Kerem ALTAN
Bir benzerini daha bulmanın mümkün olmadığı fakat isminin cazibesine karşı konulamayan “barış süreci”ndeki en tehlikeli kavşaklardan birine girdik.
Lice’den ölüm sesleri, intikam çığlıkları geliyor…
Apar topar İmralı’ya giden HDP heyetinin açıklaması şimdilik tansiyonu biraz olsun düşürecek gibi görünse de bela, barış sürecinin en başından beri “geliyorum” diye bağırıyordu.
Başbakan duymak, yandaşları anlamak istemedi.
“Bakın, böyle giderse bir gün işler sarpa sarar” diye uyarılar yapanlara vatan haini dediler.
“Demokrasi olmadan, barış olmaz” diyenleri linç ettiler.
Geldiğimiz nokta ise gördüğünüz gibi…
Ülkenin batısında tarihin en çalkantılı ve ölüm dolu dönemlerinden biri yaşanırken, bu kaosun ve zorbalığın bir numaralı sorumlusunun, en başa kendi istikbalini koyduğu bir macerada böyle giderse daha birçok belaya rastlayacağımızı unutmayın.
Lice’de yaşananlar, Kadir İnanır’lara, Orhan Gencebay’lara emanet edilen bol Yeşilçam soslu süreçte korkarım filmin sonunda dökülmesi muhtemel gözyaşlarının bir fragmanı sadece.
Gazetelere bakıyorsunuz, umudunuz daha da azalıyor.
Bari muhalif medya barışın elinden tutsa diyorsunuz, gördükleriniz okuma yazma bildiğinize pişman ediyor.
CHP, önüne çıkan demokrasi fırsatını değerlendirmekten aciz.
Boğazına kadar yolsuzluğa batmış, ellerini her gün bir başka gencin kanıyla yıkayan bir iktidara karşı Kürtlere uzatacağı zeytin dalının, demokrasi isyanına katacağı gücü göremiyor. Görse bile uzatamıyor.
CHP’nin yapamadığını Geziciler de yapamıyor. Gezi’de savunduğu değerleri, söz konusu Kürtler olduğu zaman unutmuş gibi yapıyor.
Hem kendi için, hem başkası için isteyemiyor. Sadece kendisi için istemeyi becerebiliyor.
Demokrasi mi? Sadece benim için…
İnsan hakları mı? Hepsini bir tek bana ver…
Hukuk mu? Özellikle bana lazım…
Devlet şiddeti mi? Bana dokunmayan yılan bin yaşasın…
Gezi’den beri ömründe olmadığı kadar demokrat, adil ve dürüst görünmeye başlayanlar ne yazık ki iyi bir sınav veremiyor.
Kürtlerin yanında yer almayıp tek dertlerinin sadece kendi özgürlükleri olduğunu belli ediyorlar.
Haliyle de nefret ettikleri Erdoğan’ın saltanatına hizmet edip duruyorlar.
Bu bencilliğin AKP bencilliğinden ne farkı var?
Özgürlüğü sadece kendisi için isteyen AKP yönetimiyle böylesine benzeşerek mi bir diktatörlüğe karşı çıkacaksınız?
Bu ülkede kimsenin tek başına özgür olamayacağını, kimsenin tek başına insan haklarına sahip çıkmayacağına, kimsenin tek başına hukuku güvenilir kılamayacağını anlamak çok mu zor?
Ezilenlerin bu bölünmüşlüğünün, bu bencilliğinin sadece ezenlere yaradığını kavramak için daha ne kadar insanın ölmesi gerekiyor?
Oysa, şu sıralar barış sürecinde istemediğimiz olaylar yaşanmasına rağmen hem daha kalıcı bir barış yaratmanın, hem de bunu baş rolünde bir diktatörün bulunmadığı bir hikaye yazarak başarmanın kıyısındayız.
Tek yapmamız gereken kendimiz için istediğimizi başkası için de istemek.
Bu kadar saf, bu kadar basit.
Alışkın olmadığımız bir yaklaşım ama bunu başarabilirsek hem barışa hem demokrasiye kavuşuruz.
Yapmazsak da bugün Erdoğan’ın, yarın ise bambaşka bir diktatörün zorbalıklarıyla uğraşıp dururuz.
Ya bu halk, Türk’üyle, Kürt’üyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle, Kemalistiyle, ateistiyle, dindarıyla devletin hukuksuzluğuna karşı bir arada duracak ya da tarihi boyunca medeniyete, adalete ve huzura kavuşamayacak.
Gezi’yi sahiplenmeden Lice’de öldürülmekten, Lice’yi sahiplenmeden Gezi’de vurulmaktan kurtulmanın yolu yok.
Biz hep birlikte bu gerçeği anlayıp kabul edene kadar bu ülkede diktatörlükler de, adaletsizlikler de bitmeyecek.
Barış ise belki bir iki kez daha kapımızı çaldıktan sonra buraları yine terk edecek.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.01.2015
7.01.2015
30.12.2014
24.12.2014
16.12.2014
28.11.2014
18.11.2014
11.11.2014
4.11.2014
21.10.2014