Umut ÖZKIRIMLI
‘İnce uzun bir hayvan/ Çarpıyor / Çarpıyor / Çarpıyordu kendini taşlara. / Canı mı sıkılıyor / Can mı çekişiyordu yoksa? / Yok efendim dedi yanımdaki adam / Gömlek değiştiriyor yılan / Bu hallerden anlarız dedi az çok / Biz de sınıf değişmiştik bi zaman
Değişim, Can Yücel
Onları tanıyorsunuz. “Havuz medyası” diye tabir edilen gazetelerde yazıyor, iktidara yakın kanallarda program yapıyorlar. Vesayetçi çakallardan korunmak için olsa gerek, genelde toplu hareket ediyorlar. Aynı konularda, aynı şeyleri yazıyor, aynı sıfatları, aynı benzetmeleri kullanıyorlar. Gezi’ye kalkışma, 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarına darbe, Cemaat’e paralel yapı diyorlar. Ortak noktaları ise son 12 yılda Türkiye ’de AKP önderliğinde bir “devrim” yaşandığına inanmaları (örnek aldıkları Etyen Mahçupyan buna “halk ihtilali” diyor). “Baş devrimci” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’a uzanan her dili kesiyor, Cihangir’i üs edindiklerine inandıkları “Beyaz Türk, mavi kanlı” liberal-ulusalcı-solcu karşı-devrimcilere göz açtırmıyorlar. Gençler, siviller, sivri dilliler. Eski rejimin organik aydınlarının aksine, halkı dinliyor, halkı anlıyorlar. Halkın devrimine, halkın devrimcisine sahip çıkıyorlar.
Hafızalar zorlansın!
“Zinde devrim bekçileri”nin bir ortak özelliği daha var. Değişime inanıyorlar (Markar Esayan, Yeni Şafak, 1 Mayıs 2014). Bugünün önde gelen devrim bekçilerinden Melih Altınok’un Oda TV için (yanlış okumadınız, Oda TV) 29 Eylül 2009’da kaleme aldığı şu sözleri başka nasıl açıklayabiliriz? “Bir defa Siyasal İslam için demokrasi amaç değil, araç. Bunun tersini iddia etmek, Allah’ın düzeni dışındaki ‘kul icadı’ rejimleri küfür sayan İslam ve kitabı oracıkta dururken pek mümkün değil. … Siyasal İslamcıların tek gerçek yol gösterici gördükleri Kuran’a göre açıkça eksik ya da sapkın sayılan, eşcinsellere, dinsizlere, gayri Müslimlere, kadınlara diğer yurttaşlarla eşit haklar tanıyan demokrasi uğruna böylesine bir ittifaka girmelerinin nedeni anlamak çok zor olmasa gerek. Ortada pragmatistçe şekillendirilmiş bir ittifak var.” Belli ki halk devrimi henüz başlamamış!
Devrim bekçileri arasında değişime tek inanan Melih Altınok değil elbette. Başbakanlık tarafından 24 Nisan vesilesiyle yayınlanan taziye metnini yere göğe sığdıramayan Markar Esayan, metnin 12 yıldır yazdığı tüm yazıların özeti olduğunu iddia ederken (Yeni Şafak, 1 Mayıs 2014) kendi deyimiyle “hafızasını yeterince zorlamamış” gözüküyor. Aksi halde “Tayyip Erdoğan’ın Gdansk’tan salladığı ‘Ermenistanlı kaçak işçileri gerekirse geri göndeririz’” tehdidini eleştirirken “Siz bu kafayı hiç değiştirmeyin emi … 40 bin Ermenistanlıyı sınır dışı edin. Olmadı elinizde hâlâ elli bin kadar da Türkiye Ermenisi var. Kırık dökük vakıfları, biraz malları da var devletten koruyabildikleri. Onlar için de ikinci bir çakma Emval-i Metruke kararnamesi çıkarır, dağıtırsınız” diye yazdığını hatırlardı (18 Mayıs 2009; bundan sonraki tüm alıntılar Taraf’tan). Ya da Erdoğan’ın “Türk-İslam sentezi laboratuarında üretilmiş” dimağının, milliyetçi damar ağır bastığında, “Canan Arıtman’ın, Mahmut Esat Bozkurt’un ve hatta ‘Atalarım’ diye kutsanan İttihatçıların hemen yanında” yer aldığını iddia ettiğini (18 Mart 2010).
Mazi kalbimde bir yaradır
İşin garibi, Esayan o zamanlar AKP’nin “en az Cumhuriyet elitleri ve ulusalcılar kadar ataerkil damara sahip ve demokrasi özürlüsü” olduğunu düşünüyormuş (3 Kasım 2008). Hatta baş devrimci Erdoğan “Kürt vatandaşlarının bir kısmına ‘ya sev, ya terk et’ diye dayılanır(ken) … bir siyahken beyazlaşmaya, toplumsal olarak kadın pozisyonundayken erkekleşmeye çalışıyor”muş. “Tıpkı Michael Jackson’ın beyazlara benzemeye olan tutkusunun kaderi gibi, sonuçta ortaya çıkacak şey… orijinallerinin yanında ancak ibret olacak bir işe yaramazlıkta yitip gitmek olacak”mış. Kapatma davası ile iyice ortaya çıkan bu “renk kayması”, “güce hürmet, mağdur, muhalif AKP’yi ehlileştiriyor”muş. Erdoğan, “medya ile kavga ediyor, yeni anayasa için isteksizleşiyor, şiddet söylemini meşrulaştırıyor, vatandaşlarını ‘çek git’ diyerek taciz ediyor. Bununla da kalmıyor; ‘daha çok doğurun’ diyerek bizlerin en özel alanına müdahale etmeyi dahi kendine bir hak görüyor”muş (6 Kasım 2008). Bugünün karşı-devrimci söylemlerine ne kadar benziyor değil mi?
Zaten Esayan karşı-devrimcilere de bir dönem sempati besliyormuş. “AKP Abant’ı Dinlemeli” başlığıyla yazdığı bir yazısında “paralel yapının” en bilinen organizasyonlarından Abant toplantılarının “fikirlerin kendini sakınmadan ifade edileceği neredeyse baş döndürücü özgür bir atmosfer sunduğundan” bahsediyor, “AKP’deki yalpalama ve duraksamaların devleti ve kurumlarını özgürleştirmek mi, yoksa AKP’lileştirmek mi olduğu sorgulanıyor artık” diye görüş bildiriyor (28 Haziran 2008).
He sees Cemaat people!
Ama tabii “paralel yapı” söz konusu olduğunda Yıldıray Oğur’un değişimiyle boy ölçüşmek mümkün değil. Oğur’un sosyal medyada çok alıntılanan 14 Şubat 2012 tarihli “I See Cemaat People” başlıklı yazısını geçelim. Ya Türkiye’nin yakın tarihinin “F tipi bir komplo” olarak yazıldığını iddia eden karşı-devrimci tezle dalga geçen yazıları? “Zaten Ergenekon dediğin nedir ki? F tipi istihbaratçı bombayı koyar, Fethullahçı muhbir ihbar eder, Ef tipi polis basar, Fethullah destekli medya yazar, şakirt savcı hüküm verir. Olur sana Ergenekon” (18 Haziran 2009). “En popüler Ergenekon yalanları”ndan biriymiş bugün halk devriminin kırmızı kitabı niteliğini kazanan F tipi tezi ve aslında daha 2010 yılında çokmuş (5 Ocak 2010)! Hem zaten ne yapıyormuş ki “paralel yapı”? “Devletten farklı olarak sokak ortasında adam infaz etmiyor, işkence yapmıyor. En büyük günahları -o da Avcı’ya göre- bu 389 sayfada teşhir edilen kirli devleti teşhir için sahte belge üretmek … Neden Türkiye’nin sivilleşmesi ve demokratikleşmesi için oraya buraya imamlar atayarak mücadele ediyorlar? Hatta bunun için ellerindeki her şeyi riske atıp malzeme de bu kadar bolken araya parça belge atıyorlar? … Keşke geçmişteki ‘darbelere karşı da devlet içinde örgütlenmiş bir cemaat olsaydı’” (26 Ağustos 2010).
Ne diyelim… Yeni Türkiye sizinle gurur duyuyor!
Not: Bu yazıyı birkaç hafta önce yine Radikal İki’de yayımlanan İrfan Aktan’ın “Yeni Türkiye’nin Genç Aydınları” yazısıyla birlikte okumanızı tavsiye ederim.
RADİKAL 2
http://www.radikal.com.tr/radikal2/yeni_turkiyenin_zinde_devrim_bekcileri-1189971
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.03.2020
25.02.2020
10.02.2020
16.12.2019
5.01.2019
19.10.2019
12.10.2019
6.08.2019
2.07.2019
24.03.2020