Namık ÇINAR
Siz bakmayın Türkiye’nin bir asırdır Cumhuriyetmiş gibi davrandığına.
Monarşizmi hiçbir zaman terk etmedi o.
Laisizmi de oldum bittim problemli değil miydi zaten?
Nasıl olmasın ki?
Laiklik, Batı’nın reformasyon çağında Katolikliğin içinden onu çatlatarak çıkan Protestanlığın maddi hayata dair bir yansıması idiyse; bunun aynısını tepeden inşa etmeye kalkan Türkiye’nin kendi geleneksel Sünnî İslâm anlayışının kurulu düzene bir itirazı yok iken, din ve sekülerlik nasıl devam etsinlerdi kardeş kardeş yollarına?
Kaldı ki, “maddi hayatı idea değil, ideayı maddi hayat belirler” düsturunca; onlar Protestan oldukları için aşama kaydetmemişler, aşama kaydettikleri için Protestan olmuşlardı esasında.
O yüzden demokrasi de, nerede yığılıp kalacağı her vakit müphem, avare bir kavramdır bizim buralarda.
Oysa gelişmiş ülkelerdeki günümüz demokrasilerinin, tıpkı yeryüzünü kaplayan mümbit bir kar tabakası için önce toprağı soğutmak ve karın tutmasını sağlamak üzere, feda edilmiş nice nesillerin eriyen kar taneleri gibi bedelleri üzerinde yükselerek kurulduğunu hiç unutmamak gerekir.
Küresel kapitalizmin ve onun bir türevi olan demokrasinin son yedi yüzyıllık öyküsü, çevredekiler, merkezdekiler ve bu iki konum arasında gidip gelmeler tarzında şekillenirken, dünya toplumları bu süreçleri belirli hegemonyaların oyun kuruculuğunda yaşadılar.
Hepsi de Avrupa menşeli olan bu hegemonyalar, kendi devirlerinin işlevini tamamlayıp krizi bir sonrakilere devrederken; bedelini her seferinde daha ziyade en çevredekilerin ödeyeceği küresel yırtıcılıklar üretip ancak öyle çekip giderlerdi.
Nitekim Osmanlı’yla teke tek kalan Venedik’le Cenova’nın Doğu Akdeniz’den çekilmek zorunda kalması, kuzeyin Protestan dünyasının yüzüne gülüp güney Avrupa Katolizm’ine bedel ödetecek bir gelişmeydi.
Habsburg tacı’nın ilkin Kutsal Roma Cermen, İspanya, ardından Avusturya ve nerdeyse yüzlerce yıl her yerde elden ele gezinmesi; ama asıl Hollanda’nın ve giderek Büyük Britanya’nın sırasıyla küresel hegemonyalar kurmaları; lâkin antik Roma’dan beri denenip duran ve bir türlü kurulamayan Avrupa Birliği’nin en son Napolyon, ardından Prusya ve son olarak Hitlerfaşizmiyle de kotarılamaması, yedi yüzyıllık “olmaz”larından damıtarak süzeceği derslerle yaratacağı bir demokrasiye kavuşmasına yol açacaktır, gidişatı sonunda bu yaşlı kıtanın.
Şimdi de 20. yy’ın son küresel hegemoniği Amerikan düzeninin çöküşü ve herkesin satranç tahtasındaki duruşuna göre bunun sonuçları, yaşanmıyor mu yeryüzünde?
İşte bu sonuncu küresel yıkımın ve yeniden yapılanmanın ayırt edici belirleyeni de demokrasi olacaktır, her şey oturduğunda yerli yerine.
Dünya, demokrasiyle yönetilenler ve yönetilmeyenler olarak iki kategoriye ayrılacaklardır.
Her hegemonya bitişinde yaya kalanlar, nasıl yitirdilerse birkaç yüzyıllarını; bunda da değişmeyecektir o alınyazıları.
Demokrasi namına nal toplayanlar, itilecekler kakılacaklar, uluslar arası iş bölümünde sömürünün en beterine muhatap olacaklardır.
Siz istediğiniz kadar gerekçeler uydura durun, sıkboğaz rejiminizin meşruiyeti için.
Siz istediğiniz kadar sözüm ona özgürlüklerden yola çıkıp, sonunda her muktedirin yaptığı gibi “ancak dayaktan anlar bu köftehorlar” noktasına gelerek, basın bize sopayı.
Siz istediğiniz kadar gururlanın, Lahor’un Pencap’ın izbe sokaklarından güç almalarla...
Kahire’nin, Halep’in, Şam’ın kırık dökük acılarından sinekten yağ çıkarmalarla...
Kelin merhemi olsa kendi kafasına sürecek olduğu İslâm âleminin kadersizliklerinden keçiboynuzunun balı kadarlık avantaları koparmalarla...
Bunların hepsi boşuna maceralardır eninde sonunda.
Ceremesi de birkaç neslin ziyan edilmesidir ki, mezarlıklar onlarla doludur hep, şu ülkeyi bildim bileli.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016