Münir AKTOLGA
Önce şu resme bir bakın; ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız:
AK Parti öyle bir noktaya geldi ki, artık o eski "fabrika ayarlarına" dönmek istediği an şu anki ortakları -sadece Bahçeli'den bahsetmiyorum, zihinlerine yerleşen o ideolojik hayalet ortak da- onları yalnız bırakır ve tepetaklak giderler!.. Kısacası, aynı kulvarda kaldıkları sürece içine düştükleri bataklıktan çıkmak için atacakları her adım onları daha çok bataklığın içine çekecektir...
O bataklığın ne olduğu ise artık bir sır değil: Osmanlıcı-İslamcı ideolojik duruş... 21. yy kulvarlarında yürüyüp dururken, yolunu şaşırarak, zihninde bin yıl öncesine dönüp, çaresizlik içinde garip bir hamasetle sil baştan yol almaya çalışmak; bu şekilde gücünü "stratejik derinliğinden" alan güçlü bir 20.yy ulus devleti haline gelerek yola devam etmek...
Başlangıçtaki Ak Parti sadece iç dinamiklerin ürettiği ve dış dinamiklerin de desteklediği bir unsur iken, daha sonra o kendisini Osmanlı mülkünü küllerinden yeniden diriltmek, İslamın koruyucusu olmak fonksiyonuyla özdeşleştirerek yolundan saptı ve kendini inkar etme yoluna girdi... İşin özü burada yatıyor. Suriye olayının da s-400 lerin de AB ile olan ilişkilerin bozulmasının da, başına bir FETÖ belası sarıp durduk yerde Suriyenin kuzeyinde bir PKK meselesi yaratılmasının da altında yatan bu ideolojik duruştur... Osmanlıyı küllerinden yeniden diriltmeye çalışırken ("restorasyon" anlayışı ne idi?) Osmanlı'nın ruhu onları tarihin derinliklerinde bulunan bataklığın içine çekiyor... Ama onlar bunu göremiyorlar...
Ancak şunu da kabul etmek gerekir ki, Türkiye'nin böyle bir deneyi yaşaması kaçınılmazdı. Bir tür toplumsal psikoterapi olayıdır bu... Tarihsel olarak yaşanılan travmalar başka türlü çözülmüyor... İnşallah ödenecek maliyet daha fazla olmaz...
PEKİ HEPSİ BU KADAR MI?..
Hayır!.. Çözüm yolu geçmişimizi, tarihsel-stratejik derinliğimizi, bunlara bağlı olan kültürel kodlarımızı inkar ederek, daha öncesini yok sayıp her şeyi 1920'den başlatmaya çalışmaktan da geçmiyor!.. Çünkü, kendi tarihinden kopan toplumlar hafızasını kaybeder... O halde?..
Benim "tarihsel uzlaşma" olarak ifade etmeye çalıştığım çözüm yolunu şöyle özetlemek mümkün:
Bizim "stratejik derinliğimizin" iki boyutu vardır: Birincisi, bir tarihsel devrim gücü olarak antika sınıflılığa karşı verdiğimiz mücadelelerle karakterize olurken, ikincisi, kökleri ilkel sınıfsızlığa dayanan atalarımızın bu "derinliğini" unutmadan -bu ilkel sınıfsızlık ruhunu temel alarak- bunun üzerine 21. yy dinamiklerini de oturtup "stratejik derinliğimize" yeni bir boyut kazandırmak... Benim bütün çalışmalarımın altinda yatan ruh bundan ibarettir!.. Pratik sonuçları açısından şu iki çalışma o binlerce yıllık yürüyüşün içinden çıkıp geliyor diye düşünüyorum...
http://www.aktolga.de/m37.pdf
http://www.aktolga.de/m23.pdf
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.11.2024
9.11.2024
31.07.2024
3.06.2024
9.04.2024
20.07.2023
18.07.2023
17.07.2023
20.06.2023
18.06.2023