Ümit Akçay
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve öğretim üyeleri, akademik yetkinlikten uzak ve kurum teamüllerini dikkate almadan yapılan rektör atamasına itiraz ediyorlar. Talepleri, üniversite bileşenlerinin katıldığı bir seçimle yönetimin belirlenmesi. Yani demokrasi istiyorlar. Dertlerini, açık seçik bir şekilde ‘12. Cumhurbaşkanına Açık Mektup’ metninde dile getirmişler, dileyenler bakabilir.
İktidar blokunun farklı bileşenleri bu demokrasi talebini bastırmak için çeşitli yollar denedi. Önceleri yalanlarla bezenmiş itibarsızlaştırma kampanyaları yürütüldü, daha sonra LGBTİ+ topluluklarını hedef alan nefret söylemi ile ‘mukaddesatımıza saldırı var’ kışkırtmasına girişildi. Bunlar yetmeyince öğrencilerin meşru ve haklı mücadelelerine karşı kolluk kuvvetleri devreye girdi ve demokratik gösteriler şiddet kullanılarak bastırılmaya çalışıldı. Ancak iktidar blokunun tüm bu çabalarına rağmen ne öğretim üyeleri ne de öğrenciler geri adım attı.
Ne oldu da iktidarın en ufak ekonomik ya da siyasi talepleri en sert bir şekilde bastırmayı hedeflediği bu özel dönemde dahi Boğaziçi direnişi başarılı bir toplumsal muhalefet örneği haline geldi sorusu etraflıca tartışılmayı hak ediyor. Öğrencileri yetişkin yurttaşlar olarak görmeyerek onlara sürekli akıl vermeye çalışanları bir kenara koyup, bu sorunun yanıtlarını tartışmak sadece akademik özgürlük ve demokratik üniversite mücadelesi açısından değil, iktidarın otoriter konsolidasyon girişiminin nasıl durdurulabileceği ve anlamlı bir demokratikleşme sürecinin nasıl gelişebileceği açısından da önemli. Bu tartışmayı hakkıyla yürütmek bu yazının sınırlarını aşıyor ama burada iki noktaya dikkat çekmek istiyorum.
RESMİ MUHALEFETİN DÜŞTÜĞÜ ‘ORTAYOLCULUK’ TUZAĞI
Son yıllarda gerek dünyada gerekse Türkiye’de popülizm kavramı, siyasi analiz yapanların sık kullanılan kavramlar listesinin ilk sırasına yerleşti. Diğer kullanımlarını bir kenara koyup, bir siyasi strateji olarak popülizmi ele alırsak, kutuplaştırma bu stratejinin temelini oluşturuyor. Popülist kutuplaştırma tekniği iktidar partileri tarafından kullanıldığında, bu bir yandan iktidarın kendi destekçilerini konsolide etmesine, diğer yandan da siyasi gündemin iktidar tarafından belirlenen sınırlar içinde tartışılmasına yarıyor. İktidar, kurduğu ikiliklerde genellikle Türk, Sünni ve erkek çoğunluğa yaslanarak strateji geliştiriyor, milliyetçi ve dinsel öğeler bu çoğunluğun tutkalı olarak işlev görüyor.
Bu siyasi strateji ne AKP’ye özgü, ne de sadece Türkiye’de yaşanıyor. Hatta buradaki sorun, toplumda bir kutuplaşma olması da değil. Zira kapitalist toplumsal ilişkilerin doğası gereği toplumsal sınıfların çelişen çıkarları mevcut; ataerkil yapının getirdiği ezme-ezilme ilişkileri ya da hakim ulusun diğer ulusların kültürel haklarını yok saymasından kaynaklanan gerilimler, günümüz toplumlarının belli başlı sosyal ve iktisadi sorunlarını oluşturuyor. Bunların bir çeşit karşıtlık hatta kutuplaştırma yaratmaması düşünülemez. Dolayısıyla burada sorun, iktidarın bu stratejisi ile nasıl baş edilmesi gerektiği konusunda ortaya çıkıyor: Türkiye’de resmi muhalefet, iktidarın kurduğu kutuplaştırma stratejisinin karşıtı olarak ‘ortayolculuk’ stratejisine tutunuyor.
Bir kere ortayolculuk iktidarın kutuplaştırma stratejisinin panzehiri olarak görülmeye başlanınca, muhalefetin muhalefet yapması dahi giderek bir sorun haline gelebiliyor. Zira iktidarın herhangi bir uygulamasına karşı geliştirilecek herhangi bir itiraz, ‘iktidarın ekmeğine yağ sürer’ gerekçesiyle kınanabiliyor. Bu durum, Türkiye’deki resmi muhalefetin düştüğü tuzağı tanımlamaktadır.
Resmi muhalefete hakim olan ortayolculuk stratejisinin, insanları eyleyen özneler olmaktan çıkaran ve onları kendi gündelik hayatlarındaki sorunların dahi izleyicisi olmaya iten sonuçları var. Ancak daha kötüsü, ortayolculuk stratejisi muhalefetin söyleminin sınırlarının dahi iktidar tarafından çizilmesini kabul etmeyi gerektiriyor. Yani bu, iktidarın ‘yerli ve milli muhalefet’ yaratma amacının kabulü anlamına geliyor.
Sözü uzatmayayım. Boğaziçi direnişinin en önemli özelliği, resmi muhalefetin düştüğü bu ortayolculuk tuzağına düşmemesidir. Üniversite bileşenlerinin haklı ve meşru mücadelelerini istikrarlı ve ısrarlı bir şekilde sürdürmeleri ve iktidarın kurduğu kutuplaştırma zeminini terk etmeleri, kendi gündemlerini ülke gündemi haline getirmelerini sağladı. Bundan tüm toplumsal muhalefetin alacağı pek çok ders var.
PİYASALAR OTORİTERLİĞİ PEK TAKMIYOR!
İkinci konu, ortayolculuk stratejisinin doğal bir uzantısı olarak ortaya çıkan ‘ekonomik sorunlar nedeniyle seçmenin iktidara desteği geriliyor, ilk seçimde gidecekler’ düşüncesi. Zira bu yaklaşıma göre ekonomik zorlukların kökeninde tek adam rejimi var ve ülkede böyle bir rejim oldukça ekonomik büyüme için gerekli olan sermaye girişleri bir türlü gerçekleşmiyor. Dolayısıyla, yine bu yaklaşıma göre, Türkiye’nin tekrar ekonomik büyümeye dönmesi için siyasi rejimin değişmesi gerekiyor. Zira bu yaklaşım demokratikleşme, hukuk devletinin kurulması ve siyasi normalleşme ile yabancı sermaye girişlerinin hızlandırılacağını ve ekonomik sorunların kendiliğinden çözüleceğini savunmaktadır. Dikkat edilirse bu yaklaşım, demokrasi ile kapitalizm arasında doğrusal bir ilişki olduğu varsayımına dayanıyor. Hatta bu görüşün taraftarları, demokrasiden uzaklaşan iktidarların piyasalar tarafından cezalandıracağına inanıyor!
Boğaziçi direnişi sırasında öğrencilerin en temel ifade hakları kısıtlanırken, haksız gözaltılar ve tutuklamalar yaşanırken TL’ye ne oldu dersiniz? Sermaye girişlerinin sürmesi nedeniyle TL 2021 başından 4 Şubat tarihine kadar yüzde 5’e yakın değerlenerek tüm gelişmekte olan ülkeler içinde en iyi performans gösteren para birimi oldu. Kısacası, öğrencilerin direnişinden çıkarabileceğimiz ikinci ders, piyasaların iktidarların otoriter uygulamalarını pek takmadıkları, yatırımcıların daha çok onlara sunulan kâr olanakları ile ilgilendikleridir. Yani ülkede demokratik haklar askıya alınmışken dahi sermaye girişi yaşanabilir. Dolayısıyla, Boğaziçi direnişi demokrasiyi sermaye gelsin diye değil eşit, özgür ve insan onuruna yakışır bir şekilde bir arada yaşamak için talep etmemiz gerektiğini bir kere daha gösterdi.
Bitirirken Boğaziçi Üniversitesi’ndeki meslektaşlarımın ve değerli öğrencilerin haklı mücadelesini gönülden desteklediğimi belirtmek isterim. Tutuklu öğrencilerin bir an önce serbest kalması dileğiyle.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.03.2025
27.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025
31.01.2025
23.01.2025
16.01.2025
9.01.2025
2.01.2025