Akif BEKİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Nobel alan terörist' lafı, Orhan Pamuk'a değilmiş. Cumhurbaşkanlığından Fahrettin Altun yanlış anlaşılmayı düzeltti. İnanırım.
Fakat kime öyleyse laf?
Daha Altun açıklamazdan evvel etrafla paylaştığı bir teorisi var bu fakirin.
Notere mühürletmedim ama Yavuz Oğhan gibi şahitler gösterebilirim. Erdoğan'ın, Pamuk'u işaret ederken aslında başkasını kastettiğini baştan bildiğime yemin etsem başım ağrımaz.
Kimi mi? Tahminim, Osman Kavala'ya gidiyor mecazi Nobel...
Teorim şu: AİHM'in, hukuki değil siyasi kararla tutuklandığına ve hemen salıverilmesi gerektiğine hükmetmesi, Cumhurbaşkanı'nı kızdırdı. İnsan Hakları Günü etkinliğinde konuşacaktı. Söz bu yılın infial uyandıran Nobel'ine gelince de, tepkisini dışa vuracağı bir fırsat buldu. Ve laf ağızdan çıktı. Yaydan fırlayan ok gibi...
Ha AİHM ha Nobel, ha Orhan ha Osman, isimlere takıldığını zannetmiyorum. Altun da kişiselleştirmemenizi istiyor.
Cumhurbaşkanı, 'kızım sana söylüyorum gelinim sen anla' taktiğine ilk kez başvurmuyor.
Suriye'de YPG'yle ilgili verdikleri sözleri tutmadılar dediği Putin'le Trump'a kızıp sinirini Merkel'le Macron'dan çıkarmamış mıydı?
ABD ve Rus liderlerini gizli ajandaları olmayan, dürüst ve güvenilir dost olarak tanımlarken 'ey' ihtarı çektiği Avrupa'yı ikiyüzlü ve sahtekar diye paylamıyor mu?
Pamuk'un Nobel'den ödül almasına patlar görünürken niye aslında Kavala'nın o gün AİHM'den tahliye almasına öfkelenmiş ve yansıtıyor olmasın ki!
Altun, Erdoğan'ın ödül hiddetinin Pamuk'a yönelik olmadığı gibi özel bir kişiye bile indirgenemeyeceğini, şöyle genel anlaşılması gerektiğini söylüyor:
“Bu sözlerle Türkiye düşmanı ideolojik yaklaşımları ve terör faaliyetleri bilindiği halde Nobel’e aday gösterilen ya da farklı uluslararası örgütlerce ödüllendirilen isimleri kastetti..."
Hatta yayarak biraz daha genelleştiriyor: “Cumhurbaşkanımız burada esasen Avrupalı kurum ve kuruluşların ideolojik yaklaşımlara dayanan ödül sistemlerini eleştirmiş, ırkçılığı ve terörizmi ödüllendiren ikiyüzlülüğe vurgu yapmıştır.”
Yani her ne kadar bağlam Nobel ve cümle, "Türkiye'den kalkmışlardır teröriste ödül vermişlerdir" kesinliğindeyse de Cumhurbaşkanı, burada sembolizm yapıyor.
Sonrasında Aziz Sancar'ı ayırıp isim vermeden Pamuk'a uyan noktasal bir tarif yapmış olsa bile herkes yanılıyor. "Teröristleri romanlarına yansıtanları ödüle layık görüyorlar" lafı, Pamuk'a gitse de hedef o diye almayın.
İsimleri ve kişileri aşan, somut örnekleri çağrıştırma üstünden Batı kurumlarınca dağıtılan ödüllerin neyi temsil ettiğini deşifre etmeyi amaçlayan sembolik bir anlatım yani Cumhurbaşkanı'nınki.
Altun, 'ödül vermişlerdir' ifadesini bu yüzden genelleştirerek 'ödüle aday gösterdikleri' şekline çeviriyor.
Buradaki şifreyi çözdüğünüzde resim daha bir netleşiyor.
Bu yılki Nobel Barış Ödülü'ne Türkiye'den iki ismin adaylığı teklif edilmişti. Anımsarsanız, mesajın kimi anıştırdığını daha rahat anlarsınız.
Önerilen ama aday gösterilmeyen, ikisi de hapisteki bu isimler Osman Kavala ile Selahattin Demirtaş'tı.
'Ödül vermişlerdir' deyip Sancar'ı ayrı tutunca geriye tek isim kalıyordu; Orhan Pamuk.
Fakat aklınıza niye hemen tek kişi geliyor, 'aday gösterilenler' diye bakmanız istenince kapsam Kavala ve Demirtaş'a da genişletilmiş olmuyor mu?
Diyeceksiniz ki Kavala'nın kitabı mı var, Demirtaş roman mı yazdı, Pamuk teröristleri mi yansıtıyor...
Haklısınız da, edebiyat Nobel'i almış, aday gösterilmiş terörist bir yazar mı var, ona bakarsanız...
Esprisi tam da burada zaten. Hepsi de olabilir, hiçbiri de. Havaya atılan bir taş bu, kimin başına denk gelirse.
Erdoğan-Doğan buluşmasına nasıl bakıyorsunuz?
Ruşen Çakır, Medyascope yayınında farklı bir açıdan bakmış.
Diyor ki “Aydın Doğan’ın iş hayatında 60. yıl kutlamasıyla Mustafa Sarıgül’ün oğlu Ömer Sarıgül’ün düğününün katılımcıları, ülkede yaşanan kutuplaşmanın aslında kurmaca olduğu yolunda ipuçları taşıyor...”
Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Aydın Doğan’ın birbirlerine karşılıklı iltifat ve teşekkürlerinin üzerinde duruyor Çakır.
Erdoğan’ın, ülkesi ve milleti adına Doğan’ın geçmiş hizmetlerini övmesi çok ilgisini çekmiş. Bir de bu tarihi barışın, aralarını açan Hilton otelinde taçlandırılmış olması!
Çakır, bu fotoğraftan siyasi kavga ve kutuplaşmaların gerçek ve sahici değil, aslında yapay ve göstermelik olduğu sonucunu çıkarıyor.
Aksi halde, dünya yıkılsa yan yana gelmeyecek gibi zıtlaşan, düşmanlaşan aktörler, ticari ve ailevi kutlamalar için kolayca bir araya gelip böyle samimi ve dostane fotoğraflar verebilir mi?
Çakır’a sordurduğu soru bu. ‘Demek ki birbirleriyle ilgili içlerinde besledikleri hisler, dışarıdan sandığımız kadar gerçek ve güçlü değil’ kanaatine ulaşıyor.
Yüze gülmelerine mani olmuyor, birinin diğerinin kuyusunu kazdığına dair verdikleri izlenim...Yabana atılmayacak bir bakış açısıdır.
Ama şahsen başka bir yerden bakıyorum. Belki görüntü yanıltıcı, ancak hangisi? Eskisi mi, yenisi mi? Emin miyiz?
Kavganın sulha bağlanmasını, mutlu sonla bitmesini ise yadırgamıyorum.
Asıl, o gecede çekilmeyen fotoğrafın peşindeyim. Ertuğrul Özkök, birlikte Beştepe protokolüne girdikleri FOX ve Sözcü’nün yayın yönetmenleriyle düşman çatlatma pozunu bu kez niye vermedi?
Ayrıca, benim için de konuşacaktı, yasaklılar listesinden çıkarmak için kefil ve şefaatçim olacaktı, ne yapıp ne edip halledecekti işimi...
Fakat o geceden beri şahsından haber alınamıyor. Adeta sırra kadem bastı. Yer yarıldı da susma yemini etmiş gibi suskunluğa gömüldü sanki zatı. Sesi soluğu çıkmıyor.
Aldı beni bir merak, acep nedendir?
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025