Ali BAYRAMOĞLU
Türkiye hiç bir cumhurbaşkanlığı seçimini krize değmeden, devletin ağırlığını hissetmeden, özellikle devlet krizi yaşamadan atlatamamıştır.
Son cumhurbaşkanlığı seçimlerini hatırlamakta fayda var...
2007 baharını siyasi cehenneme çevirmişti bu seçimler...
Çevirmişti zira, AK Partili bir milletvekilinin Çankaya'ya çıkması sadece (devlet temsilinde başörtü gibi) simgesel altüst oluşları değil, aynı zamanda ciddi siyasi ve kurumsal kopuşları da içeriyordu.
12 Eylül Anayasa'sının öngördüğü 'yapı'nın sona gelmesi anlamına geliyordu.
Bu yapı ise, siyasetçiye emanet edilen 'siyasi alan' ile bürokrasinin, özellikle askerin denetimindeki 'devlet alanı' arasındaki ters bir hiyerarşiyi temsil ediyordu. Anayasal ve rejimsel hedef her zaman siyasi alan ve aktörlerin, devlet alanı ve aktörleri tarafından kontrolluydu.
Bu denklemde devletin tepesini, bürokratik dokusunu, özellikle yüksek yargıyı, üniversite rektörlerini şekillendirme gücüne sahip olan cumhurbaşkanının 'kimliği ve rolü' hayati önemdeydi.
Özal ve Demirel gibi siyasiler kişilikleri ve partileriiyle hem 'merkezi temsil eden' aktörlerdi, hem iniş döneminde Çankaya'ya çıkmışlardı. AK Parti ise tersine, sistemin tüm simgesel ve politik sınırlarını aşıyordu. 2007 ivme kazandığı bir dönemdi. Velhasıl Gül'ün cumhurbaşkanlığı bir modelin iflası ve sonu olarak görülüyordu.
Laik kesimler bunun Çankaya'nın düşmesi, devletin ele geçirilmesi gibi tabirlerle ifade etmişlerdi o dönem.
Cumhuriyet mitingleri furyası bunun için tetiklenmişti. 27 Nisan muhtırası bunun için verilmişti. Anayasa Mahkemesi üyeleri 367 kararı almaya bunun için itilmişlerdi. '367 el kaosa kalktı' manşetleri bunun için atılmıştı.
En nihayet toplum devreye girdi ve geçiş için onay, krize ayar verdi, bir devrim yaptı.
2007 Temmuz seçimleri de bunun için ülke tarihinin en kritik seçimlerinden birisi, iç dinamiklerin, toplumun siyaseti kuşattığı tarihi anlardan birisi oldu.
Gül'ün cumhurbaşkanlığı bu açıdan bakıldığında gerek Türkiye açısından gerek AK Parti'nin öyküsü bakımından yeni bir evredir. Çankaya-hükümet arasında bütünleşmeyi ve başbakan etrafında bir güç pekişmesini ifade eder. Nitekim Çankaya-hükümet ilişkileri, sivillleşme süreci başta olmak üzere tüm kritik anlarda, çatışmalarda, reformlarda, devlet dokusunun değişmesinde belirleyici bir rol oynamıştır.
Şimdi karşımızda yeni kurumsal evre, yeni bir başlangıç duruyor.
Ağustos ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi bu çerçevede üç açıdan önemli.
-Her şeyden önce siyasi hayatımıza doğrudan seçilecek ve meşruiyet düzeyi yükselecek bir cumhurbaşkanı girecek. (Yetkileri değişmese bile ağırlığı artacak yeni bir siyasi aktörden söz ediyoruz.)
-İkincisi, ufukta herhangi bir anayasa değişikliği görünmezken, Tayyip Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmaya karar vermesi halinde, 'koşan, terleyen cumhurbaşkanı' ya da 'yetkilerimi tam kullanırım' gibi sözleri ile baskın siyasi kişiliği dikkate alınırsa Türkiye'nin fiili bir başkanlık sistemiyle tanışması ciddi bir ihtimal olacak. (Fiili başkanlık sisteminden, halk tarafından seçilmiş ancak siyasi sorumluluk taşımayan cumhurbaşkanının başbakan gibi hareket etmesini, uhdesinde olmayan kimi yetkileri doğrudan ve dolaylı olarak kullanmasını kastediyoruz.)
Üçüncüsü, bu gelişmeler, hakim siyasi parti olarak AK Parti'nin eş başkanlık sistemiyle ya da güçlü ya da güçsüz başbakan modeliyle kendi içinde bir değişim yaşayacak
Açık: Her üç durum da sadece siyasi değil, kurumsal açıdan, rejimin niteliğiyle ilgili yeni sayfalar içeriyorlar.
Cumhurbaşkanlığı seçimi bunun için çok önemli...
Türkiye'nin siyasal ve toplumsal dokusunun, devlet yapısı, geleneklerinin bu muhtemel değişimleri ve muhtemel fiili halleri nasıl taşıyacağı, sindirip sinderemeyeceği son derece önemli bir meseledir.
Tartıştığımız her konu ve aktör bu önemli meselenin, bu kritik virajın bir unsurunu oluşturuyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025