Namık ÇINAR
Hadi gel de yazma şimdi!
Hadi gel de, hiçbir şey yokmuş gibi davranarak başka konulardan dem vur!
Bari diyorum, hiç olmazsa bugün ondan bahsetmeyeyim.
Arada bir, başka meselelere de değineyim ki; körün bellediği gibi bir yol tutturmuş, hep ona ilişkin şeyler yazıyor, demesinler.
Lâkin, peşimi bırakıyor mu?
Tam karar vermişken; ne yapıp edip, ya bir çam deviriyor, ya adamın tepesini attıracak olmadık mevzulara giriyor.
Dikkat çekmeye çalışan hınzır bir çocuk gibi, bütün gözler hep onda olsun istiyor.
O yüzden masum da değil.
Nereden buluyor bunları, bilmem ki?
Adamlarına dönüp, bana öyle şeyler bulup buluşturun ki, insanları bir güzel çileden çıkarayım mı diyor, nedir?
“Amerika’nın keşfi”travmasını daha atlatamadan, alın işte art arda sıraladı gene, yeni bombalarını:
Hangi birini sayayım?
Kadının erkeğe göre eşitsizliğinin, fıtratından geldiğini mi?
İdarenin hukuka aykırı işlemlerini durdurdukları için, Danıştay hâkimlerinin hain olduklarını mı?
Döner bıçağını kaptığı gibi sokağa fırlayanlara duyduğu sempatinin bir tezahürü olarak; esnaf, gerektiğinde asayişi sağlayan bir polis, gerektiğinde cezayı kesen bir yargıçtır, demesini mi?
Söyleyin hangisini?
O kadar çok ki!
Bunlara gaf da denemez.
Mesela, ben şimdi bunları yazarken o gene televizyonlara çıkmış konuşuyor ve diyor ki: “Her şeyi bir kenara bırakmalı, hep birlikte İslâm coğrafyasının sorunlarına bakmalı” imişiz.
Her lâfı, fenalık geçirtir; hastanelik eder adamı.
“O zaman biz de, bizi anlayanlarla yola devam ederiz, olur biter” dedi geçenlerde.
Peki, biz senin gibi düşünmeyenler; biz n’olacağız?
N’olacak, bize de gebermek düşecek, belli ki!
“Ben hukuk arıyorum; yasa benim için önemli değil” dedi, bir keresinde de.
Ne anlıyor bu lâflardan, bilmiyorum.
Bizim memlekette böyle abuk sabuk retorikler aldı başını gidiyor.
Yasa dediğin “pozitif hukuk” zaten.
Ete kemiğe bürünmüş “hukuk normu”yani.
“Hukukun üstünlüğü”nden kasıt da, bu hukuk normlarının, yani yasaların üzerinde başka hiçbir yaptırım erkinin olamayacağı, başka hiçbir güç kaynağı hükmünün tanınamayacağı.
“Hukukun içinde kalmak”, “hukuka uygun yasalar yapmak”, “hukuktan ayrılmamak” gibi söylemlerden muradımız ise, aklın ve vicdanın binlerce senede oluşturduğu, bugün artık bizim de benimsediğimiz Batı uygarlığının demokratik ve laik değerlerinin toplamı olan o “Çağdaş Hukuk”tur.
Tek başına bir sözcük olarak, sadece “hukuk” desek bile bundan anlayacağımız, ne meşruiyetini teokrasiden alan “şer’i hukuk”tur, ne “lider” eksenli yahut “oligarşik” yapıda antidemokratik bir düzendir, ne de daha başka bir şeydir.
Kastettiğimiz sadece ve sadece “Batı Hukuku” disiplinidir.
Gelin görün ki, saptırmada üstüne yok.
Oysa on iki sene sonra bizi getirdiği nokta tam bir fiyaskodur.
Demokrasi gelecekti, onun yerine dinci bir faşizm geldi.
ABülkelerinden biri olacak ya da onlara benzeyecektik; Mısır’a, Suriye’ye, Irak’a benzedik.
Zenginleşecektik; bir avuç hırsızı saymazsak hepimiz fakirleştik.
“Önce insan”dı, “önce devlet” oldu.
Ülke bütünlüğü sağlanacaktı, Türk- Kürt diye bölünmeye pek bir şey kalmadı.
Barışçı bir toplum olacaktık, kutbunu bulup düşmanını seçmeyene ekmek bile yok artık.
Dünyaya örnek olacaktık, bizi gören kaldırım değiştirmeye başladı.
Kaynaklarımızı değerlendirecektik, hepsi rantta heba edildi.
Bilim gitti, bağnazlık geldi.
Daha sayayım mı?
Ama yiğidi öldür, hakkını yeme demişler.
Tek hizmeti oldu.
Yaşamla sınanmamış riyakârlıklar, her şeyi yolunda gösteren kıç cebindeki “horozlu ayna” gibi yerli yerinde duruyorken, onun sayesinde kucaklarda ne taş varsa döküldü.
Çok pahalıya patlamış da olsa, bütün herkes ne mal olduğunu gösterdi.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016