Yıldıray OĞUR
1 Nisan 1923 günü, Meclis kürsüsüne çıkan İsmet Paşa, “seçime gitmeyi teklif ediyoruz” dediğinde muhalif vekiller şaşırmıştı.
Çünkü o ana kadar ısrarla seçim isteyen muhalif İkinci Grup üyesi vekiller, karşılarında hep iktidarı ve bilhassa da İsmet Paşa’yı bulmuşlardı.
Üç sene sonra idam edilecek Lazistan mebusu Ziya Hurşit Bey "Zannederim, evvelce böyle bir teklif verilmişti de, Paşa hazretleri reddine taraftar olanlardan birisi idiniz” demiş, İzmit mebusu Sırrı Bey, “Paşam, bunu bizzat 20 gün evvel teklif etmiştim ve bizzat zat-ı aliniz aleyhinde bulunmuştunuz” diye kibarca bu çelişkiyi hatırlatmıştı.
Ama emir büyük yerden geliyordu. Uzun bir Batı Anadolu gezisine çıkan Mustafa Kemal Paşa, Ankara’ya döner dönmez gece topladığı yakın kurmaylarına, Meclis’i yenileme talimatı vermişti.
Seçim tarihi 28 Haziran 1923’dü. Seçimlere sadece üç ay vardı.
Bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinin de ilk baskın seçimiydi.
Aslında Meclis erken seçim teklifini kabul edince kürsüye çıkıp İstiklal Harbi’ni birlikte yaptığı vekillere teşekkür eden Mustafa Kemal Paşa’nın konuşmasına bakınca ne olup bittiğini anlamak pek mümkün değildi:
“Arkadaşlar; Türkiye Devletinde ve Türkiye Devletini kuran Türkiye halkında taçlar yoktur, diktatör yoktur. Taçlar yoktur ve olmayacaktır! Çünkü olamaz. Bütün cihan bilmelidir ki; artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da hakimiyet-i milliyedir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.”
Halbuki bu baskın seçimin amacı, Birinci Meclis’te sesi çok çıkan, muhalif İkinci Grup’u tasfiye edip, Lozan’ı gürültüsüz onaylayacak, o günlerin tabiriyle “kız gibi” bir Meclis kurmaktı.
Güvenilir vekil adaylarını belirleyecek komisyonun üyelerinden biri, iki yıl sonra idamla İstiklal Mahkemesi’nde yargılanacak, daha sonra kitapları yakılacak Kazım Karabekir Paşa’ydı:
“Ben muhalif istemiyorum' diyerek, kendisine kavlen ve tahriren en çok sadakat gösterenleri ve Birinci Meclis'te fiiliyatıyla bu emniyeti kazananları ve hemen bütün karargâhının mensuplarını namzet gösteriyordu. Ben de böyle emre uyan bir meclisle, dünyaya hakim İtilaf devletlerinin emniyetini kazanamayacağımızı ve dahilde de hürriyet mefhumunu kaldıracağımızı ve belki daha şiddetli bir muhalefete yol açılacağını söyleyerek seçim komitesinden ayrıldım.”
28 Haziran günü yapılan seçimlerde sandıklardan daha sonra Cumhuriyet Halk Fırkası’nı oluşturacak iktidarın müdafa-i hukuk grubu adayları çıktılar. Meclis artık, Mardin’den vekil seçildiğini gazetelerden öğrenen Yakup Kadri gibi “güvenilir”isimlerden oluşuyordu. Meclis’e girebilen tek muhalif ise Gümüşhane’de kavga dövüş bağımsız vekil seçilmeyi başaran Zeki Kadirbeyoğlu olmuştu.
Ama bu anlayışın Meclis’ten kendi muhalefetini yaratması uzun sürmedi. Bir yıl sonra aralarında Mustafa Kemal’in yakın arkadaşları, İstiklal Harbi komutanlarının da olduğu 29 kişi CHP’den istifa ederek muhalif Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdular.
Bu beklenmedik muhalefet, ancak Şeyh Said Ayaklanması bahanesiyle partinin kapatılması, ardından da İzmir Suikastı davasında muhalif vekillerin idamla yargılanmasıyla durdurulabilecekti.
Çok partili demokrasiye geçildikten sonraki ilk erken seçim ise 1957 yılında yapıldı.
Bu da aslında erken değil, baskın bir seçimdi.
1954 seçimlerinin ardından Demokrat Parti iktidarında işler kötüye gitmeye başlamıştı.
6-7 Eylül olayları sonrasında toplantı, gösteri, sendikal haklar kısıtlanmış, basına yönelik baskılar artmış, aralarında 79 yaşındaki Hüseyin Cahit Yalçın ve İsmet İnönü’nün damadı Metin Toker’in de olduğu gazeteciler tutuklanmış, Cumhuriyetçi Millet Partisi lideri Osman Bölükbaşı’nı seçtiği için Kırşehir ilçe yapılmış, SBF dekanı Turhan Feyizoğlu bir konuşması yüzünden görevden alınmış ve bu uygulamalara karşı çıkan DP içinden bir grup milletvekili de istifa ederek Hürriyet Partisi’ni kurmuşlardı.
1957 yılında iktidarın dili ve uygulamaları daha da sertleşmişti. Radyo tümüyle muhalefete kapanmıştı. Menderes’in miting meydanlarında ise iki gündemi vardı; Kıbrıs davası ve komünist ayaklanma tehlikesi.
Antep’te yaptığı konuşmada “Muhalefet ve basının açmış olduğu şiddetli ateşin himayesinde bir takım komünist birliklerinin hareket hazırlıklarında olduğu görülüyor” demiş, “kanun yetmezse kanun hükmünde kararnamelerle bu fitneyi bitirme” sözü vermişti.
DP iktidarının sertleşmesine karşı üç muhalefet partisi birlikte hareket etmeye başlamışlardı. Muhalefetin talepleri “siyasi emniyet, basın hürriyeti, hakim teminatı, üniversite muhtariyeti, toplantı ve seçim kanunlarının islahı”ydı.
Bu sırada muhalif liderlerden Osman Bölükbaşı, Kırşehir’de karşılanması sırasında yaşanan olaylar yüzünden tutuklandı. Hapishanede saçlarının kazıtıldığı haberleri çıkıyor, yeni doğan çocuğu için diğer muhalefet liderleri ona tebrik telgrafları gönderiyordu.
Böyle bir zor dönemde birbirine yaklaşanmuhalefetin ittifakını engellemek ve onları hazırlıksız yakalamak isteyen Başbakan Menderes, 5 Eylül 1957 günü erken seçim kararı verdi. Seçim için belirlenen tarih 27 Ekim 1957’ydi. Yani seçimlere iki ay bile yoktu.
Yetmemiş, seçim kanununda bir değişiklik yapılarak, partilerin ittifak yapması engellenmişti.
Muhalefet partileri ortak açıklama yaparak seçimden sonra anti-demokratik kanunları değiştirerek, tekrar seçime gitmeyi vaad ettiler.
Muhalefetin liderlerinden birinin hapishanede olduğu seçimler gerilimli geçti. Radyo sadece iktidar propagandası için kullanıldı, mühürsüz pusulalar, 46 seçimlerini hatırlatan usulsüzlükler oldu. Henüz tüm sandıklar kapanmadan, radyodan “DP’nin tulum çıkardığı” yayınları yapıldı.
Ama bütün bunlara rağmen sonuç Demokrat Parti için hüsran oldu. Seçim kanununun avantajıyla tek başına iktidar olmasına rağmen DP on puan gerilemiş, Meclis’te 79 sandalye kaybetmiş, muhalefetin oy toplamı iktidarı geçmişti.
Türkiye’de halk her zaman mesajını sokakta değil, sandıkta vermeyi tercih etti.
Baskı, hile, devlet müdahalesi, adaletsizlikler, tehdit, kibir ilk gelen sandıkta cezalandırıldı.
Parti devletin valileri ve jandarmalarıyla girdiği, açık hile yaptığı 1946 seçimlerine tepki, 1950 seçimlerinde Demokrat Parti’yi iktidara taşıdı.
Halk, belki darbelere karşı sokağa çıkmadı ama 1960 darbesinden bir yıl, Adnan Menderes’in idamından bir ay sonra yapılan seçimlerde yasaklı DP’nin devamı olduğunu iddia eden üç parti çoğunluğu elde ettiler.
Toplum “beni seçmezsen ülke elden gider, anarşi geri döner, ülkenin bekası tehlikeye düşer” tehditlerini de hiç sevmedi. 1983 seçimlerinde tvlerden ve meydanlardan “kardeş kavgasına dönmek”le korkutan, kendi kurdurduğu parti MDP’yi işaret eden Kenan Evren’e rağmen, halk gidip çok az tanıdığı Özal’ı seçti.
İktidar sarhoşluğu, kibir de cezasız kalmadı. 1989 yerel seçimlerinde sandalyede iple bağlanmış belediye başkanı afişleriyle halkı tehdit eden ANAP ve kazanacağından fazla emin Dalan geceyi hezimetle kapattı.
Yolsuzluklar ve siyasette aile fotoğrafı hiç şık bulunmadı. 1991 seçimlerinde ANAP’ı üçüncü parti yapan kötü görüntülerden biri Semra Özal’ın İstanbul İl Başkanlığı’ydı.
Bir siyasetçiyi medyada linç etmek, ona eline geçen her şeyi fırlatmak, görünmez kılmak çoğunlukla ters tepti. 1994 seçimlerinde hiç şans verilmeyen, kendine gazetelerde, televizyonlarda yer bulamayan, bulsa bile sert eleştiriler ve önyargılarla haber olan genç Tayyip Erdoğan’ın şöhretli rakiplerini geride bırakarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde gazeteler günlerce inanamadılar.
O rüzgar 1995’de bir kaç küçük gazete dışında medyası olmayan Refah Partisi’ni de birinci parti yaptı.
Sosyal meseleler, tarihi fay hatları da sadece askeri yöntemlerle, tutuklamalarla yok edilemedi. PKK’nın içeride ve dışarıda sıfırlandığı, DEP’li vekillerin tutuklandığı bir ortamda seçime giren HADEP 1 milyonun üstünde oy alınca herkes çok şaşırmıştı.
Milli davalar ve milliyetçilik, hamaset her zaman iş yaptı ama bu tek başına yetmedi. Kıbrıs Fatihi, Karaoğlan Ecevit, bir yıl geçmeden girdiği ilk ara seçimde hezimet yaşamıştı. Ama 1999’da Öcalan’ın yakalanmasının dalgası yaşlı Ecevit’i iktidara taşıyabilmişti.
Bir lideri yasaklamak, siyasi mühendislikler yapmak, devletin kolluk güçleriyle önünü kesmeye çalışmak da hep ters tepti. 2002 seçimlerine girerken siyaseten yasaklı olan Erdoğan, bir yılı doldurmamış partisini tek başına iktidar yapmıştı.
Tarihin yanlış tarafında kalmak ve değişime direnmek de hep hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Başörtüsü fobisiyle milyonluk Cumhuriyet mitinglerini dolduran, sandıklara koşan laikler, 22 Temmuz akşamı bu gerçekle yüzleştiler.
Büyük paralar harcamak, dev mitingler düzenlemek, bütün ülkeyi afişlerle donatmek, halkı kuşe kağıda basılmış broşürlere boğmak, medyayı partizanca kullanmak da kitleleri ikna için yeterli olmadı.
16 Nisan referandumunda neredeyse hiç afiş asmayan, kampanya yapmayan sessiz hayır bloğu sandıklarda Evet’le başabaş çıktı, hatta milyonluk mitinglerin yapıldığı büyükşehirlerde öne geçti.
Yani Türkiye’nin seçim tarihi, yeni bir seçime giderken siyasetçiler için ibretlik derslerle dolu.
24 Haziran seçimlerine iki ay kala da sonucu afişler, dev mitingler, gazete manşetleri değil bütün bu eski tecrübelerden ders çıkarılıp çıkarılmadığı belirleyecek...
.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025