Dünyada hiçbir terör örgütünün uçakları, tankları, helikopterleri, devletin muteber ve dahi korunaklı kurumlarında keyfiyet ve kemiyet olarak bu kadar destekçisi yoktu ve olamazdı. Lakin 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünde bir terör örgütünün bütün bunlara sahip olduğunu gördük.

Üzerinden 60 gün geçti.

2200 insanımızın yaralandığı ve 242 kahramanımızın da şehid düştüğü 15 Temmuz gecesi bizim için kelimelere sığmaz acı yaşattığı gibi tarifi imkânsız onur da yaşattı. Bu acı ve onuru tarih kitaplarının sayfalarından başka, İlahi adaletin eksiksiz tecelli edeceği gün daha iyi göreceğiz.

Yeryüzünün tanık olmadığı bu ihaneti çok yazacağız, ancak Kurban Bayramını idrak ettiğimiz bu günlerde o gecenin kahramanlarına minnetimizi şimdi yazmaz isek temiz hatıralarına haksızlık edeceğimizi düşünüyorum.

Akşam saatleriydi, tahminen 22.30 civarıydı. Öngörüsüne ve cesareti ile bilinen çocuk uzmanı doktor arkadaşım arayıp anormallikten haberimin olup olmadığını sordu. Haberim yok dedim ve bilgisayarımdan Trthaber'i açtım, telefon görüşmemiz devam ediyordu. Trthaber'den sonra diğer kanallara da kısaca baktım ve muhtemelen bir ihbar var, endişe edilecek bir durum yok dedim. Feraset ve cesaretini takdir ettiğim Doktor arkadaşım, “Hocam, bir anormallik varsa sopalarımızı alıp tanklara karşısına çıkalım” dedi de gülüşmüştük.

Çok geçmeden başkaları da sordu, kızım ikinci kez 23.03'te gelip “baba gelip televizyona bakar mısın? Sanki olay ihbardan ibaret değil” dedi. Kalkıp televizyonun bulunduğu odaya geçtim, bütün kanallar açık, ama ihbarı çok aşan bir durum olduğu belliydi. Aklıma gelen ilk şey YAŞ pazarlığı ile ilgili bir kalkışma oldu. TSK bu lokal kalkışmayı bastırır deyip televizyonu izlemeye devam ettim. Birkaç dakika sonra PENSİLVANYA meşeli bir darbe teşebbüsü olduğunu anladık, kavradık.

Bunu şunun için anlatıyorum:

Eğer bugün bütün burukluğuna rağmen zillet altında bir bayram yaşamıyorsak, ben ve benim gibi olayı geç kavrayanlar ne olup bittiğini düşünürlerken şehid olmayı göze alarak tankların önüne koşanlara borçlu olduğumuzu hiçbir zaman unutmamalıyız.

Bilmeliyiz ki o öncü kahramanlar/evvelin milletin zillet içinde yaşamaması için izzetli bir duruş sergilediklerinden dolayı bu ülke payimal edilmedi. Yine takdir etmeliyiz ki o gece sabaha kadar ölümü korkutan yürekleriyle uçağa, helikoptere, tanka, ağır makinalı silahlara kafa tutan yiğitler olmasaydı bizlerden sağ kalanlar 16 Temmuz 2016'dan sonra kendilerini asırlarca zillet içinde kalacak bir ülkede bulacaklardı.

Burada bu bayram gününde bizlere bayramı zillete dönüştürmek isteyenlere fırsat vermeyen herkese minnettarız, bilhassa 15 Temmuz gecesi korkunun nasıl yenileceğini şahadetleriyle ispatlayan kahraman şehidlerimizi kemal-i edeble yâd ediyorum. Rabbulalemin muhterem ailelerine sekine indirsin, kalplerine inşirah bahşetsin.

Gazilerimize dünya durdukça teşekkür ediyoruz. Onlara iki cihan saadeti diliyoruz. Çünkü biliyoruz ki evlerinden çıkıp tanklara doğru yürüdüklerinde bir daha geri dönemeyebileceklerini de hesaplamışlardı. Onlar eşlerini, çocuklarını, ebeveynlerini, kardeşlerini geride gözü yaşlı bırakabilirlerdi, lakin onlara Haçlıların yerli uşakları tarafından derdest edilmiş bir Türkiye bırakamazlardı.

Size minnettarız ey azizan.                     

Nice Bayramlara hayır ve selametle.