Mehmet Acet
Haziran 2015 seçimlerine birkaç hafta kala, Trabzon ve Karabük mitinglerini izlemek üzere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na eşlik etmiştim.
Uçakta sohbet ederken, Kemal bey önüne gelen anketlerden coşkulu bir şekilde söz ediyor, “Artık yüzde 35’leri görüyoruz” diyordu.
Araya girip sordum:
“Geçen seçimde yüzde 26 almıştınız, bu rakam ve altında kalırsanız bırakacak mısınız?”
Kılıçdaroğlu soruma şu şekilde yanıt verdi:
“Elbette. İlla ben koltuğumda kalacağım diye bir anlayışım yok.”
Birkaç hafta sonra yapılan 7 Haziran 2015 seçimlerinde CHP’nin oyu yüzde 25.98 olarak gerçekleşti.
Devamında ne olduğunu biliyorsunuz.
Bu anekdotu hatırlatmamızın bugün için gerekçesi, Kılıçdaroğlu’nun aldığı seçim yenilgilerinden sonra verdiği sözleri tutmaması değil, anketlerin o gün için kendisi için de nasıl yanıltıcı olabileceğine dair bir örnek teşkil etmesi.
Seçim sonuçları önceden bilinmediği için böyle dönemlerde gözler, “Acaba ne olacak” sorusu, merakı eşliğinde, doğal olarak saha araştırmaları yaparak sonuçlara dair bir fikir veren anket firmalarına çevriliyor.
Siyasi hayatı boyunca politika oluştururken, istikamet belirlerken önüne gelen anket sonuçlarını ciddi şekilde değerlendirdiğini bildiğimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçenlerde anketleri sorgulayan cümleler kurmuş, şöyle demişti:
“Ben çok açık net bir şey söyleyeyim, bu anketler vesaire bunlara pek güvenim kalmadı çünkü geçtiğimiz seçimlerde gördük 1 tanesi belki yakın tutturuyor. Çoğu açık ara kaybetti tutturamadı.”
Muhalefet cephesi, bu sözleri anketlerde Ak Parti’nin oylarının düşük çıkmasına Cumhurbaşkanı’nın verdiği bir tepki olarak yorumluyor.
Herkes kendi siyasetini yapacak, bu doğal bir şey.
Ancak, Erdoğan’ın sözleri üzerinden yola çıkarak konu üzerinde biraz daha derinlemesine araştırma yapıp kafa yorunca, o ifadeleri yorumlama anlamında başka başka gerekçeleri de karşımızda buluyoruz.
Birkaç gün önce 30 yıllık geçmişi olan, bir araştırma şirketinin İstanbul’da 5 bin kişiyle yüz yüze anket yaptığını ve CHP’nin Ak Parti adayına karşı yüzde 47’ye karşı 51 oyla önde olduğunu duydum.
Bunun üzerine anketi yaptığı söylenen şirketin yöneticisini aradım.
Bu veriler doğru mu diye sordum.
Konuştuğum kişi, benden önce başkalarına karşı da aynı konu üzerinde aynı cümleler kurduğu için bana söyleyeceklerini de ezberlemiş gibiydi:
“Ben böyle bir anket yapmadım. Daha önce bizim firmada çalışan birisi bunu uydurmuş. Kendisine bu işte alan açmaya çalışan birisi. Arayıp ‘Bu nedir’ diye sorunca, yanlış anlama olduğunu söyleyip özür üstüne özür diledi.”
Konuştuğum araştırma şirketinin yöneticisinden aldığım bilgiye göre, bu türden kapsamlı bir anket çalışması yapmanın maliyeti, 60-70 bin lirayı buluyor.
Haliyle, bu tür çalışmalar ancak güçlü müşterilerden iş almakla mümkün olabiliyor.
Bu şekilde çalışan şirketler var mı var.
Ama bir de, piar yaparak müşteri elde etmek isteyenlerin masa başında hazırladıkları ‘fake’ anketleri gerçekmiş gibi sunarak, kamuoyu önünde yürüttükleri ‘dezenformasyon’ faaliyetleri var.
Adaylık çalışmalarının yürütüldüğü günlerde Anadolu’daki illere giderek “Bizi Ak Parti Genel Merkezi gönderdi” diyerek para tırtıklamaya çalışanlar olduğunu, o günlerde partinin bu işlerden sorumlu genel başkan yardımcısından duymuştum.
Herkesin duyunca “Ha onlar mı” diye tepki vereceği iki şirketin ismini de vermişti o yetkili.
Sözün burasında az durup, meselemiz nedir diye kendi kendimize sorunca, anket firmaları arasında kimin güvenilir kimin güvenilmez olduğunu anlamak için elimize iyi işleyen bir elek almamız gerektiği sonucu çıkıyor.
Tabii, mesele bundan ibaret de değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dikkat çektiği husus üzerinden ilerleyerek, bilimsel yöntemlere sadakatini koruduğu halde, bazı seçim dönemleri için tahminde sınıfta kalan bilindik araştırma şirketlerini de izleme alanına alma ihtiyacı karşımıza çıkıyor.
Son 12 yıl içinde yapılan seçimlerde, seçim öncesi yapılan tahminlerle seçim sonuçlarının örtüşmediğini gösteren epeyce veri var.
Mesela 1 Kasım 2015 seçimlerini baz alabiliriz.
O seçimlerde araştırma şirketlerinin hemen tamamı Ak Parti’nin aldığı oyu tahmin etme konusunda resmen ‘dökülmüştü.’
Son seçimlerde ise, MHP’nin aldığı oyu tahmin edebilen bir tane bile şirket çıkmamıştı.
Burada suçu bütünüyle anket firmalarına atmak da yanlış olabilir.
Neden derseniz, özellikle son yıllarda kendi tercihini oy vereceği güne kadar saklayan, araştırma şirketlerini yanıltan bir seçmen refleksi ile karşı karşıya olduğumuz da bir başka gerçek.
Bu da, işini ciddiye alarak yapan şirketleri zorlayan bir ‘yeni duruma’işaret ediyor.
Kendim gibi anketleri yakından izleyenler açısından sanıyorum en doğru yöntem şu olmalı:
Bir fikir vermesi için yapılan araştırmaları takip etmek, esen rüzgarın yönünü tayin etme anlamında bu anketlerden yararlanmak ama asıl büyük anketin seçim günü yapıldığını hiçbir zaman akıldan çıkarmamak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020