Markar ESAYAN
Herkes CHP’deki yenilikçi veya sol kanat olarak adlandırılan, CHP’nin yeni anayasa ve barış süreci ile ilgili daha olumlu bir siyaset yapmasını isteyen grubun sayısını, etkisini merak ediyor. Yenilikçi kanadın talebiyle cumartesi günü olağanüstü toplanan Parti Meclisi (PM) toplantısının sonucu bu etkinin ölçülmesi anlamına da geldi. Çıkan sonuç, Taraf’ın manşetine de yansıdığı üzere barış sürecine adeta muhtıra şeklinde oldu. Art arda sıralanan dört madde, Genelkurmay’ın yakın geçmişte verdiği muhtıraların tarzına da, terminolojisine de çok benziyordu. Partinin içinin kaynadığı, barış ve anayasa sürecinin CHP’de taşları belli oranda oynattığı ortaya çıktı. PM toplantısından barış ve anayasa sürecine katılım açıklaması bekleyen yenilikçiler, ulusalcıların sert duvarına çarptı. Çıkan sonuç ortada: “Anayasa’da değiştirilemez maddeler kalmalı, Türklük tanımı korunmalı, barışı hedeflediğinden kuşku duyulan İmralı görüşmeleri hukuksuz” şeklinde özetlenebilecek bir duruşu tescilledi CHP.
Böylelikle, sürecin başında hükümete kredi veren Kılıçdaroğlu’nun önü de alınmış oldu. Birgül Ayman Güler’in “Türk ve Kürt eş, eşit olamaz” çıkışı, CHP’nin bu duruşunu “düzeltmek” içindi. Daha sonra partideki ulusalcılar Muharrem İnce’nin sözcülüğünü yapacağı bir karşı bildiri hazırlığına girdi. Konu Baykal’ın itirazına takıldı. Baykal daha sonra grupta bir konuşma yaparak bu sert çıkışı partiyi zor durumda bırakacağı için dengeledi, Kılıçdaroğlu’na “destek çıkmış” oldu. Ancak o desteğin karşılığı, PM’de CHP’nin aldığı barış karşıtı pozisyon oldu.
Şimdi yenilikçilerin nasıl tepki vereceği merak konusu. Bu onların etkisi ve gücünü de gösterecek. Parti bölünür mü, yoksa yine pozisyon beklentileri nedeniyle sessizlik mi galip gelir kestirmek güç. Ancak CHP’nin sorunu yenilikçilerin sayısından, etkisinden, tasfiye edilmeleri veya etkisizleştirilmelerinden çok daha öte. Yenilikçilerin görece zayıf pozisyonlarından çok daha önemli olan, CHP’nin üzerindeki değişim ve zamanın ruhu baskısıdır. Hiçbir strateji de CHP’yi bunun etkisinden kurtarmaya yetmez. CHP’liler bunu dilemez mutlaka ama, CHP’yi bu hâliyle biraz daha ayakta tutacak şey, ancak barış sürecinin çökmesi olacaktır. CHP’nin varlığının barış olasılığı ile tehlikeye giriyor olması gerçekten de çok hazin. Bu paradoksal denklemi kuranlar da kendileri.
Kandil’den “Silahı bırak” uyarısı alan bir CHP’nin, Dersimlilerden “Barışa destek ver” çağrısı alan Kılıçdaroğlu’nun hele barış bu süreçle gerçekleşirse, cumartesi günkü muhtıranın hesabını nasıl vereceği şüpheli. Tüm hesaplar ister istemez, sürecin çökmesine bağlanıyor. Ancak bu böyle olsa bile, barış gecikmeli de olsa daha güçlü bir şekilde yine kendini dayatacak. “CHP’nin devlet değil âkil adamlar görüşsün” teklifi ise sadece bir boş gösteren. Yapılacak başka bir teklifin olmamasına bağlı mahcup bir dolgu malzemesi. Dünyanın her yerinde bu tür sorunlar savaşan tarafların görüşmesiyle mümkün olmuş. Sanki araya böyle bir karbon kâğıdı koyduğunuzda iki tarafın görüşmesine gerek kalmayacak ve sorun hop diye çözülecek.
CHP’nin muhtırasında Erdoğan’a uyarı kısmındaki üstü örtülü tehdit ise, devletle Öcalan görüşmelerinin “hukuki” olmadığı. İma edilen şu: “Süreç çöker ve devran dönerse, bunu yaptığın için Yüce Divan’da yargılanacaksın.” CHP’nin savaş pozisyonu aldığına dair kanaat bu söylemde billurlaşıyor. Buradaki kabul, geriye sararak eski Türkiye’ye ulaşmak ve eski Türkiye’nin zelil kurallarıyla barışı isteyenleri, bunun için risk alanları cezalandırmak. Bu böyle olmayacak, ama zihniyeti ortaya koyması açısından gerçekten hazin ve ürkütücü.
Bir süre daha CHP diye bir gerçeğimiz olacak. Umarım CHP’den özgürlükçü bir hareket farklılaşır ve AK Parti’nin 28 Şubat’tan sonra yaptığı gibi bir özeleştiri ve yüzleşmeden geçerek anlamlı, güncel bir siyasi harekete dönüşür. Çünkü kanımca, 16 Mart 2013 ulusalcı CHP’nin kendini tasfiye ettiği gün olmuştur. Bunu bir kenara not ediniz. Ulusalcı CHP zihniyeti, tıpkı 28 Şubat’ta DYP ve ANAP örneğinde olduğu gibi, kendi tasfiyesinin geri sayımını başlatmıştır.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019