olacağına, tiyatrolarda hangi oyunların sergileneceğine ve Pravda’nın birinci sayfasında nelerin yayımlanacağına.
Ne güzel, değil mi?..
* * *
Sovyet döneminde sevilen bir siyasi fıkra vardı:
Büyük İskender, Cengizhan ve Napolyon Kızıl Meydan’da askerî tören izlerken tartışıyorlarmış. Büyük İskender “Böyle tanklarım olsaydı dünyayı ele geçirirdim” demiş. Cengizhan “Böyle füzelerim olsaydı, dünya benim olurdu” diye karşı çıkmış. Napolyon ise şöyle demiş: “Pravda gibi bir gazetem olsaydı, Waterloo Muharebesi’ni kaybettiğimi kimse öğrenemezdi”…
Pravda farklı zamanlarda Lenin’in, Stalin’in, Hruşçev’in, Brejnev’in, Andropov'un, Çernenko'nun ve Gorbaçov'un elindeki en önemli siyasi araçlardan biriydi.
Devrim, iç savaş, savaşlar, işgaller, siyasi sürgünler, katliamlar, facialar, reformlar, her şey Pravda’da Sovyetler Birliği Komünist Partisi yönetiminin isteğine uygun tarzda yansıtılıyordu.
Mesela, ülkede Çernobil felâketi yaşandığı sırada Pravda'da güllük gülistanlık haberler veriliyordu.
Huzur veren bir gazeteydi Pravda.
Benim Sovyetler'deki ilk dönemimde Pravda'nın her sayfası Brejnev'in fotoğrafları ile doluydu: Konuşma yaparken, temel atarken, ödül dağıtırken, kitap okurken, çocukları severken...
Brejnev bir yerden bir yere giderken aniden arabasını durdurur halkla “kucaklaşmak” isterdi. Oracıkta bitiveren insanlar ulu öndere şükran duygularını dile getirir, duygulanır, hatta ağlarlardı.
Halk liderini seviyordu. İnsanlar mutluydu.
Ah, Pravda, ahh!
* * *
Ah, Hürriyet, ahh!
Neden 20 milyonluk tirajı ve “kontrollü” içeriğiyle Pravda’nın on yıllara dayanan deneyimini başarıyla hayata geçirmesin?
Bunu ancak Hürriyet yapar, diğerleri değil.
Zaten Hürriyet’in gerçek anlamda “lider gazete” olması, zaman zaman bu role sulanıp da bir türlü kendi aralarında üstünlük sağlayamayan Sabah, Star, Yeni Şafak, Yeni Akit, Takvim, Akşam, Güneş, Türkiye, Milat gibi öteki gazetelere de örnek teşkil eder.
Hatta zamanla onların isimlerinin “Sabah Hürriyeti”, “Akşam Hürriyeti”, “Star Hürriyeti”, “Takvim Hürriyeti” olarak değiştirilmesi uygun olur.
Gerçek “amiral gemisi”nin Hürriyet olduğundan kimse kuşku duymaz.
Hürriyet günümüzün Pravda’sı olur.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025
20.02.2025