Mehmet Ocaktan
AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş geçtiğimiz hafta vekillerle genel merkezde yaptığı istişare toplantısında, partide yerleşmesi gereken yeni anlayışı anlatırken demiş ki: “Kongre sürecinde bireysel istekleri olmayan kişilerle yola devam edeceğiz. Siyaseti bir zenginleşme aracı olarak görmeyin. Partide ahbap-çavuş ilişkisi değil, şehirde tanınan, bilinen, güvenilir, Hz. Ömer, Hz. Hatice gibi kişilerle yolumuza devam edeceğiz. Hz. Ömer’in bir ismi de Faruk’tur. Faruk’un da anlamı doğru ile yanlışı ayırabilendir. Bizim de doğru ile yanlışı ayırabilen arkadaşlarla yola çıkmamız lazım.”
Öyle anlaşılıyor ki AK Parti, bugün itibariyle ortaya çıkan görüntüsünden ve parti ile ilgili oluşan algıdan memnun değil. Bu yüzden de Kurtulmuş, “Güvenilir Hz. Ömer, Hz. Hatice gibi kişilerle yolumuza devam edeceğiz” diyerek aslında bir zihniyet değişiminin elzem olduğuna dikkat çekiyor.
Elbette kimsenin bu tespitlere bir itirazı olamaz, ancak bir partide ya da bir toplumda zihniyet değişiminin gerçekleşebilmesi için öncelikle temel paradigmal tercihlerin yapılması gerekmektedir. Kurulduğu günden itibaren belirlediği ilkelerle, değişim ve demokratikleşmede, ekonomide gerçekleştirdiği hamlelerle Türkiye toplumu nezdinde itibarlı bir yer edinen AK Parti iktidarı son yıllarda kendi kuruluş ilkelerinden feragat edip geçmişte kendisinin de eleştirdiği “eski Türkiye”nin yörüngesine girmiş bulunuyor.
Aslında şimdilerde partide ortaya çıkan memnuniyetsizliğin gerçek nedeni, AK Parti’nin reformist çizgisini kaybetmesiyle birlikte millet nezdindeki pırıltısını kaybetmiş olmasıdır. Bu yüzden de Hz. Ömerler, Hz. Haticeler aramadan önce reformist kimliğine dönmeyi başarabilirse, başka arayışlar içinde olmasına belki de hiç gerek kalmayacaktır.
AK Parti’nin öncelikle doğruluğun, dürüstlüğün ve adaletin simgesi olan Hz. Ömerleri gerçekten isteyip istemediğine karar vermesi gerekiyor. Eğer ilkesel anlamda böyle bir değişim talebi varsa bunun yolu bellidir. Her şeyden önce hukukun üstünlüğüne ve insan hakları temeline dayalı, şeffaf, liyakati esas alan, eleştirel düşünceye itibar eden, basın özgürlüğüne, akademik özgürlüğe değer veren bir sistemden yana olduğunu topluma açıkça deklare etmelidir.
Açıkça ifade etmek gerekirse toplum, AK Parti’nin gerçek anlamda Hz. Ömerler, Hz. Haticeler isteyip istemediğinden emin değildir. Çünkü AK Parti yola çıkarken bizzat kendisinin ortaya koyduğu liyakati, şeffaflığı esas alan, özgürlükçü hukuk devleti ilkelerinin uzağına düşmüştür.
Maalesef bugün devlette işler liyakatle değil, ahbap-çavuş ilişkileriyle yürütülmektedir. Hukukun üstünlüğü ilkesi kaybedilmiş, yargıya olan güven azalmıştır. Medyanın özgürlük alanı daralmış, ekonomiye yönelik eleştirileri bile fitne-fesat olarak değerlendirir hale gelmiştir. Üniversitelerdeki eğitimin kalitesini arttırmak, bilimsel çalışmalarla ilgili pozitif ayrımcılık yapılması gerekirken, akademinin sesini kısmak için akla hayale sığmayacak yöntemler devreye sokulmaktadır. En son, Türkiye’nin yüz akı üniversitelerinden birisi olan Şehir Üniversitesi’nin sesini kısmak için devreye sokulan yöntemler bu konudaki en yürek yakıcı örneklerden birisidir. Yüzlerce gencin umutlarını yıkacak, akademisyenlerin bilimsel çalışma heveslerini kıracak girişimlerle AK Parti’nin yan yana anılıyor olması bile son derece hüzün veridir.
Şimdi böyle bir tabloda AK Parti iktidarı, dürüstlüğün ve adaletin simgesi olan Hz. Ömerleri nasıl bulacak doğrusu bunu düşünmek gerekiyor. Eğer mesele, Hz. Ömerler ve Hz. Haticeler üzerinden slogan üretmekse bu en kolay olanıdır, ama partide köklü bir zihniyet değişimini gerçekleştirmeden, toplumun AK Parti’ye olan teveccühünü sağlamak artık o kadar kolay değildir.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
21.11.2025
19.11.2025
17.11.2025
12.11.2025
10.11.2025
7.11.2025