Gülay GÖKTÜRK
Bir önceki yazımda koalisyon hükümetlerine kategorik olarak iyi ya da kötü denilemeyeceğini; her durumu o günün siyasi ihtiyaçları ve koalisyon adayı olan partilerin o günün temel meselelerinde aldıkları pozisyon göz önünde tutarak değerlendirmek gerektiğini yazmış ve bu yazdıklarım ışığında AK Parti-MHP ile AK Parti- HDP koalisyonlarını değerlendirmiştim.
Geriye iki koalisyon ihtimali kaldı: AK Parti- CHP koalisyonu ya da dışarıdan HDP destekli CHP-MHP koalisyonu...
İkinci ihtimal üzerine bir şey söylemeyeceğim. Böyle bir senaryonun neler getirebileceğini görmek için kâhin olmaya ihtiyaç yok.
AK Parti-CHP koalisyonuna gelirsek...
Sözün burasında bazı okurların “Kılıçdaroğlu daha dün açık açık koalisyon yapmayacaklarını bir kere daha deklare etti; sen hâlâ koalisyondan bahsediyorsun” dediğini duyar gibiyim ama unutmasınlar ki, bu deklarasyondan kısa bir süre önce Kılıçdaroğlu’nun ekonomiyi yönetmek üzere CHP’ye davet ettiği Kemal Derviş de Türkiye için ideal formülün AK Parti- CHP koalisyonu olduğunu savunmuştu. Dolayısıyla, bu çelişkiyi çözmeyi onlara bırakarak ve bugün söylenenlerin seçim sonrası çok kolay unutulabileceğini hesaba katarak, biz yine bu ihtimal üzerinde fikir jimnastiği yapabiliriz.
* * *
Kemal Derviş’i televizyonda dinlerken uzun zamandır ilk defa sorumlu, adil ve ilkeli bir siyasi muhalifle karşılaşmanın keyfini yaşadım.
Derviş yiğidi öldürse de hakkını yemiyordu.
İyi işleyen bir hukuk devletinin varlığının ekonominin sürdürülebilirliği açısından ne kadar hayati olduğunu vurguluyordu elbette ama CHP’liler gibi “koyu bir diktatörlük” ya da “faşist rejim” gibi nitelemeleri duymuyordunuz onun ağzından.
Büyümenin hız kaybettiğini ve yeterli olmadığını, tedbir alınmazsa daha yavaşlayacağını söylüyordu ama Kılıçdaroğlu gibi kriz tellallığı yapmıyor, tam tersine kriz beklemediğini söylemekten kaçınmıyordu.
Torba yasaları, İhale Kanunu’nun onlarca kez değiştirilmesini, Merkez Bankası’na ve bağımsız kurumlara müdahaleyi eleştiriyordu elbette ama bunları zaten birçok AK Partili de eleştiriyordu.
Bir sosyal demokrat olarak CHP’nin geçmişine de, Kürt sorununun kökenine de objektif bir şekilde bakabiliyor; CHP’nin katı laikçilik anlayışını eleştiriyor; partinin bu konuda yaşadığı değişimin çok geç kaldığını teslim ediyor; yeni havaalanı, yeni köprü gibi mega projelere karşı çıkmanın tutuculuk olduğunu söylüyordu.
“Keşke CHP’lilerin hepsi onun gibi olsaydı, CHP 13 yıl boyunca bugün Derviş’in sergilediği olgunlukta ve yapıcılıkta bir muhalefet sergileseydi bugün ne kadar farklı bir tabloyla karşı karşıya olurduk” diye geçirdim içimden.
Peki bundan sonra olabilir mi?
CHP parti olarak, Derviş’in ortaya koyduğu sorumlu muhalefet noktasına gelebilmiş olsa, bir AK Parti- CHP koalisyonu pekâlâ çalışabilir; üstelik de çok verimli çalışabilir.
Arkasında yaklaşık yüzde 70’lik bir halk desteği olan böyle bir koalisyon için Kürtlerin kalan sorunlarını çözmek, Çözüm Süreci’nin sonuçlandırmak çocuk oyuncağı olur.
Böyle bir koalisyon, yıllardır Türkiye’nin havasını zehirleyen kutuplaşmanın, düşmanlaşmanın ilacı olabilir.
Böyle bir koalisyon, dayandığı güçlü sosyolojik tabanla Yeni Türkiye’nin inşası projesini halkın yüzde 70’inin gücünü ve birikimini kattığı bir proje haline getirebilir.
Ama bütün bu güzel hayallerin gerçekleşebilmesi için, CHP’nin o kadar büyük bir değişim geçirmesi gerekiyor ki...
Eski Türkiye’yi ve siyasetteki eski imtiyazlı konumunu geri getirmekten tümüyle vazgeçmesi; darbecilik özlemlerinden tümüyle arınması, devlete çöreklenmiş gizli otonom yapıyla uzlaşmayı bırakıp onu tasfiye etmeye hazır olması ve tabii bir de, politika yapmayı hep bir şeyleri engelleme olarak anlayan, yeniliklere ve gelişmeye korkuyla bakan tutucu-bürokratik siyaset geleneğinden kurtulması...
Ama bütün bunlar da o kadar zor ki...
Hani, “halamın sakalları olsa amcam olurdu” diye bir laf vardır ya, onun gibi bir şey işte...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015