Murat BELGE
Kesinleşmedi henüz, ama belli oldu.
Kesinleşmesi daha birkaç gün uzayabilir. Hatta, "olay karakolda biteceğine göre", mahkemeye başvurma, dava açma vb. itiş kakıştan ötürü daha da uzayabilir. Ama, evet, belli oldu. Dört devletin oylarını beklemekteyiz şimdi. Bunların dördünü de Biden kazanabilir.
"Belli" olan, bence, Biden'ın kazanması değil, Trump'ın kaybetmesi. Biden gibi bir adamın, bir politikacının, Amerika'nın başkanını belirleyecek seçimi kazanması karşısında bu kadar sevineceğimi, kırk yıl düşünsem akıl edemezdim. Normal koşullarda omuz silker işime bakardım ama "normal" olmayan "mevcut" koşullarda insan nasıl bayram edeceğini şaşırıyor.
Donald Trump'ın kaybetme üslubu da, bunun niçin büyük bir bayram olması gerektiğini gösteriyor. Bunları yapan adam daha neler yapmaz! Oy sayımı daha yeni başlamışken "zafer"ini ilan eden, sonuçlar beklediği gibi çıkmamaya başlayınca "hile var!" diye bağıran, ama "hile"nin ne olduğuna dair herhangi bir (inandırıcı) kanıt göstermeyen, en hoşu da, "Sayımı durdurun" diye feryat eden bir adam. Bir insanın olgunluk derecesini, etik yapısını en iyi gösteren konumlardan biri, belki birincisi, kaybetme anıdır. Trump'ın nasıl kaybettiğini temaşa edince, nasıl kazanacağını ve her yaptığını nasıl yaptığını ve yapacağını da görmüş gibi olduk.
Bu tiyatroyu seyredince, Trump'ın ya da kampanya komitesinden birilerinin "yenilme" ihtimali üstüne derin derin düşündüğü izlenimini ediniyorum. Trump'ın tavırları, zafer ilan etme biçimi ve zamanlaması, seçimi kazanacağından emin olduğunu düşündürüyordu. Ama aslında bize bunu düşündürecek bir taktik olarak tasarlandığını da hesap dışı tutmamalı. Çünkü sanırım Trump ve danışmanları başkanlığı bırakmama strateji ve taktiği üstüne kafa yormuştu. "Seçimi kaybedebiliriz; iktidarı kaybetmeyelim" mantığı. "Postalanan oylar" üstünden gitmeye de karar vermişlerdi. Bütün bunlar oy verme gününden çok önce biliniyordu, tartışılmıştı. Korkulan sonuç belirince, Trump "galibiyetimizi çaldılar!" feryadıyla "kötü gün" senaryosunu başlattı. Şu anda bununla bir yere varamayacağı izlenimi veriyor. Örneğin, Georgia seçiminin sonuçları... Bunun bir hile sonucu olduğunu iddia ederek dava açacakları söyleniyor. Buyurun! Georgia'nın valisi Cumhuriyetçi, postanesi Cumhuriyetçi, oy sayanlarının arasında yeterince Cumhuriyetçi var. Cumhuriyetçiler mi Trump'a karşı komplo halindeler?
Başka yerlerde yapacakları itirazlarda gösterecekleri kanıtlar da bundan daha sağlam olmayacak. Ama Trump dört yıllık icraatında çok sayıda atama yaptı-özellikle de yargı alanında. Onun için hukuk bakımından tamamen içi boş olsa da, bu gerginlik ortamında etkili olabilir. Dünyanın bugünlerdeki siyasi yapılanmasında bunun çeşitli örnekleri var-pek uzaklarda da sayılmaz. Amerika'da Trump ve başka ülkelerdeki benzerleri gözü kara adamlar! İktidarı elden kaçırmamak için her şeyi yapabilirler, buna hazırlar. Tutturabilirlerse... Trump'ın "Haydi eyvallah" deyip kendi malikanelerine çekileceğini düşünmüyorum; yani Amerika'da birtakım kargaşalıklar çıkarsa şaşırmam. Ama onun bu direnişinin uzun vadede başarılı olacağına da ihtimal vermiyorum.
Şu durduğumuz noktada Donald Trump'ın elde edebileceği başarıyı zaten elde ettiğini düşünüyorum. Böyle bir adamın başkan seçildiğini hayretlere düşerek seyrettik, dört yıllık iktidarını her gün yeni hayretlere düşerek seyrettik. Dört yıllık siciliyle seçime girdi ve şu gördüğümüz kadar oy topladı. Daha ne yapacak?
Onunla birlikte Amerikan halkını da tebrik etmek gerekiyor.
Zaten bu popülist badirede, her yerde, "seçilen" popülistlerin yanında ya da onlardan önce "seçen" halkları tebrik etmeliyiz. Bolsonaro, Orban vb. seçenlere armağan olsun.
"Popülist" diyoruz, yani "halkçı"... Trump'ın kaybetme üslubu bu "halkçılık" konusunda da soru işaretleri yaratıyor. Şu sayılara bakın. Bunlara erişmek için kaç tane "oy hırsızı" olmalı? Amerika'nın yarısından fazlası komplonun içinde yani! Bu kadar namussuz adam barındıran bir toplum mu bu? Öyleyse, böyle bir toplumu "yeniden büyük" yapmak için çalışmaya değer mi? "Patriot" Trump karşısında yer alan Demokrat Parti "parti marti" değil, düpedüz bir çete! Soyguncu çetesi!
Bütün bu popülist" önderler açısından "populus" olmanın onsuz edilmez koşulu "büyük önder"e tapınmak. Bunu yapmıyorlarsa çekiver gitsin. Memlekette öylelerine ihtiyaç yok. Trump bu tavrı açık açık gösteriyor.
Amerika Birleşik Devletleri, denebilir ki (ve sık sık deniyor ki), bir değil iki toplumdur. Bu seçim de bunu sergilemektedir. Yabana atılır bir iddia değil bu; aynı zamanda, belki yalnız Amerika'yı betimleyen bir tesbit de değil.
Oy dağılımına baktığımızda "yerli ve milli" Amerika'nın Trump'ın arkasında olduğunu görüyoruz: Orta ve Güney orada. Siyahlar ve başka "rengibozuklar", okumuşlar, daha "kozmopolit" olanlar, kentliler Biden'a oy verdiler. Böyle sayınca, Britanya'da "Brexit"e "evet" diyenlerle "hayır" diyenleri listelemiş gibi oluyoruz.
Ama şu son seçimde bazı düşündürücü olgular var: Örneğin Arizona'yı Biden'ın kazanması. Tamam, burada Trump'ın sevilen Cumhuriyetçi senatöre güttüğü düşmanlığın payı olmalı; ama Cumhuriyetçi Parti'nin sadık kalesinden Demokrat Galibiyeti çıkması şaşırtıcı. Georgia da az buz "sürpriz" değil. Yakın tarihte Georgia Demokratlar'dan Kennedy'ye oy vermiş, 1960'ta. Sonra Carter'ı seçmiş ama Carter zatan oralı, Georgia'nın kendi çocuğu. En son da Clinton'a vermiş. Başka kazanan Demokrat yok. Acaba Georgia'daki bu beklenmedik davranış Güney'in öteki devletlerine "sirayet" eder mi? Yoksa bunu yalnız Atlanta ile mi açıklamalıyız?
2020 seçiminin Amerika'da bir tür "seferberlik" havası yarattığı belli. Oy kullanma oranı gitgide düşen ülkede bu seçim insanları dürtükledi, ayaklandırdı. Öncelikle Trump kendisi bunun "Amaan, boşver" denecek bir durum olmadığını gösterdi.
Biden da, "Seçilirsem Amerika'nın Başkanı olacağım" demekle, kendinden olmayanı düşman ilan eden Trump'a karşı söylenmesi en gerekli sözü söylemiş oldu. Ve belli ki bunu söylemekle başarılı da oldu. Yani, sonuç olarak, bu seçimin, belki de, iki farklı toplum olarak yaşamaktan vazgeçmenin bir ilk adımı olma ihtimali olduğunu ima etmek istiyorum.
Amerika bugün hâlâ dünyanın "öncü" ülkesi. "Öncü" olmak, ille de olumlu davranışlara yol açmak demek değil; olumsuzluklara da öncülük etmek de mümkün. Amerika'nın bugüne kadar dünyada oynadığı rolün kapsamında bunun da çok sayıda örneği var. Dünyanın popülizm badiresine saplanmasında da payı oldu. Ama bu "en güçlü" dünya devletinde halkın diktatöre sepet havası çalmış olması başka ülkelerde de birtakım yankılar yaratacaktır diye düşünüyorum. Muhtemelen çok hızlı değil, ama makul bir hızla ilerleyen bir "domino efekti" beklemek aşırı iyimserlik mi olur?
Olur ya da olmaz. Bekleyecek, göreceğiz. Ama şimdilik, aklımın kıyısında Floyd, "bir soluk alabildim" diyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025